Allah’ın sopası yok; böyle çarşaf gibi kendi diline dolayıveriyor “konjonktürel taraf”ları.
Dün bir internet sitesine yazdığı yazıda “Erdoğan’ın liderliği” diye bir şey olmadığını savunmuş Ahmet Altan. Ve hatta bunu savunanların “dalkavuk sürüsü” olduğunu söylemiş:
“Yazıları gazete kâğıdına yağ lekesi gibi yayılan dalkavuk sürüsüyle, çıkarları için gerçekleri saptıran “muhalif” görünümlü sahtekârlara aldırmayın…
(…) Onlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkenin “lideri” olduğuna ve doğru ile yanlışı ayırt edecek tek odak olarak da onun sözlerini ölçü almak gerektiğine insanları inandırmaya uğraşmaktadırlar.
(…) Erdoğan ülkenin lideri değildir.
O, bir süreliğine, halkın bir kesiminin oylarıyla cumhurbaşkanı seçilmiş bir siyasetçidir.
Daha fazla bir şey değildir.
(…) Bütün bu çarpıtmaların, yalanların, tehditlerin tek amacı da toplumu, Erdoğan’ın bu ülkenin “lideri” olduğuna inandırarak, Erdoğan’a bir tür “kutsallık halesi” yaratmaktır.
(…) Erdoğan bu toplumun lideri, önderi değildir.
Kutsal hiç değildir…”
***
İyi ki söz gibi değil yazı; uçmuyor.
Ve o sayede, bugünlerde yeniden bir “aydın”, bir “kanaat önderi”, bir “cesur yürek” olarak piyasaya sürülmeye çalışılan Altan’ın çok değil daha 3-5 yıl önce “Erdoğan’ın liderliği”ni nasıl “kutsadığı”nı ortaya çıkarabiliyor “arşiv” dediğimiz kalem kalıntıları…
İsteyen istediği kadar -YENİDEN- “bir muhalif tavır abidesi” olarak dayatsın Altan’ı. Kolay mı unutmak bu satırlarını:
“Başbakan Erdoğan, Türkiye’yi de aşan çok geniş bir vizyonun sahibi… Tayyip Erdoğan, en zor, en belalı işlerden birine girişerek yirmi beş yıllık savaşı durdurdu. Bunu yaparken, sadece ‘tarihî liderlerde’ görülebilen bir özelliğini ortaya koyarak, kendi taraftarlarının bir kısmıyla çelişebilme cesaretini de sergiledi. Herkesin ‘savaş’ diyerek oy topladığı bir ülkede o ‘barış’ dedi. Bunu büyük bir kararlılıkla, rakiplerinin ucuz ve hamasi demagojilerine aldırmadan yaptı.
Şu anda Türkiye’de Erdoğan’ın çapında bir politikacı yok. Buna, Erdoğan’a en çok kızanların bile ‘hayır’ diyebileceğini sanmıyorum. Erdoğan’ın ‘kalibresine’ sahip kim var bu ülkede? Onun cesaretine ve vizyonuna sahip kim var? Kimse yok…
Erdoğan, Türkiye’de rakipsiz. Ama artık sadece Türkiye’de değil bence dünyada da önemli liderlerden biri…
Bir yandan Müslüman dünyada hayranlık toplayan bir ‘lider’ olurken, bir yandan da Batı’nın fikirlerine önem verdiği, desteklediği bir yönetici oldu. Dünya sahnesinin önemli liderlerinden biri artık.
Bütün tarihî liderler gibi o da tarihe kendi adını kendi elleriyle, risk alarak yazdı. Hak ettiği alkış belki hemen patlamayacak ama bir iki yıl sonra bu barışın etkisini herkes hissetmeye başladığında alkışlar daha da kuvvetlenecek…
Başkasını bilmem ama ben Erdoğan’ın bu müthiş girişimini, olağanüstü cesur liderliğini, vizyonunu hayranlıkla selamlayıp bütün gücümle destekliyorum…”
***
Altan’ın dediği o “bir iki yıl” geçti.
“Barışın etkisi(!)”ni ülkenin en doğusundan en batısına kadar hepimiz hissediyoruz;
Asker, polis, doktor, öğretmen, sokaktaki seyyar satıcı hepimiz; 7’sinden 70’ine…
Ve evet bir şeyler patlıyor durmadan çevremizde.
O Yusuf yüzlü yiğitleri çağırın, Cizre, Sur, Kilis seçsin beğensin, onların yerine gitsin Ahmet Altan baksın bakalım;
Alkış mı!
yeniçağ