Mustafa Kemal, bunlar gibi büyük(!) vizyon sahibi değildi. Türkiye’yi Ortadoğu’dan hep geride tuttu. İsmet İnönü de bunlar kadar geniş(!) vizyonlu değildi. Türkiye’yi Arap’ın iç kavgasına, Müslümanın mezhep boğazlaşmasına hiç bulaştırmadı. Adanan Menderes ile Turgut Özal azıcık vizyoncuydu fakat hocaları Necmettin Erbakan’ın eline su dökecek lider dünyada yoktu. Rahmetli Hoca’nın öğrencileri; son cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son başbakan Ahmet Davutoğlu nihayet o büyük vizyonu patlattılar.
Allah’ın hikmeti!
2 büyük vizyoncu!
Sanki peygamberler.
Olacakları önceden bilirler.
Allah ile haberleşirler.
Zihinsel görme yaparlar.
Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına soktular ve Müslüman’ın mezhep boğazlaşmasına bulaştırdılar. Türkiye’yi Suriye’de “vekalet savaşının ortasına” attılar ve “çok yakındır Şam’a gideceğiz Emevi Camisi’nde namaz kılacak, Selahaddin Eyyubi’nin mezarı başında “Fatiha” okuyacak, Bilal-i Habeşi’nin İbn-i Arabi Türbesi’nde, Süleymaniye Külliyesi’nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu’nda kardeşliğimiz için dua edeceğiz” diye ilan ettiler.
Ne oldu?
Vizyon ilizyon oldu.
Yanlışa battı.
Hile çamuruna döndü.
Batağa saplandı.
Sultanahmet ikinci Suriye oldu.
* * *
Cahilce, bilgisizce, büyük güçlerin gölgesine saklanıp kurnaz esnaf fırsatçılığı gizli cesaretle peydahlanan “Suriye Vizyonu” sonunda Türkiye’ye 3 milyona yakın Suriyeli akın etti. Bunlar için Türk halkından toplanmış 9 milyar dolar para harcandı. Misafir mi, mülteci mi olacaklarına bile 4 yıldır karar verilemedi… Onların içinden 5 Ocak’ta İstanbul Zeytinburnu’nda Göç Merkezi’ne gidip parmak izi verdikten sonra Sultanahmet’te turistleri havaya uçuran IŞİD bağlantılı din teröristi Nabil Fadli çıktı.
Sultanahmet kana bulandı.
Şam’da namaz kılacaklardı.
Vizyondan Fadli çıktı.
Sultanahmet ‘te ağlıyorlar.
* * *
Sınırlar delik deşik. Suriye-Irak sınırına SFGS fiziki güvenlik sistemi kurulmadı. IŞİD-PKK militanları için sınırlar yolgeçen hanı olamaya devam ediyor. Türkiye’nin çevresinde tek dostu kalmadı. Bir tek Suudi Arabistan dostmuş gibi gösteriliyor fakat Suudiler de 1 tek Suriyeliyi kendi ülkesine almıyor. Biz para verelim Türkiye devleti bu çocuklara “Arapça eğitim sağlasın” teklifi getiriyorlar. Dikkat edin: Türkçe eğitim değil, Arapça eğitim. 3 milyon Suriyeli’nin eğitim çağında çocuğunu Türkiye’de Arapça Selefi-Vahabi eğitiminden geçirince; bütün dünyaya Sultanahmet’i patlatan Nabil Fadli gibi on binlerce terörist hediye eden ülke Türkiye olacak.
Vizyon böyle tamamlanacak!
Bu vizyon ile Türkiye, 90 yıldır bulaşmadığı bataklığa bulaştırıldı. Kötülük yapıldı. Türkiye Ortadoğu bataklığına bulaşmamış ülke olarak kalsaydı etkili ülke olmaya devam edecekti.
Ülke batışa gidiyor.
Halk büyük zarar görecek.
Hesabını halk soracak
PTT’de ar damarı çatlaması!
Dün SÖZCÜ’ de haber “Darağacında İsyan” başlığıyla tam sayfa işlenmişti. Bursa’nın Osmangazi İlçesi’nde PTT’nin 9 ATM’sinde 285 bin TL’nin kayıp olduğu inceleme sonunda ortaya çıkmıştı. Kim çaldı PTT’nin paralarını? PTT işçileri, sendikaları Haber-Sen’in de desteğiyle bu paranın kimler tarafından çalındığının bulunmasını istiyorlardı. PTT’ye sahip çıkıyorlardı. İsrarcı oldular. Etkili eylemler yaptılar. Karşılığında Orhan Avcı adlı PTT çalışanı “hırsızlığı görüp takipçisi olduğu” gerekçeyle olmalı, işinden atıldı. Alptekin Sütçü adlı PTT çalışanı da aynı gerekçeyle sürgün edildi. Demek ki PTT yönetiminde ar damarları çatlamış.