Bir köşe yazısı okudum. Önce o yazının son bölümünden her cümleye sıra numarası vererek özet aktarayım.
Sorumluluğunu yüklendiği kimseleri aldatan yönetici cennetin kokusunu bile koklayamaz.
Allah’ın, bir gruba yönetici yaptığı kişi, o grubu doğruya yönlendirmek için çaba sarf etmezse, cennetin kokusunu dahi alamaz.
Yüce Allah, 4 kimseye öfke duyar: Çok yemin eden satıcı, kibirli fakir, zina eden ihtiyar ve zalim yönetici.
Yönetici bir kalkandır. Şayet o, Allah’a karşı sorumluluk bilincini emreder ve adaletle hükmederse bütün yaptıklarından sevap kazanır. Bundan başka bir şey emrederse yaptıklarının karşılığını (vebalini) çeker.
Herhangi bir idareci, kapısını ihtiyaç sahibine, yoksula ve elinde hiçbir şeyi olmayan bir fakire kapatırsa, ihtiyaç ve fakirlik içine düştüğünde Allah da göğün (cennetin) kapılarını onun yüzüne kapatır.
Müslümanların yönetimini üstlendiği halde onlar için çalışmayan ve samimi davranmayan yönetici, onlarla birlikte cennete giremez.
* * *
Bu cümleleri; “Peygamberimiz
Hz. Muhammed’in (SAV) yönetimle ilgili seçilmiş hadislerinden örnekler vermeye devam ediyorum diyerek” Ömer Dinçer köşe yazısında (20 Haziran Haber-Türk Gazetesi) sıraladı.
Ömer Dinçer’i tanırsınız.
Başbakanlık Başmüşaviri.
Başbakanlık Müsteşarı.
Milli Eğitim Bakanı oldu.
AKP dönemi siyasetçisi.
Başbakanlığı döneminde Tayyip Erdoğan’ın uzunca süre bilgisine, görgüsüne, vizyonuna başvurduğu İslamcı kesim aydınlarından biri.
Şimdi 100 puanlık soru.
Tayyipçilere soruyorum.
Yazar, kimi işaret etti.
Kim o, “cennetin kokusunu bile koklayamayacak, cennete giremeyecek, vebal çekecek ve zalim yönetici” diye damgalanacak olan…. Siyasetçi ve yazar Ömer Dinçer, AKP kadrolarının önde gelen bir aydını olduğuna ve yazılarını Türkiye’dekiler okusun diye yazdığına göre “bu cennete giremeyecek zalim yönetici” içimizde yaşayan biri olmalı…
Yazarınız uyarmaya çalışıyor.
Kim bu zalim?
* * *
Ey Tayyipçiler!
O “zalim” e ben “zalim” diye yazsam; “E…sen zaten tarafsın, karşı bir kalemsin…” diyeceksiniz.
Ömer Dinçer yazıyor.
Sizin içinizden biri.
Demek ki, bıçak kemiğe geldi dayandı, Ömer Dinçer bile “zalim” demeye başladı.
Kim bu zalim?
* * *
Bir de söyleşi okudum.
Tam sayfa
Aynı gün (20 Haziran Cumhuriyet) yayınlandı. Söyleşi yapılan kişi şunları anlatıyordu:
Türkiye’de de İslam diye diye İslam elden gidebilir… Avrupa’ya sığınan Müslüman mülteciler arasında bugüne kadar yaşanmamış “ilhad” yaşanıyor.
İlhad yani din değiştirme.
İslam’dan çıkıyorlar.
Hristiyan oluyorlar.
Kitleler halinde…
Berlin ve Hamburg’daki kiliselerde toplu vaftiz için belediyenin yüzme havuzları kullanılmış… Evet, yine Berlin, Steglitz’deki bir kilisenin cemaati 150’den 700’e fırlamış. Yeni gelenler Müslüman iken Hristiyanlığa geçenlermiş. Avusturya’daki Katolik kilisesi üç ayda 300 dine kabul başvurusu almış…
Kim söylüyor bunları?
Fehmi Koru.
14 yıldır iktidar partisini gazetelerde kalemiyle, TRT’de ve TV’lerde açık oturumlarıyla destekleyen, AKP ile iç-içe geçmiş bir yazar Fehmi Koru, “Türkiye’de de İslam diye diye İslam elden gidebilir…” diyor.
Ey Tayyipçiler!
Bunu ben söylemiyorum.
Sizin içinizden biri.
Sizin kendi yazarınız.
Sizi “uyanmaya” çağırıyor.
Şimdi ikinci soru.
Yine 100 puan değerinde:
Yazarınız Fehmi Koru, “Türkiye’de de İslam diye diye İslam elden gidecek…” derken kimi işaret ediyor?