Alanya’nın bir köyündeyim… Altı aydır bu köyde oturuyorum. Torosların eteğinde bir köy. Burada birkaç gündür asker uğurlaması yapılıyor. Askere gidecek olan gencin evinde yemek veriliyor. Sonra köylüler hep birlikte gencimizi askere uğurluyor. Bugün gene asker uğurlaması vardı. Konvoy halinde, klakson çalarak, asker olacak gencimizi otobüsüne bindirmek üzere götürdüler.
Sessizce;
“-Rabbim güle güle gidip, güle güle gelmeyi kısmet etsin. Seni anana-babana sağ salim kavuştursun.”
Dedim.
Ana kuzuları, kirli-kalleş-alçak bir çatışmanın içine giriyor. Her gün şehit haberleri geliyor. Bizlerin duymaya yüreği elvermezken, çocuklarımız hala şenlikle askere uğurlanıyor. İşte Türk Milletinin asli karakteri budur.
KESKİN NİŞANCI
Güneydoğu’dan keskin nişancı haberleri alıyoruz. İddia o ki;
“PKK rütbeli askerlerimizi öldürmesi için keskin nişancı kiraladı.”
Yanlış!!. Çünkü;
Irak işgal edildiğinde, ABD’nin Blackwater güvenlik şirketi de Irak’a girdi. Irak’ta çok iğrenç işlere imza attılar. Kirlenen isimlerini unutturmak için isimlerini Academi Güvenlik Şirketi olarak değiştirdiler. ABD’nin Libya’dan başlayarak girdiği ülkelere Academi Güvenlik Şirketi elemanları da girdi. Batılı kaynaklar, şirket elemanlarının Ayn El Arap’ta PYD saflarına katıldığını yazdı.
ABD Irak işgalinden sonraki hedef ülkelere ABD askerleri ile girmek yerine; paralı, kiralık askerler ile girdi. Libya’ya girmeden önce, dünyanın dört bir yerinden paralı asker toplandı. Paralı askerler hedef ülkelerdeki muhalif gruplar ve terör grupları ile birleştirildi. Hatırlayın!.. Libya’daki sapkın muhalif gruplara Davutoğlu bavulla para götürüp dağıtmıştır. Hatta o sapkın katilleri ülkemize getirip tedavi ettirdiler. Beş yıldızlı otellerde ağırladılar. Yani, ahlaksız bir savaşa yol döşediler. Şimdi o yol, “eğilip-bükülüp” Güneydoğu’ya çıktı mı? Çıktı!. PKK’nın keskin nişancı kiralamasına gerek yoktur. PKK bir ABD-İsrail projesi olduğuna göre;
Libya’dan Suriye’ye kadar, “yüzer-gezer” görev yapan kiralık askerler ve güvenlik şirketlerinin PKK ile birlikte Türk Devletine karşı savaşacağını “azıcık aklını çalıştıran” herkes bilir.
BOP’un bir ayağı Suriye’de savaş verirken, diğer ayağı Güneydoğu’da savaşıyor… Karşımızda kukla PKK yok. Kim var? BOP sahipleri var. Sahi, bu ahlaksız kirli savaşın eşbaşkanı kimdir? Ortadoğu’yu kaos, gözyaşı ve acıya boğan BOP’nin eşbaşkanı kimdir? Diyarbakır’ı BOP’un yıldızı yapacak olanlar Diyarbakır’ı Halep’e, Trablus’a çevirdi.
TUZAĞA DÜŞEN DÜŞENE
Vatanseverlerin vatansızlarla açık ve örtülü sürdürdüğü savaşta; bilgi eksikliği ve psikolojik savaş yöntemlerine hazırlıksız yakalanmaları nedeniyle nefesi tükenenler, farkında olmadan vatansızların değirmenine su taşıyor.
Osmanlıcılık dincilerin tuzağıdır. Onlar Osmanlıcı falan değildir. Dini nasıl tepe tepe hayasızca kullandılarsa, Osmanlıcılık da “milletin bir kısmının Osmanlı’ya olan zaafı” üzerinden milleti tuzağa düşürmektir. Osmanlıcılık, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimini değiştirmek için kullanılan bir maymuncuktur.
Şimdi de;
Misak-ı Milli iddiamız üzerinden milliyetçilerin bir kısmı tuzağa düşürülüyor. “Suriye Türkmenlerine katliam yapılıyor” haberleri nedeniyle, Suriye ile savaş naraları atılıyor. Bu arkadaşlara kendilerine gelmeleri için bazı sorular soracağım:
Beyler ve bayanlar, Kerkük-Musul-Felluce yanarken, Türkmen kardeşlerimiz katledilirken, Barzani’nin hapishanelerine atılırken neredeydiniz? Felluce yanarken, ABD’nin kullandığı kimyasal silahlar nedeniyle, bedenleri erimiş soydaşlarımızı o zaman görmeyenlerin peşine bugün nasıl takılıyorsunuz? AK Çete Musul ve Kerkük’ü Barzani’ye hediye etti. Bu duruma neden sesiniz çıkmadı. Hadi onu da geçtim. Ege’de 152 ada ve kayalık Yunanistan ve Letonya tarafından işgal edilmiştir. Bu gidişle balıkçılar Ege’de balık avlayamayacaktır. Kendi ülkeniz ayağınızın altından çekiliyor. Daha mevcut olanı bile koruyamıyorsunuz. Ege adalarına çıkarma yapmak aklınızdan bile geçmiyor. Suriye’de savaşmak için nara atıyorsunuz öyle mi? Aklınız tatile mi çıktı. Suriye Türkmenlerini, Alevi-Sünni diye birbirine düşüren bir AKP var. Suriye Türkmenlerini Esad’a hedef gösterip, bombalanmalarına neden olan Erdoğan, binlerce Türkmen’in ölümüne neden olmuştur. O gün biz yazarken sizler neredeydiniz? Suriye’den gelen Arap-Ermeni-Kürt; kim varsa içeri alındı. Türkmenler hariç. 50 Türkmen çocuğu sınırda bekletilip, içeri alınmadığı için donarak öldü. “Şimdi Türkmen dağı” diye sayıklayanlar, o gün neden sınıra gidip o çocuklara sahip çıkmadınız?
