50 yıl önce de aynıydı. Cumhurbaşkanları, başbakanlar kendi adlarıyla söyleyemediklerini Ankara’da iktidara yakın bir yazara söyletirlerdi.
Yazar bu!
Fikri var.
Aklı yerinde.
İlişki üretir.
Davet edilir.
Bunu ben söylememiş olayım, sen yaz denilir. Yazdığı yazıda dile getirdiği iddia, suçlama, uyarı, tehdit her neyse onun başbakana, cumhurbaşkanına, istihbarat başkanına ait olduğunu okur anlardı. Muhalefet de demek ki, “Başbakan böyle düşünüyor” derdi.
Kamuoyu oluşurdu.
Değişmedi.
Önceki gün Ankara’da iktidara çok yakın olduğu bilinen bir yazar, “Rus uçağını dost olarak gördüğümüz bir yapının düşürdüğüne dair kuşkularım artıyor” diye yazdı.
Ve şöyle devam etti:
“Suriye dizayn edilirken, Türkiye içerideki PKK ile meşgul edilmeye başlandı. Bir Rus uçağı düştü. Bu uçak biz hariç herkese yaradı. Türkiye, Suriye masasının dışında tutulmaya, Irak’tan çıkarılmaya, bölgede ise şehir savaşları ile ablukaya alınmaya çalışılıyor. Rusya değil ama dostumuz olarak gördüğümüz bir yapının işi olduğu yönündeki kuşkularım azalmadı, giderek artıyor.”
Yazar, gerçeğin yarısını yazmış.
Kim bu dost, onu yazmamış.
* * *
Yani!
Masa kuruldu.
Ortadoğu paylaşılıyor.
Haritalar yenileniyor.
Türkiye’nin başı Rusya ile belaya sokuldu.
Rus uçağı Türkiye’nin başına düşmüş oldu. Türkiye masadan atıldı. Bunları Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na, MİT Müsteşarı’na yakın bir Ankaralı kalem yazıyorsa; “demek ki MİT başkanı ile Başbakan Rus uçağını dost bildiğimiz birinin düşürdüğünden kuşkulanıyor” diye anlarız.
Kim olabilir bu dost?
Musul bahanesiyle “Irak’tan çekilin” diyen yakın bir dost olabilir mi? Şu anda Ortadoğu’da 22 ülkenin askeri, savaş uçağı, füzesi, savaş gemisi, radarı, kalkanı bulunuyor. Ortadoğu ülkeleri Irak, Suriye ile sınırları olmamasına rağmen kalkıp Doğu Akdeniz’e savaş gemisi, savaş uçağı şu ya da bu yolla savaş malzemesiyle girmiş 22 ülke var fakat Irak ve Suriye’ye en büyük sınırı olan Türkiye masadan atıldı.
* * *
Masada yağma var.
Yağma paylaşılıyor.
Yeni Dünya Düzeni!
Irak ve Suriye’de sınırı olmadığı halde Ortadoğu’ya IŞİD’i bitireceğiz diye savaş araç-gereçleri yığan 22 ülke, ticaret, tatlı kârlar peşindeler. Ortadoğu’nun en çok petrolünü seviyorlar. O petrolü kontrol ederek birbirilerinin ekonomik gücünü de isterlerse ilerletip, isterlerse geriletiyor ve “bölgesel güçsünüz” diyerek durmadan Ortadoğu’da sınırı olan ülkelere sürekli silah satıyorlar. IŞİD, 2015 yılında Suriye ve Irakta’ki topraklarının yüzde 14’nü kaybetti. 2015’de en fazla toprağı Suriyeli Kürtler kazandı. ABD, Suriyeli Kürtlerin arkasındaydı, Rusya’da onların arkasına geçti.
Ankaralı yazar ne diyor?
“Rus uçağı düştü, Türkiye hariç herkese yaradı” diyor.
Ballı yalan!
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Ballı Yalan”ı tekrarladı. Her büyük projenin ihale öncesinde söylediği gibi “3 katlı Büyük İstanbul Tüneli için yapılacak harcamalarda devletten bir kuruş para çıkmayacak” dedi. Çünkü devlet geçiş imtiyazını yapımcı şirkete devredecek, tüneli yapacak şirket yatırdığının üç beş mislini vatandaştan geçiş ücreti alarak toplayacak. Ballı yalan örneğinin sonuncusunu İzmit Körfez Geçiş Köprüsü, nisan ayında, açılınca yaşayacağız.Bu köprüden geçecek her araç, yapımcı şirkete 35 dolar artı KDV (bugünün kuruyla 121 TL) ödeyecek. Bakan, “devletten bir kuruş çıkmayacak çünkü yapımcı şirketin kârı, banka kredilerinin faiz yükü, tüm maliyeti vatandaş sırtlayacak” demiyor.