Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın basın toplantısında bir “gazeteci”, “Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanması, Türkiye’de, Tayyip Erdoğan’a yönelik bir algı operasyonunda malzeme olarak kullanılıyor Bu konuda değerlendirmeniz nedir?” diye sordu!
Soru, soru değil, bir algının yansıması.. Kesin hükmünü vermiş de Kalın’dan bir teyit bekliyor!
Gazetelerin konu ile ilgili haber vermesi, neden algı operasyonu olsun? Asıl hiç haber vermemek, algı operasyonu değil mi?
Gazeteler, televizyonlar, “görmedim, duymadım, işitmedim” diyebilir mi?
Üç maymunu oynamak isteyenler, başka bir meslek seçmeliydi! Gazetecilik, önce haber demektir!
***
Her neyse, İbrahim Kalın, şöyle cevap verdi:
-Amerika’da bir yargıcın verdiği karardır, yürüyen bir süreçtir. Şu an bizim bununla ilgili farklı bir şey söylememiz uygun olmaz. Ne olacağını, hukuki bir süreç olması itibarıyla biz de buradan takip ediyoruz. Bize intikal eden doğrudan herhangi bir şey söz konusu değil. Bizim bildiğimiz ABD makamlarından bir belge, bilgi istenmedi. Adalet Bakanlığı’na detayları sorabilirsiniz.
Gazeteden, televizyonlardan tanıyanlar, yolda yürürken bile bana, “Reza Zarrab’ın tutuklanmasının Türkiye’ye bir etkisi olur mu?” diye soruyor.
Ayaküstü ne söylenebilir?
Fakat ne olabileceğini telaffuz edenler var. Meselâ CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, “Reza Zarrab’ın ABD’de yakalanması, 17-25 Aralık davalarının, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararına rağmen kapanmadığını gösterdi” dedi.
Aksünger, “Bugün Reza Zarrab konusu 17-25 Aralık’la, buradaki bakanlarla tek başına ilgisi olan bir konu değil artık. Türkiye’nin Suriye ve dış politikalarıyla alâkalı” ifadesini kullandı.
Aksünger, “Hukuk işletilmeye başlandığında ABD, ‘mal varlığına el koyalım’ diyecek. Üçüncü kişiler hakkında işlemler yapılması, arkasından bunların yargılanması ya da iade talepleri… 3 bakanın Zarrab ile alakası var. Diyecek ki ‘Ambargoyu nasıl deldin?’ 17 Aralık dosyası içinde gördük ki ambargo delinirken bir kamu bankası ve onun başındaki kişi vardı işin içinde. Bu adam ambargoyu deldi, peki nasıl yaptı bunu? İşte bu nasıl yaptı meselesinde Türkiye bu noktada sıkıntıya girebilir. Ben zannetmiyorum ki Zarrab’ı ABD, herhangi bir şey elde etmeden bıraksın. Siyasi uzantılarıyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı sözcüsünün açıklamaları var. Nedir bu? Türkiye’yi dizaynla, zorlamayla ilgili bir konu mudur? Faillerin hepsinin ortaya çıkarılması için yeniden bir yargılama sürecinin başlatılmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. ABD’de bu dava sonuçlanmadan Türkiye bu girişimde bulunmalı” dedi.
***
Doğrusunu isterseniz, ABD’nin İran’a koyduğu ambargonun, hiçbir uluslararası hukuki değeri yoktur!
Aksine bir ülkeye, “Sen, benim gibi nükleer silah geliştiremezsin, yoksa sana ekonomik ambargo uygularım” demek, hukuk dışıdır.
Bu bakımdan ABD’nin İran’a koyduğu ambargonun Türkiye tarafından delinmiş olmasının suç teşkil edecek bir tarafı yoktur. Zaten delmeyen yoktur!
Korsan hukuku uygulayan ABD, suçlu gördüğünü yakalarsa, hesap sorabilir!
Burada sorun şudur: Reza Zarrab’ın Türkiye’de bakanlara rüşvet dağıtması kapatıldı ama şimdi ABD bu konuyu siyasi şantaj vasıtası olarak kullanabilir.
Meselâ, iki eski Ankara Büyükelçisi, Edelman ve Abramowitz, Tayyip Erdoğan’a “Ya istifa et, ya da reform yap” baskısında bulunma cüretini gösterebiliyor?
Gerçi bu çağrı, Zarrab’ın tutuklanmasından önceydi ama ne fark eder..
Türkiye’nin eski Washington Büyükelçileri, Obama’ya “Ya istifa et ya da Büyük Orta Doğu Projesi’nden vazgeç” diyebiliyor mu?
yeniçağ