NERDE KALMIŞTIK…?
ALPARSLAN BAŞEĞMEZ
MAKSAT…
YENİ BİR…
“OYUNCAKÇI”…
YARATMAK MI…?
Bu gün…
Mevcut şartlar doğrultusunda…
Ufukta gözüken “Tehlike”ye karşın…
Yapılabilecek son bir hamleyle…
“Belki zevahiri kurtarırım” düşüncesi ve…
“Şansı tekrar kendi lehime çeviririm” amacıyla…
Aklı sıra…
“Çakkal”, “Kuzu”yu yiyecek ya…
“Kuzu”ya…
“Suyu bulandırma” diyor…
Bahaneler üretiyor…
“Bana ağır hakaretler ettiler”…
“Evimin kapısının önünü bokladılar”…
Bilmem nereye…
“Molotof kokteyl attılar”…
“Bizi sokağa çıkamaz hale soktular”…
Diyor…
Kim diyor…?
“Çakkaaaaaaaaaaaal”…
Kim kime hakaret etmiş…?
Belli değil…
Ağır hakaret edenler kim…?
Belli değil…
Evin kapısının önünü boklayanlar kim…?
Belli değil…
Bilmem nereye Molotof kokteyl atanlar kim…?
Belli değil…
Sokağa çıkamaz hale sokanlar kim…?
Belli değil…
Bir bilgi…
Bir belge…
Bir bulgu…
Var mı…?
Yok…
Ne malum…
Sırf profakasyon olsun diye…
Hiç umulmadık birilerinin karşı taraftan yaptırmadıkları…
Var mı elde delil, ispat…?
Yok…
Daha önce de “Abuca” diyordu…
Ne diyordu…?
“Dile bizden ne dilersen” diyordu…
“Ancaaaaaaaaaaak” diyordu…
“Hiçbir işimize karışmayacaksın”…
“Biz ne dersek onu yapacaksın”…
“Hazırlayacağımız SÖZLEŞMELERE sadece imza atacaksın”…
“Hülasa bizim OYUNCAKÇIMIZ olacaksın”…
“Emekçilerinin hakkını hukukunu savunmayacaksın”
“Hakkı, hukuku savunuyormuş gibi yapacaksın” diyordu…
Nerede diyordu…?
Gerede’nin dağlarında diyordu…
Kime…?
RECAİ’ye…
RECAİ…
Emekçi arkadaşlarını satmadı…
Ancak…
Kendisi satıldı…
O gün …
RECAİ’yi satanlardan bazıları…
Daha sonra kazığı yiyip…
Ayıklanınca…
Koşa koşa RECAİ’ye geldiler…
Nadim olduklarını söylediler…
Yemin billâh ettiler…
“EKİBİN” içine tekrar dâhil edildiler…
Ancak…
Nefesleri yetmedi…
Bekleyemediler…
Küçücük menfaatler uğruna…
Gördüklerini sandıkları “Hayal aleminin” ışıklarına kanarak…
Yine RECAİ’ yi…
Bu sefer de…
“GENEL KAPTANLIK” rüyalarına sattılar…
İbretle…
“Her telden” sayfasındaki yorumları…
Takip ediyorum…
Mücadeleyi ne pahasına olursa olsun sürdürenlerin…
Yanında saf tutup…
Bu mücadelenin başından bu yana…
Tavrımı net bir şekilde ortaya koyarak…
Yazdıklarımdan dolayı…
Saldırıyorlar…
Kudurmuş gibi…
Böğürlerinden vurulmuş gibi…
Saldırıyorlar…
Gerçi…
Rüzgâr kayadan hiç bir şey kopartamaz…
Söylediklerine ve yazdırdıklarına gülüp geçiyorum…
Yazanları ve yazdıranları da gayet iyi biliyorum…
Zavallılıklarına sadece acıyorum…
“İnsan bu kadar mı aptal olur ?” diye düşünüyorum…
Bir bardak suda fırtına kopartan..
İki üç yalak…
Ve yediği kazıklardan hiç tecrübe kazanamayan bir salak…
Bana değil RECAİ…
Hiç kimsenin…
Yönlendirerek…
Hiçbir şey yazdıramayacağını dahi kavrayamıyorlar.
Ne diyeyim…
Ulu Allah (c.c) ıslah etsin…
Eveeeeeeeet…
Maksat…
Yeni bir…
OYUNCAKÇI…
Yaratmak mı…?
İskenderunlu Ali Cengiz den OYUNCAKÇI olur mu…?
