Cumhurbaşkanının sindirebildiğine inanmıyorum”
28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağını uygulayan ve Davutoğlu tarafından Başdanışman olarak atanan Öğün’e o dönem soruşturma açtığı isimden çok sert tepki geldi. Türban yasağını uygulamadığı için Öğün’ün soruşturma açtığı Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ahmet Keşli, konuyla ilgili ilk kez KRT’de Çağlar Cilara’ya açıklama yaptı.
Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün tarafından 2000 yılında türban yasağını uygulamadığı için üniversite yönetimine şikayet edilen Keşli, o gün neler yaşandığını anlattı.
Keşli, Öğün’ün, Davutoğlu tarafından Başdanışman olarak atanmasını, “O dönemde sıkıntı yaşamış arkadaşlarımız adına çok ağır bir hakaret” diyerek yorumladı. Keşli ayrıca,“Cumhurbaşkanım böyle bir atamayı içine sindiremez. Ben Cumhurbaşkanımı yanlış tanıdığımı düşünmüyorum” dedi ve şunları söyledi:
“Şimdiki gençler o günleri yaşamadıkları için bugünün kıymetini anlamakta nazarları kısa kalıyor. 28 Şubat muhafazakar bir insan için kabustu. O günleri Allah bir daha yaşatmasın bu millete. En küçük bir dindarlık belirtisi gösterilmesi tahammülsüzlüğün had safhada karşınıza dikilmesini sonuçluyordu. Anadolu’da yetişmiş bir insan olarak belli değerlere sahip olduk ama kendi dünyamızda bunu mahpus tutuyorduk. Ben o zamanlar genç bir asistanım. Sene 2000. Sınav salonuna ben gözetmen olarak girdiğimde tektim, diğer gözetmen arkadaş sonradan sınav salonuna geldi. Sol tarafta oturan bir hanım kızımızın başı kapalıydı. Kendi dünyamda daha önce hiç başörtülüye baş açtırmadım Allah’a şükürler olsun. Ben sınıfa döndüm, ‘arkadaşlar sınavı başlatacağım’ dedim, çocuğa döndüm gözünün içine bakarak ‘lütfen sınav kurallarına uyunuz’ dedim. Ben daha cümlemi bitirmeden hemen kızımız eliyle başını açtı. Ben bu olaya tanığım. Ben kızımız rencide olmasın diye sınıfa döndüm, ‘arkadaşlar kitap defter not kalmasın sınavı başlatıyoruz’ dedim, sınavı başlattık.
SÜLEYMAN BEY ASAYİŞ POLİSLİĞİNE SOYUNDUYSA…
Bu kızcağız başını açmasaydı da başını aç demezdim çünkü ben polis değilim, asayiş polisliği benim işim değil, benim işim, ilim, irfan, bilim, bilgi. Süleyman Bey asayiş polisliğine soyunduysa yanlış üniforma giymiş. Ben yasaklama görevlisi değilim araştırma görevlisiyim, sınava sokmama görevlisi değilim. Kızımız başını açmıştı. Omuzunda duran başörtüsüne tahammül edilemedi o gün. Biz iki arkadaş sınavı yapıyoruz ikinci arkadaş gelmişti o anda. Biz sınavı yaparken Süleyman Seyfi Öğün’ün asistanı Mert Gökırmak teftişe gelmişti. Kızımızın oralara doğru yürürken bir fısıldaşmalar oldu. Sonra bu kızımızın kağıdını aldı, ‘oyun mu oynuyoruz burada kardeşim’ dedi ve kızı sınavdan attı. Hukuki olarak sınav sorumlusu benim, hemen gittim ‘ne oldu hocam’ dedim. ‘Başını açmıyor’ dedi. Ama kız başını açtı, benim yanımda açtı. Kız bu olaydan sonra yanıma geldi, ‘hocam hakkınızı helal edin sizi de sıkıntıya soktuk’ dedi.
MEZUN OLMASIN DİYE ATTILAR
Mert Gökırmak bir tutanak tuttu. Aldım baktım tutanağa, gidilmiş, çocuk uyarılmış, direnmiş, ikaz edilmiş, direnmiş. Sanırsınız orada bir kavga olmuş, terör eylemi var. Dedim ki, ‘hocam ben hukukçuyum, ben görmediğim bir şeye imza atmam hatta bu şekilde olmadığına tanık olduğum hadiselerin altında benim imzam olamaz’ tutanak vakayı ifade etmiyor. Ben onu imzalamadım doğal olarak. Sıkıntılar çektim, hiç pişman değilim. Olmamış bir olayın altında benim imzamın olması mümkün olamazdı.”
“Çocuğu sınavdan mezun olamasın diye attılar. Eğer bir sabotaj varsa, eğitim hakkını elinden aldığı için sabotaj var. Eğer açıkça bir yasaklama veya açıkça bir sınırlama yoksa özgürlük ve hürriyet esastır. Bu hukukun temelidir.”
CUMHURBAŞKANI İÇİNE SİNDİREMEZ
“Ben bu konuyu ahirette açılacak bir hesap olarak görüyordum. Fakat, o dönemde çok açık belgeli başörtüsü düşmanlığı yapmış birinin bugün sayın Başbakanımızın Başdanışmanı olması o dönemde sıkıntı yaşamış arkadaşlarımız adına çok ağır bir hakarettir. Kabul edilemez, sindirilemez. Benim Cumhurbaşkanım hapishanelerden gelmiş bir insan. Biz sırça köşklerden gelmedik buralara. Sayın Başbakanın muhafazakar demokrat tabanı genişletme eğilimi olduğunu düşünüyorum. Daha muhafazakar kitle ile ortanın sağında, ortanın solunda olan insanları parti içine alıp siyasi tabanı genişletme çalışması var. Süleyman Seyfi’nin siyasi tabanı genişletme adına Başdanışman yapıldığını düşünüyorum. Süleyman Seyfi yerine daha temiz bir dolu insan var. 28 Şubat’ın mağdurlarından hiç kimsenin bunu içine sindirebildiğine ben inanmıyorum. Cumhurbaşkanının bu atamayı içine sindirebildiğine inanmıyorum. Benim Cumhurbaşkanım böyle bir atamayı içine sindiremez. Ben Cumhurbaşkanımı yanlış tanıdığımı düşünmüyorum. Hapishanenin küçük yerinden bakıp fotoğraflanmış bir karesi var. O karenin içinden çıkmış birinin ben bu atamayı içine sindirebileceğine inanmıyorum. Twitter’da Cumhurbaşkanına yakın olduğu söylenen isimler çok ağır eleştiriler yaptılar. Bunun da Cumhurbaşkanının rahatsızlığının ifadesi olduğu kanaatindeyim. 28 Şubat’ın kan ve gözyaşları üzerinde saltanat kayığı sürdürmesinler kimseye.”
İşte o gün tutulan tutanak
Odatv.com