Okul kitaplarından Türk adı siliniyor. Çocuklarımızın beyinleri felç ediliyor. Kendi ülkende kimliğine karşı açılan savaşa karşı durmayı akıl etme, BOP tuzağında kağıt çevir öyle mi?…
Suriye parçalanınca bir parçasının da Türkiye’nin olacağına inanmak, saflık ötesinde bir aptallıktır. BOP’a hizmet etmektir. Amerikan, İsrail, İngiltere projesinde rol almaktır.
Suriye ve İran’ın bütünlüğü, Türkiye’nin bütünlüğüdür. Biz de ne İran rejimine, ne de Esad’a bayılmıyoruz. Sadece matematik akılla hareket ediyoruz. Ben öncelikle ülkemi düşünmek zorundayım. Türkiye olmazsa bütün Türkler yetimdir. Bunu asla unutmayın. Türkiye güçlü olursa, dünyanın her yerinde yaşayan Türk güçlüdür.
Evin yanıyor, evin!!. Sen bu gerçeği görmemek için bir hayale koşuyorsun. Ve bu hayali de sizlere BOP’nin eşbaşkanı ve medya ayağı sunuyor.
Hatırlayın!!. Ortaya düşen ses kayıtlarında, Suriye’ye savaş açabilmek için nasıl gerekçe üretilebileceği tartışılıyordu. Ahmet Davutoğlu, Hakan Fidan, Ferudun Sinirlioğlu, Orgeneral Yaşar Güler arasında geçtiği anlaşılan savaş toplantısında, BİT Müsteşarı Hakan Fidan ne diyordu? “Gerekirse Suriye’ye dört adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırırım. Savaşı başlatırım.”
Anlaşılan o ki; 8 füze fırlatamayınca, adından nefret ettikleri Türk varlığını savaş nedeni saymayı planlıyorlar.
Şimdi sizler; ülkemize 8 füze atıp savaş başlatmayı düşünen şahısların medyasının aktardığı haberlerin peşinden mi gideceksiniz?
Vatan akılla kurtarılır. Akılla korunur. İçinde aklın olmadığı maceracılık, ülkenin parçalanmasını kolaylaştırır.
Enerjinizi boşa harcayıp, BOP’un değirmenine su taşımayın.
Göz göre göre işgal ettirilen beldelerimizi Mehmetçik haşerelerden temizlemeye çalışıyor ama, aldığımız habere göre askerin bir eli bağlanıp, tek eliyle vuruşturuluyor. Nasıl mı?
Askere verilen talimat şöyle:
“Karşındaki sivil ise ateş etme.” Deniyormuş(!)..
Peki; “sivil kıyafetli PKK ve ajanlar” ne olacak? Kadın kıyafeti giyen PKK’lılar ne olacak?
Teröriste önce “dur” denecekmiş(!).. Sonra havaya üç el ateş edilecekmiş(!)… Bu emirlere uyulup uyulmadığını kontrol etmek için de askerin başındaki kompozit başlıklara kamera takılmış(!)…
Yani askere diyorlar ki;
“Vurma önceliği PKK’nındır. Verilen bütün imkanlara rağmen PKK seni vuramaz, sağ kalırsan, sen PKK’lıyı vur. Seni vuramamanın cezasını çeksin…”
Emri verenlerin niyetini okuyacak değiliz ama, sonuca bakınca, açıklaması da net olarak budur!!.
Bu emir yüzünden kaç askerimiz şehit oldu? Merak edecekseniz bu durumu merak edin. Tepki verecekseniz bu emre karşı tepki verin. Hesap soracaksanız uzağa gitmeye gerek yok. BOP görevlilerinden hesap sorun.
İşte “ikiz ihanet yasalarının” getirdiği alçak sonuç budur!!. Savaşmak istiyorsanız, ülkemizin parçalanması için bir dayanak olan “ikiz ihanet yasalarının” kaldırılması için savaşın.
Kendi ülkemizde bulunan İncirlik Üssü; ABD’nin PYD, dolayısı ile PKK’yı besleyip, silah temin ettiği üsttür. İşte o üssün ülkemizden gitmesi için savaşın.
Yeni Anayasa denen ihanet sürecine direnin!..
Düşman kıçındaki donu bile almaya niyetlenmişken, komşuya kaftan dikmeye kalkana ne denir?
Cevabını siz verin.
İLK KURŞUN