kisi aynı. Batı ve NATO bizi Suudi Arabistan’a sattı. Suudi Arabistan da aldı kabul etti. Satış anlaşmasını Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ateşkes toplantısı için gittiği Münih yolunda, açıkladı. Dışişleri Bakanı, “Suriye’ye Türk Ordusu ile Suudi Arabistan Ordusu’nun birlikte girebileceğini, bunun için de İncirlik Askeri Hava Üssü’nün Suudi savaş uçaklarına açılacağını” ilan etti. Türk Dışişleri Bakanı, “ABD’ye çok sert tepki” gösterdi.
64 yıl oldu.
Çok bedel ödedik.
Türkiye çalıştı.
Silaha yatırdı.
Türkiye didindi.
Büyük bir ordu besledi.
Türkiye borçlandı.
Füzeye, uçağa yatırdı.
Türkiye NATO’ya 64 yıl önce 1952’de girdi. Kıt kaynağına rağmen “soğuk savaş döneminin en ağır yükünü sırtlayan tek NATO üyesi ülke Türkiye” oldu.
Bu yük korkunçtu.
Türkiye’nin hızını kesti.
Kalkınması yavaş oldu.
Sanayileşmesi eksik oldu.
Kentleşmesi berbat oldu.
İnsana yatırım yapamadı.
Kaynaklarını teknolojik gelişmeye, her alanda verimi artırmaya, her alanda dünyanın ileri ülkeleriyle yarışmaya ayıramadı.
Demokrasisi bile eksik kaldı.
Eksik demokrasiye razı oldu.
NATO’nun yükünü sırtladı.
Türkiye NATO’ya “Rusya’nın Türkiye’ye saldırması halinde onu başta ABD olmak üzere üye ülkeler bir olup korusunlar” diye girdi.
Büyük bedel ödedi.
* * *
Şimdi yalnız bıraktılar.
Rusya açıkça düşman oldu.
NATO ve ABD Türkiye’nin arkasında değil. Şunu söyleyebilirsiniz. Söylüyoruz. Hep yazıyoruz: Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere Türkiye’yi yönetenler “ham hayalcilik içinde büyük bir hata” işlediler. Suriye’nin içişlerine müdahale ettiler. Esad’a isyan eden güçlere silah, para, yardım gönderdiler. Suriye’nin bütünlüğünü bozan yangına benzin dökenler içinde yer aldılar. Bugün Suriye’de yaşanan “dehşet dolu, ölüm dolu, çaresizlik dolu ortamın” doğmasında pay sahibi oldular.
Tamam da!
Türkiye’nin suçu ne!
Suriye’deki ortamdan ötürü “dehşete düşen ve ölüm korkusundan kaçan” 3 milyona yakın mülteci Türkiye’ye sığındı. Gelmeye de devam ediyor. Türkiye, bu akını; sınırının hemen ötesinde “güvenli insani bölge ve uçuşa yasak bölge” kurarak durdurmayı planladı. Bunun için büyük manevi değer yüklediği “Süleyman Şah Türbesi”ni bile taşımayı onur meselesi yapmadı.
Tampon bölge kuracaktı.
ABD razı olmadı.
NATO destek vermedi.
“Seni koruyamayız” dediler.
* * *
Ayrıca “IŞİD’in belini kırmayı önceliğe aldık” diyerek PKK’nın silahlı kolu PYD ve silahlı unsuru YPG’yi “ABD Ordusu’nun Suriye Kara Gücü” ilan ettiler.
Türkiye zorda.
Suudi’ye sığındı.
NATO’nun 28 üyesi var. Bir tek NATO ülkesi “Suriye yangınında yanan Türkiye”ye yardıma koşmuyor. PKK ile PYD’ye ağır silahlar, patlayıcı maddeler, mayınlar NATO üyesi ABD, Almanya, Portekiz, İtalya’dan veriliyor.
NATO, Türkiye’yi sattı!
Esad meydan okudu!
Bir araştırma merkezi, “Suriye Bilançosu” çıkarmış: 400 bin kişi öldü. 2 milyon kişi yaralandı. 11 milyon kişi evini, barkını terk etti. Ortalama ömür 70’ti, 55’e indi. Çalışma şartları kötüleşti. 14 milyon Suriyeli geçim kaynağını yitirdi. Enflasyon yüzde 50’yi geçti. Suriye ekonomisinin kaybı 225 milyar dolar oldu. Bu duruma gelmiş ülkenin lideri Esad, “Suriye’nin tümünü geri alacağım. Türkiye ve Suudi Arabistan müdahale ederse ordumla karşı çıkacağım” diye meydan okudu.