YAŞADIKLARIMIZ….
TESADÜF MÜ….?
Safranbolu Halk Kütüphanesi’ndeyiz…
Misafirin misafiriyiz…
Günlerden cumartesi…
Mayıs’ın da yirmi sekizi…
Atatürkçü Düşünce Derneği Safranbolu Şubesi’nin düzenlediği…
Paneli onurlandıran bir dostumun, onurlandıranıyız…
Konu Türkiye’nin bugünü…
Konuşmacılar…
Tansel ÇÖLAŞAN, ADD Genel Başkanı…
Şahin MENGÜ, CHP Milletvekili…
Şube Başkanı Halil ÖNDER ve Ekibi, koşmuş koşuşturmuş, çoşmuş çoşuşturmaya çalışıp bu paneli düzenlemiş…
Sağ olsunlar Varolsunlar…
Da…
Toplasan gelenler 60-70 kişi…
Küçücük bir toplantı salonu…
Zor bela doldurulabilinmiş…
Tansel ÇÖLAŞAN Hanımefendi katılımından dertlendi biraz…
Hep aynı yüzler…
Sen ben bizim oğlan…
Ne bir eksik ne bir fazla…
Şahin MENGÜ özeleştirilerde bulundu…
Davetin ve sonuçlarının özeleştirisini yaptı…
İnancın inanmanın çok önemli olduğunu…
Kavganın verilemeyeceğini anlattı nazla niyazla…
Pür dikkat dinledim…
Dinlerken de hep davetiyede kaldı aklım…
En üstünde yazıyordu…
“Bir ordunun değeri subay ve komuta heyetinin değeriyle ölçülür.” …
İmza Kemal ATATÜRK diye…
Tesadüfe bakın ki…
Biz Safranbolu Halk Kütüphanesi’nde panel dinlerken…
Yeni bir dalga “Ergenekoncu” general ve subaylarımız…
Silivri yolunu tutmak için hazırlık yapılan İstanbul Beşiktaş Adliyesi’nde…
Özel yetkili Cumhuriyet Savcılarımıza sözde Balyoz Darbe Planları için ifade veriyorlardı…
Başlarında Harp Akademileri Komutanı Hava Pilot Orgeneral Bilgin BALANLI ve Korgeneral, Tümgeneral,Tuğgeneral,Tuğamiral ve Kurmay Albaylar…
Bir seferinde de yazmıştım yine…
Orduda emir komuta esastır…
Ast üst’ün haberi olmadan parmağını dahi kımıldatamaz…
Bundan dolayı teker teker suçlamaktansa…
Ordumuzun tüm subay ve komuta heyeti içeri alınsın…
Siz sağ biz selamet…
Sizde kurtulun…
Bizde kurtulalım…
Her gün hicran yarası çekmeyelim…
Ayrımcılık yaparak da yandaş ordu yaratmanın gayretinde olunmasın…
Alınsın tamamı bir çırpıda içeriye…
Yüksek Askeri Şura kararlarıyla atılmış ve itilmiş, kakılmış olanlarla…
“Gülmeyesicelerin” yetiştirdikleri yapılsın, Subay ve komutan…
Olsun bitsin…
Bitsin gitsin bu iş…
Çok fazlaca zorlanılmasın…
Mevcut subay ve komuta heyetimiz de töhmet altında bırakılmasın…
Çünkü, ya hepsi suçlu, ya hiç biri suçlu değil…
Arkadan yeni nesil geliyor yeni nesil…
“Ablalar”…
“Abiler”….