Duyduğuma göre…
İskenderunlu Ali Cengiz…
İskenderun’da feci şekilde çarşafa dolanmış…
Onun için düğmeye dahi basılmış her halde…
On dokuz tane birinci partide…
On altı tane ikinci partide…
Hem de Ali Cengiz’in has adamları…
Kapının önüne konulmuş…
İşveren için ağza alınmayacak laflar edilmiş “Kara Yolları”nda…
Yüksek fırınlarda üretim durdurulmuş veya yavaşlatılmış…
Anlayacağınız işletmeye direkt zarar verme teşebbüsünde bulunulmuş…
Üretimde zarar…
İşletmede zarar…
Pekiiiiii…
Karabük’te böyle bir hainliğe kimse yeltendi mi…?
En zor zamanda…
İnsanların en baskı ve zulüm gördüğü zamanda…
Emekçi Kölelerin sapır sapır kapının önüne konduğu zamanda…
Biber gazı yenen, coplanılan…
Yerlerde yatırılıp çoluk çocuklarının gözlerinin önünde yerlerde sürüklenilen zamanda…
Hiç böyle bir hainliğe tevessül edildi mi…?
Hiç böyle bir vahşilik hainlik yapıldı mı ünitelere…?
Hayır…
RECAİ hiç böyle hayinane bir emir verdi mi…?
Hayır…
Çünkü…
Orası onların ekmek teknesi…
Bu kadar gergin bir ortamda sadece tek bir bariyer kırıldı…
Bu kadar gerginlik içinde bile taraflar sadece birbirlerinden geri durdular…
Darıldılar…
Kavga…
Gürültü…
Yaralama…
Kan akıtma olmadı…
Canı yanan yüzlerce masum…
Hiç kan akıtmadı…
Çünkü…
Kan akıtmalarına, liderleri tarafından asla müsaade edilmedi…
RECAİ bir işçi lideri…
Liderlik…
Zor günde…
Dar günde belli olur…
Bir işçi liderinden…
İşçi arkadaşlarını satması istenebilir mi…?
İşçilerin inançlı lideri olan bir adam…
İşçi arkadaşlarını satar mı…?
Satar da…
Kendisini…
Kukla…
Bir OYUNCAKÇI yapar mı…?
İşçi lideri işçi liderliğini yapacak…
İşi verenler de işverenliğini yapacak…
İşçi lideri olması gereken…
OYUNCAKÇI yapılmaya çalışılırsa…
Sonuç…
Bir gecede…
Piramidin tepesi…
8 Haziranla, 13 Haziran arasında olduğu gibi…
Tepetaklak olur…
Ortaya da tatsız, tuzsuz, karışık, guruşuk, bir çorba konur…
Şu anda…
OYUNCAKÇI olmak için can atan…
“Genel kaptanlığa” fit olan o kadar “Düzenbaz Adam” var ki…
Sahi nedir bu şehir efsanesi gibi her ortam da konuşulan “GENEL KAPTANLIK” hikayesi…????????????????????
Bir açıklansa da her kes öğrense…
Bu hırsı, aklını almış götürmüş olan adamın…
Etkisi ne olur…?
Yetkisi ne olur…?
Ardında kaç kişiyi sürükler de…
Derde derman olur…
Her kez şapkasını önüne alsın düşünsün…
İhanetin biri de birdir…
Bini de birdir…
Hesap kitap yapılırken…
Bu kadar mı aptal olunur…?
Ancak…
Şu da asla unutulmamalı…
Daha öncede yazmıştım…
“HİÇ KİMSEYE DÖKE SAÇA YOĞURT YEDİRMEZLER”…
Birinci şart 307…
İkinci şart % 42…
Ammaaaaaaa nasıl %42…?
İlk kesildiği tarihten bir sene sonra başlatılmak…
Yansıtıla yansıtıla bu güne getirmek…
Birikmiş paraları bir plan çerçevesinde ödemek…
Adam gibi emeğin hakkını verip iş barışını sağlamak…
“Bu kadar para verilirmiiiiiiiiiiiii”…?
“Batarııııııııııııız”…
Hiçbir şey olmaz, hiçbir şey olmaz…
Sadece bunca sene kendinize çalıştınız…
Tam on yıldır…
Altı ay da “EMEKÇİ KÖLELERE” çalışırsınız…
Olur biter…
MAKSAT…
YENİ BİR…
OYUNCAKÇI…
YARATMAK MI…?
Bu saatten sonra hiç riske girmeyin…
Hiç boşuna zaman kaybetmeyin…
Havanızı alırsınız…
Gelin ortak akılda buluşun…
Olsun bitsin…
Kimseyi de daha fazla zorlamayın…
Germeyin…
Saygılarımla…
CEP NO: 0 505 522 67 25