Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, bölge adliye mahkemelerinin ilk etapta 7 merkezde faaliyete geçirilmesine karar verdi. HSYK Genel Kurulu, 20 Temmuz 2016’da faaliyete başlayacağı duyurulan ve kamuoyunda istinaf mahkemeleri olarak bilinen bölge adliye mahkemelerinin sayısını 15’ten 7’ye, bölge idare mahkemelerinin sayısını da 8’den 7’ye indirdi.
Bölge adliye ve idare mahkemeleri, Antalya, Ankara, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir ve Samsun merkezli olarak görev yapacak.
***
Bölge adliye ve idare mahkemelerinin sayısının azaltılması önemli ama konuyla ilgili Anadolu Ajansı haberinde Diyarbakır’ın adının geçmediğini görünce, HSYK sitesine baktım. Diyarbakır’ı Gaziantep merkezine bağlamışlar. Oysa ilk bölge mahkemesi binası, Diyarbakır merkezinde, yani bugün çatışmaların sürdüğü Sur ilçesinde, Avrupa Birliği parasıyla inşa edilmişti. Hatta fotoğrafını bile çekmiştim. Binanın duvarında AB bayrağı mühür gibi duruyordu. Bir ülkenin mahkeme binasını uluslararası bir kuruluşa yaptırması, yargı bağımsızlığı bırakır mıydı?
***
Biz o zaman, 15-16 bölge olarak tasarlanan bu mahkemelerin, Türkiye için bir federasyon planlamasının alt yapısı olacağını söylüyorduk. Hatta 2001 yılında Bartın’da düzenlenen bir toplantıda, Roma dönemindeki eyaletleri gösteren Anadolu haritası dağıtılmış ve yayınlanan metinlerde, millî kimliklerin terk edilerek insanların iki üç bin yıl önceki köklerine döndürüleceği ve sonunda herkesin dünya vatandaşı bilincine ulaşacağı söylenmişti! Bu itibarla Türkiye, Anadolu 16 bölgeye ayrılıyor ve her biri için bir proje hazırlanıyordu.
16 bölge “Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya ve Mezopotamya…” olarak gösteriliyordu. Aslında bu proje 1896 tarihli Amerikan Kongresi gizli kararı uyarınca Türkiye’nin hâlâ Hıristiyan eyaletler olarak bölünmek istendiğini gösteriyordu.
Mezopotamya’yı ayrı tutarsanız, eyaletler 15 taneydi! Bölge Adliye Mahkemeleri de 15 merkezde kurulacaktı!
***
İster istemez, bu planlama bize Türkiye’nin eyaletlere bölünmesi için hazırlık yapıldığı fikrini veriyordu. Zaten daha sonra yine bu sütunda yayınladığımız gibi Adalet Bakanlığı, hâkim ve savcıları ABD’deki federal yargı sistemini öğrenmeye göndermişti!
Şimdi 15 bölgeden vaz geçilip coğrafi bölgelere göre yedi merkezde bölge mahkemeleri kurulması, federasyon alt yapısından vaz geçildiğinin işareti mi bilmiyorum! Fakat Türkiye’nin karşısında, PKK’dan daha tehlikeli bir küresel örgüt var. “Yeni Anayasa” işte böyle bir küresel hazırlığın dayatmasıdır.
*
90 yıllık enkaz!
Coşkun Telciler yazmış:
“90 yıldan bu yana enkaz varsa, 1920’den öncesinin mükemmel olması gerekiyor.
1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sonunda Rus orduları şimdiki Yeşilköy önlerine kadar gelmişti… Yani 10 kilometre ilerleseler padişahın sarayının içinde gezineceklerdi.
Enkaz yoktu!
1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nı Osmanlı ordusu kazandı ama araya giren Avrupa devletleri Girit adasını savaşı kaybeden Yunanistan’a verdi.
Enkaz yoktu!
Fransızlar, borçlarını tahsil edemedikleri iddiasıyla Midilli adasını aldılar, Lübnan’a asker çıkardılar!
Enkaz yoktu.
Ermeni komitacılar, 2. Abdülhamit’e suikast yaptı. Suikastçılar yakalandı. Avrupa devletleri araya girdi, katiller serbest kaldı.
Enkaz yoktu!
1918 Mondros imzalandı. Bütün ülke işgal edildi!
Enkaz yoktu!
1922’de Yunan orduları bozguna uğratıldı, Anadolu ve Trakya işgalden kurtarıldı.
Ama enkaz var!
1923’de Lozan Antlaşması ile bağımsız devlet kuruldu ama enkaz var!
1938’de Hatay kimsenin burnu kanamadan anavatana katıldı, ama enkaz var.
1974’te enkaz olmayan dönemde İngiliz idaresine verilen Kıbrıs’ın bir kısmı kurtarıldı ama enkaz var!”
yeniçağ