NASIL OLSA YENİ NESİL SİZLERİN GAYRETLERİYLE ESERİNİZ OLACAKTIR. İmza “Feto”…
Zaten de oluyor…
Yaşadıklarımız tesadüf mü?…
Asla…
Akşam 16’da toplantı bitti…
Öğlen yemeği niyetine bir şeyler tıkındım…
Ve aynı gün Karabük Nafiz Kayalı Kültür Merkezi’ne geldim…
Saat 17:30…
“BİLMEM NE ÇOCUK KLUBÜNÜN” Kep Giyme Töreni…
Küçücük küçücük çocuklar…
Ve kocaman kocaman “Ablalar”…
Burada “Abiler” rol almamış…
Sadece “Ablalar”…
Bölgemizde son zamanlarda değişik nam ve isim altında türeyen ve çoğalan…
“Sözde çocuk kreşi” görevi yapan “Çocuk kulüplerinden” biri…
Kültür merkezi hınca hınç dolu…
İğne atsan yere düşmez…
İnsanlara bakıyorum…
Kahir ekseriyeti asgari ücretin biraz üzerinde geliri olan vatandaşlar…
Aylık 800-1200 TL. civarında gelirleri olabilecek görüntüdeler…
Amma…
“Bilmem Ne Çocuk Kulübü” ne ödenen para yıllık 5000 TL civarında…
Haydi bakalım çözebilirsen çöz…
Bu değirmenin suyu nereden geliyor…
“Keman öğrenecekler,ata binecekler” diye kandırılıp gönderilen sabi sübyana, öğrete öğrete flüt öğretmişler…
Amma çok ciddiye almışlar işi, o çok belli….
Yoğunlukla içinde itiraz edemeyeceğimiz hatta hislendiğimiz dini motiflerle süsledikleri etkinliklerde….
Çocuklara verdikleri yönlendirmeleri , sevdirebilmek için planlı bir şekilde çok çalışmışlar…
“Ablalar”…
Zaten kendileri de söylüyorlar…
“0-6 yaş arası çocuk nasıl yönlendirilirse büyüdüklerinde eserlerimiz öylece devam ederler,çok az fire verirler” diyorlar…
Küçük çocuklar…
Cumhuriyet çocukları…
Pekiiiiiii…
Cumhuriyet’in Öğretmenleri nerede?…
“Ablaların elinde” şekil alan, hamur gibi yoğrularak istenen şekil verilen, geleceğimiz ,yavrularımız…
Şekil veren “Abla”lar…
Parayı kapan kim?…
Seksen çocuk 5000 TL.den yılda 400 Milyar TL. yapar…
KDV’si, ÖTV’si. Vergisi algısı var mı bilmem…
Alanlar “Ablaların” “Abla ve Abileri”…
Verenler?…
Deniz Feneri’nin “Mumları, kandilleri”…
Müzikler eşliğinde çocuklar oynuyor…
Atlıyor, koşuyor, zıplıyorlarken…
O sırada meşhur “Harmandalı” Zeybeği çalmaya başladı…
Efe giyimli çocuklar…
“Harmandalı” Zeybeğini oynamaya başladılar…
Tam karşımda duvarda koskocaman bir Atatürk panosu asılmış…
ULU ÖNDER MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ile göz göze geldik…
“Ne yapsalar silemezler değil mi?” dedim içimden…
“Ne yapsalar silemezler”…
“Bak senin en sevdiğin oyununu oynuyor Cumhuriyet’in Çocukları” dedim…
Dedim de…
Dediğime kendim inandım mı inanmadım mı bilemedim…
Kolej havası verilmiş kep töreni yapıldı…
Babaların çağrılmalarıyla çocukların diplomaları verildi…
Özenle ve göz kamaştırıcı bir şeklide hazırlanmış diplomalar…
Hepsinin parası velilerden…
Film, fotoğraf çekimleri bile CD hazırlanarak sunuluyor…
Her şey para tuzağı…
Sonunda kepler atıldı havaya …
Çocuklar çok büyük şeylerin başarılmasının inancını yüklenerek sırtlarına…
Geleceğin “Ablaları ve Abileri” olmak hedefiyle…
İlkokula başlamak üzere hayata ayak bastılar…
ULU ÖNDER MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ile bir kez daha göz göze geldik…
Yaşadıklarımız…
Tesadüf mü?…
Diye sorguladım…
Birisi Atatürkçü Düşünce Derneği Toplantısı…
Ya diğeri?…
SAYGILARIMLA
Cep: 0 505 522 67 25