Türkiye’nin temcit pilavı; “dokunulmazlıkların kaldırılması”…
R. Erdoğan’ın, HDP’li Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istemesiyle tekrar ısıtılıp önümüze konuldu. Fikis mönü!.. Ne zaman servis edilse büyük bir iştahla yiyoruz!..
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, önceki gün Bakanlar Kurulu toplantısı ardından yaptığı açıklamada “dokunmak sonuç vermiyor” dedi. Bazı çevreler, bunu sanki Hükümet ile saray arasında görüş ayrılığı varmış gibi yansıttı. Güldüm geçtim.
Benzer bir kayıkçı kavgasını 2012’de de yaşamıştık. R. Erdoğan, PKK’lı teröristlerle sarmaş dolaş görüntülerini bahane ederek bazı BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını gündeme getirmişti. O, gürül gürül (!) bağırırken kayıtsız şartsız her daim biatin hakim olduğu AKP’de aynı bugün olduğu gibi “demokratlar” ortaya çıkmıştı. 1994’te DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını hatırlatıp demokrasimizin ne kadar yara aldığından dem vurmuşlardı. Sonra gördük dokunulmazlıkların dibini!.. Çözüm sürecinden bebek katili Öcalan’ın mektuplarına oradan da Dolmabahçe mutabakatına… Bugün de şehit cenazelerinin başında “baba baba” diye ağlayan mini mini yavrulara, “baban bir daha eve gelmeyecek” diye cevap veren annelerin trajedilerini yaşıyoruz. PKK’nın roketleri kafalarımızın üstünden vızır vızır geçiyor. Başkanlık katına yangın merdiveninden çıkma çalışmaları da tam gaz devam ediyor. Yeni anayasa ile kamuflajlandı. Üstüne AB’ye uyum yasaları ve de vize muafiyeti desenleri de konuldu. Çaresiz muhalefet de teslim alındı.
Derler ya; “işin Almanya’dan iyi” diye!.. Aklıma geldi. 2014’ün Kasım ayıydı. Münih’te “Kobani ile dayanışma” gösterisinde PKK paçavrasını havaya kaldıran Sol Parti Federal Milletvekili Nicole Gohlke’nin dokunulmazlığı kaldırılmıştı.
Nicole Gohlke, Almanya’da PKK yasağının kaldırılmasını istemiş ve polis tarafından gözaltına alınmıştı. PKK, Alman yasalarına göre yasaklı örgütler kapsamında bulunduğu için Münih Savcılığı da harekete geçip soruşturma açmıştı.
AB’ye uyum yasalarına destek sözü verip, R. Erdoğan’ın değirmenine su taşımaya devam eden muhalefete saygı ile sunarım. Avrupa’daki birçok ülkede yasama dokunulmazlığı zannedildiği kadar geniş kapsamlı değil. Öncelikle yasama dokunulmazlığı suçüstü yakalanan milletvekili için geçerli değil. Almanya, Belçika, Danimarka, Avusturya, İsveç, İtalya, Fransa, İspanya, İsviçre, İzlanda, Lüksemburg, Norveç, Portekiz ve Yunanistan bu ülkelerden. İsviçre’de ise ülke dışına kaçma riski olan milletvekilleri tutuklanabiliyor.
Bazı ülkelerde ise; milletvekilleri belirli bir süreden daha uzun hapis cezası gerektiren suçları işlemesi halinde dokunulmazlık hakkından istifade edemiyor. Mesela; 1999 Finlandiya Anayasası’na göre 6 aydan uzun, 1975 İsveç Anayasası’na göre de 2 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suç işleyen milletvekili dokunulmazlık hakkından yararlanamıyor.
Şööyle bir bakın isterseniz AB’de dokunulmazlık nasıl işliyor;
İngiltere; Avrupa’da yasama dokunulmazlığını ilk uygulayan (yazılı bir anayasası bulunmayan) İngiltere’de geleneksel olarak yasama dokunulmazlığı medeni ve hukuki alanda kabul ediliyor. İngiltere’de hiçbir zaman ceza davalarından dolayı milletvekillerinin tutuklanamayacağı fikri kabul edilmiyor. Bir milletvekili suç işlerse herkes gibi tutuklanabiliyor.
Almanya; 1949 Anayasası yasama dokunulmazlığını kabul ediyor. Alman Meclisi üyeleri Bundestag’ın izni olmaksızın, cezayı gerektiren bir fiilden dolayı cezai takibata uğrayamıyor. Ancak suçüstü halinde veya ertesi gün yakalanmış olması durumunda Meclis üyeleri yasama dokunulmazlığından yararlanamıyor. Yasama dokunulmazlığı milletvekilinin seçilmesinden görev süresinin sonuna kadar işliyor ve seçimden önce başlatılmış soruşturmaları da kapsıyor.
İrlanda; İki Meclisli Parlamentosunun her iki Meclisi, üyelerine de yalnızca hukuki alanlarda dokunulmazlık sağlıyor. Ancak, cürüm, asayişi bozma ve ihanet suçları hariç olmak üzere Milletvekillerinin parlamentoya gelip giderken veya seçim bölgelerinde tutuklanmama imtiyazları bulunuyor. Hukuki suçlar hariç, suçlarından dolayı tutuklanabiliyor ve yargılanabiliyorlar.
Finlandiya; Anayasa’da “Bir milletvekili görevlerini yerine getirmekten engellenemez” hükmü yer alıyor. Bir parlamenterin gözaltına alınması veya tutuklanması durumunda hemen Meclis Başkanı’na bildiriliyor. En az 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılan bir suçu işlediğine ilişkin kesin sebepler yoksa bir milletvekili dava başlamadan önce Meclis’in onayı olmadan tutuklanamıyor.
AB uyum yasalarının çıkarılması için iktidara kayıtsız şartsız destek veren “muhalefet”; yeni anayasa için ilk şart olarak bu örnekleri dayatabilir misiniz iktidara?..
Ne acıdır ki; kendi ülkemizin sokaklarında rahat rahat gezemezken, Avrupa’ya vizesiz gideceğiz diye bayram ediyoruz!..
Öf ki öf!..
İşaret okları gösteriyor; “başkanlık katına çıkmak için yangın merdivenini kullanın”…
yeniçağ