Binlerce yıllık Çınar Ağacının kökleri nasıl çok derinlerde ise, Türk Milletinin de kökleri tarihin derinliklerindedir.
Eğer çok köklü bir devletiniz varsa, hele atalarınız, Anadolu gibi insanoğluna
her daim hayat vermiş medeniyetler beşiği topraklara 15.000 yıl önce gelip “Anadolu’nun Dip Kültürünü” oluşturmuşlarsa başınız kolay-kolay dertten kurtulmaz!
Üstüne birde emperyalist devletlerin doymak bilmeyen hırslarını, bölgemizdeki yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ekleyin, dertlerinizin sayısı sürekli artar.
TC Devleti özellikle Cumhuriyetten sonra tüm bu sorunlarla mücadele etmeyi, demokrasisini tahkim etmeyi, alt yapısını tamamlamayı ve zenginleşebilmeyi başardı. Sağlam durdu ve dünyanın saygın devletlerinden biri oldu.
Ne zaman ki kendi içinden çıkan bazı şaşkınların hücumuna uğradı, işte o zamanlarda sıkıntıya düştü.
“Ağacın kurdu içinde olur” deyişinde olduğu gibi, sürekli olarak içimizde olan iki kurt, Badem iktidarı sayesinde devletimizi kemirecek ortamı buldu.
İki kurt; Kürtçülük-Bölücülük ve Şeriat-İslam Devleti heveslileri!
2002 yılından beri, Koca Çınar bu iki kurt tarafından kemirilmektedir. Devlet ve Hükümet yetkililerinin desteğiyle…
2015 yılında da Saray, tek başına TC Devletinin iç ve dış politikalarını yönetti!
Her zamanki gibi, yine yüzüne gözüne bulaştırdı.
Size 2015 yılının tarihe nasıl geçeceğini belirleyen 3 sembolik olay aktaracağım;
1) Pembe lastik tokayla atkuyruğu yapılıp kesilmiş saç!
2)Uzman Çavuş Ahmet Yaşar’ın ağır yaralanması!
3)14 maddelik HDP/PKK Özyönetim Bildirgesi!
1)Saray’ın günlük hesaplara ve kişisel çıkarlara dayalı dış politikası nedeniyle, çevremizde ilişkilerimizin bozulmadığı tek ülke kalmadı. Gösteriş olsun diye Arap ülkeleriyle vizelerin kaldırılması, ülkemizi mülteci akınına uğrattı.
Suriye konusundaki yapılan yanlışlar, gerçek sayısını devletin dahi bilemediği milyonlarca insanın Türkiye’ye girmesine neden oldu. Türkiye yolgeçen hanına döndü.
Yüzbinlerce insan, Avrupa ülkelerine gidebilmek için ölüme koştular.
2015 yılında, Ege ve Akdeniz insanlık tarihinin en büyük mezarlığı haline geldi.
Pembe lastik tokayla atkuyruğu yapılmış ve denizde ağırlık yapmaması için kesilen saç, tüm devletlerin yöneticilerinin alınlarında, insanlık ayıbı ve birer kara leke olarak kalacaktır.
2)Uzman Çavuş Ahmet Yaşar, görevini bitirmiş, alışverişini yapmış evine gidiyordu! Tam da evinin önünde, arkasından yaklaşan kahpe bir PKK’lı onu vurarak, ağır yaraladı!
Saray’ın PKK terörüne şaşı bakması, Çözüm Süreci denen Bölünme Sürecine destek olması, askeri kışlaya, polisi karakola kapatması sonucu, şehirlerimizin bomba ve silah deposu haline getirilmesinin sorumluluğu tamamıyla Saraya aittir. Uzman Çavuş Yaşar gibi yüzlerce vatan evlâdı, bu sebepten
şehit olmuşlardır. Elbette TC Devletinin güvenlik ve terörle mücadeleden sorumlu bürokratları da yargılanmalıdırlar…
3) PKK’nın Siyasi kanadı olan HDP ve KCK gibi kuruluşlar 14 maddelik bir bildiri yayınladılar.
Böylece, görmek istemeyen gözler de bunların gerçek yüzlerini gördü.
Yıllardır yazıyor ve Bademlere sesleniyoruz; “Gittiğiniz yol, yol değil, yanlışın ve ihanetin içindesiniz, bu bela yaklaşık 300 yıllık bir iştir. Bu yol bölünmeye gider” diye, inanmadıkları gibi sabah erken kalkan bizi mahkemeye verdi!
Gerçeği öğrenmek isteyenler, 1918 tarihinde ABD Başkanı Wilson’un Kongreye sunduğu 14 maddelik “Wilson Prensiplerini” iyice okusunlar lütfen!
Birde, Atatürk ve silah arkadaşları emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı verirken, etrafına topladığı bölücü güruhuyla Türk Milletini sırtından hançerleyen Kürtçü Bölücü Hain Pirzade Bekir’in 1921 yılında İngilizlerle birlikte Türk Devletine dayattığı “Kürtlere Otonomi” şartlarını okuyun lütfen!
Bu iki belgede yazanlar ile HDP/PKK’nın istediklerinin, kelimesine kadar aynı olduğu görülecektir…
Kitap okumayan, dünyayı bilmeyen, bilenlere danışmayan, Cumhuriyetin Temel Değerleri ile kavgalı kasaba politikacılarını Türk Devletinin başına getirirseniz, başınıza geleceklere de rıza göstereceksiniz…
2015 yılı, Türk Tarihinin en kara yıllarından biri olmuştur. Saray, hedefine ulaşmak için “Yeni Anayasa” görüntüsü altında tam bir tek adam diktasına gitmek istemektedir. Adı muhalefet partisi olanlar da bu oyuna maalesef destek vermektedirler
Defalarca yazdığımız gibi Saray ve İmralı’nın istedikleri budur…
2016 Yılının Türk Milletinin uyandığı, gerçekleri gördüğü ve kendi kaderine el koyduğu bir yıl olması dileğiyle tüm okurlarımın yeni yıllarını kutlarım…
Not;
Zaman zaman bazı dostlardan “Niye yazıyorsun, başın derde girecek” gibi sitemler alıyorum. Onlara, Hacı Bektaş-ı Veli’nin deyişlerinden esinlenerek değiştirdiğim bir dörtlükle yanıt verelim;
Allahın ruhlarla buluştuğundan beri O’na kul olduk, buna kabulümüz var,
Üç günlük ömür için kahpe dünyada, kula kul olmamak kararımız var!
Hayra hayr oluruz, şerre belayız, bu zevkli mücadelenin gönüllüsüyüz,
Mecnunuz Leyla’yı da severiz amma, bir de Vatan diye bir sevgilimiz var…
Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Aralık 2015
İLK KURŞUN