Sevgili dostlar,
Son günlerdeki hareketlilik hakkında sizden birçok soru alıyorum. Özellikle Ümit Özdağ ile ilgili sorular geliyor. Bu satırları, oluşan beklentiye cevap olması için kaleme alıyorum.
Ümit hocam ile on yıldan daha fazla bir süredir birlikte çalışıyoruz. Bende hakkı, emeği çoktur. Vekil oldu, genel başkan yardımcısı oldu, her zaman kendisine “Hocam” diye hitap ettim, ediyorum. Çünkü bana kattıkları, bana öğrettikleri her şeyin üstündedir. Çalışmalarımı yönlendirmiş, çalışma konusu önermiş, yayımlanmadan önce hemen hepsini gözden geçirmiş hatta birçok çalışmamda benden çok heyecanlanmış ve onları desteklemiştir. Ondan sadece bilgi ve metot değil kararlılık,
motivasyon, çalışkanlık, işbirliği, vefa, etkin dinleme, istişare, istikrar gibi güzel hasletler de öğrendim.
Bunlar benim şahsımla ilgili olanlar.
Benim gibi yüzlerce kişinin Ümit Hocamın tedrisatından geçtiğini biliyorum. Bu bakımdan Ümit Özdağ, zorunlu olmadığı halde yüzlerce Türk milliyetçisi aydın yetiştiren bir bilgedir. Yarattığı fikri ve kültürel etki, maddi olarak ölçülemeyecek derecede önemlidir. Onun bilgeliği; bilgiye, güçlü bir analiz yeteneğine, çok çalışmaya, motivasyona, öngörüye ve ufkunun geniş olmasına dayanır. Yirmiden fazla kitabı, sayısız makalesi, çalışma ve uzmanlık alanlarının çeşitliliği, başkanlığını yaptığı kurumların çalışma sahalarının genişliği bu bilgeliğin diğer kaynakları arasındadır. Ümit Özdağ’ı tanımak ve anlamak için onun eserlerini okumak gerekir. Her çalışması Türkiye’nin ve Türklüğün önemli sorunlarından birine veya birkaçına çözüm sunar.
Tabii ki, bir kişinin her şeyi bilmesi beklenemez ama Ümit Özdağ bilmediği bir konuyu hiç kibir yapmadan uzmanlarına sorar, anlamaya çalışır, araştırır, sorularla konuyu derinleştirir, analiz eder sonra kabul veya reddeder. Aklı yatmazsa kafasında oturtuncaya kadar başka uzmanlara sormaya devam eder.
Gerçek anlamıyla millidir, yerlidir. Türk’ün emeğine ve ekmeğine sahip çıkar. Türkiye’nin ve Türk milletinin zenginleşmesini hedefler. Çevre sorunlarından cinsiyet eşitsizliğine kadar Türkiye’nin bütün sorunlarına ilişkin çözümleri vardır. Ümit Özdağ, istişareye önem verir. Türklüğün faydasına olan her öneriye dört elle sarılır ve bunları uygulamak için hemen harekete geçer. Daima ilerlemeyi hedefler. Sonuç odaklı çalışır. Kararlıdır ve cesurdur, Türklüğün aleyhine olan her şeyin başını, tereddüt etmeden ve acımadan ezer. On yıldan daha fazla süredir mesaimiz var, Ümit Özdağ’ın milliliği ve yerliliği konusunda soru işareti oluşturacak herhangi bir eylemine ve söylemine şahit olmadım.
Şahsen Ümit Özdağ’ı kuru hamaset yaparken hiç görmedim. Yazdıklarında da tek satır kuru hamaset okumadım. Kahramanlık ruhuna önem verir, ancak asla aklı ve bilimi terk etmez. Yani onda kahramanlığın maddi bir altyapısı da vardır. Bilimin yolunu takip eder, akla önem verir. Planlarını ve hareket tarzını tarihten, özellikle Türk tarihinden örneklerle donatır. Türk milleti için ilerlemeyi, yükselmeyi, zenginleşmeyi hedefler. Bunun yolunun hurafelerden değil akıldan ve bilimden geçtiğini bilir. Yegâne amacı Türk çocukları için Türk yurtlarında güven ve refah içinde yaşadıkları bir cennet yaratmaktır.
Ümit Özdağ, Türk birlikçidir. Türk dünyasının her sorunu ile ilgilenir. Kerkük’teki Şii Türkmen ile Türkmendağı’ndaki Sünni Türkmen arasında fark gözetmez. Mesela Irak’ın kuzeyinde bir Türkmen kenti olan Telafer hakkında yazılan birkaç kitaptan biri onun imzasını taşır. Sibirya’daki Türk de Arnavutluk’taki Türk de onun ilgi alanındadır. Çünkü onun Türk dünyasına ilişkin ufku, plan ve projeleri vardır.
Son olarak uzmanlık alanım olan Aleviler, Zazalar, Kürtler ve Korucular hakkında Ümit Özdağ’ın fikirlerini paylaşmak isterim. Bana ulaşan sorulardan özellikle Alevi/Caferi arkadaşlarımın Ümit Özdağ’ın fikirlerini merak ettiği anlaşılıyor. Esasen Ümit Özdağ’ın kitaplarında (mesela Yeniden Türk Milliyetçiliği kitabında ve birçok makalesinde) bu konuyla ilgili fikirleri var; ben burada özet olarak geçeceğim.
Ümit Özdağ, samimi bir dindardır ama mezhepçi değildir. Sünni Türklerin, Hanefi/Maturidi çizgisini koruması gerektiğini düşünür. Özellikle Sünni Türklerin selefileşmesine karşı önemli çalışmalara ön ayak olmuştur. Hanedancı değildir. Tüm Türk tarihine sahip çıkar. Onun için Safevi de Osmanlı da Türk tarihinin saygın parçalarıdır. Alevileri, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olarak görür. Alevi/Şii Türkleri, Sünnileştirmek gibi bir gayesi asla yoktur. Hoca Ahmet Yesevi’de buluşan Türk Aleviliği ile Türk Sünniliğini saygıdeğer görür.
Güneydoğu’da kaderine terk edilen korucuların gerçek dostudur. Onları siyaset üstü tutar ve her türlü girişimlerini destekler. Kendisi benim “PKK ve Korucular” kitabımın fikir babasıdır. Zazaları ve Kürtleri birer Türk boyu olarak kabul eder ve ona göre PKK yandaşı olanlar hariç, bütün Zazalar ve Kürtler, Türk milletinin mensubudur. “Pusu ve Katliamların Kronolojisi” başlıklı kitabında, devletin bile yapmadığı bir işi yapmış PKK tarafından yapılan toplu katliamların bir dökümünü çıkarmış, böylece PKK’nın şehit ettiği Kürtleri bu çalışmasıyla ölümsüzleştirmiştir. Terör uzmanıdır, istihbarat uzmanıdır, milli güvenlik uzmanıdır, siyasetbilim uzmanıdır, uluslararası ilişkiler uzmanıdır… Bu konularda yayımlanmış birçok çalışması vardır. Dolayısıyla PKK terörünün kökünü kazıyacak birikime ve kadrolara sahiptir. Hatta kendisinin “PKK Terörü Neden Bitmedi, Nasıl Biter?” başlıklı kapsamlı bir çalışması vardır. Yani PKK terörü için çözüm reçetesi hazırdır.
Bütün bunları göz önüne aldığımızda Ümit Özdağ’ın, Atatürk’ün başlattığı Türk uluslaşma projesini tamamlamaya namzettir. Elbette Turan veya Türk birliği kısa sürede inşa edilemez ama diyebilirim ki Ümit Özdağ, “İstanbul’da çıkan bir gazeteyi Kaşgar’daki Türk de anlayacaktır” diyen Başbuğ Atatürk’ün Türk birliği ülküsünü de uygulamaya sokacaktır.
“Bir toplum kendi nefsinde olanı değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirmez” ayeti gereğince kurtarıcılara inanmam. Ancak Ümit Özdağ’ın “bir tsunami gibi yükselen” Türk’ün enerjisini doğru yöne kanalize edeceğine, dağılan milli gücü tek çatı altında toplayacağına, psikolojik üstünlüğü Türk milletine vereceğine, Türklüğün ve Türkiye’nin bu zor zamanlarında gerçek ve etkin bir liderlik göstereceğine inanıyorum. Ümit Özdağ, Türklüğün vicdanı ve çelikten iradesidir. Türk milleti, özellikle Türk milliyetçileri Ümit Özdağ’ı desteklemeli, sesine ses vermeli, gücüne güç katmalıdır. Bugün için hepimizin üzerine düşen tarihi sorumluluk budur.
Dipçe: Beni tanıyanlar bilir, tanımayanlar da kitaplarımdan, makalelerimden ve sosyal medyadaki paylaşımlarımdan anlayabilir: Kolay kolay bir işi beğenmem. Hele birini övmem, nadir yaptığım işlerdendir. Olaylara sürekli eleştirel gözle bakarım. Bir işi ya tam yapmak isterim yahut o işe hiç girmem. Farklı zamanlarda birçok siyasi partiden (vekillik, kuruculuk dâhil) ve sivil toplum kuruluşundan farklı teklifler aldım. Hiç birini kabul etmedim. Yukarıdaki satırları, lütfen bu hususları dikkate alarak okuyunuz.
Ali Rıza Özdemir