Önce Burhan Kuzu televizyona çıktı…
“Millete hayvan dedi” dedi…
Kendi soyadı Kuzu…
*
Arkasından benim arkadaşım Ertuğrul Özkök…
Hiç beklemiyordum, yazımı anlamamış olması olanaksızdı… Bence katkı malzemesi olarak bizi kullandı, köşesine şirinlik kattı biraz, oturup yazdı:
“Bu olmadı Bekir Coşkun” diye…
Ve davalar açıldı…
*
Mahkemelere gidip geliyoruz…
Oysa; bu millet 78 milyondur, millete öyle bir şey demedim…
Demem de…
“Defol git” yazısıydı o…
Gar’da bombanın patlatıldığı gündü, insan etinin yanık kokusu burnumuza geldiğinde, sokakta hiç tanımadığım bir yaşlı hanım ağlayıp bana sarıldığında yazılmıştı… Sağımızdan solumuzdan sahibi aranan insan elleri-ayakları geçtiği gündü…
Gazete yazarı, her bir bireyin duygularını paylaşıp, bu millete o günü yaşatan zihniyete “defol git” demez de ne der?…
*
O günden bu yana:
Kasabalarda 1883 barikat kuruldu…
680 hendek kazıldı, 13 bin bombalı tuzak askerimizi bekledi…
415 şehit var…
340 çocuk, yaşlı sivil öldü…
Büyük şehirlerde çarşı pazar ekonomisi çöktü, korku hüküm sürüyor, hâlâ korkuyoruz, canlı bombalar patladı, patlayacak…
Daha dün marangoz baba, kapısında tek oğlunun bayrağa sarılı tabutunu buldu…
Marangoz önlüğü ile gözyaşlarını sildi…
*
Komutanı yok savaşın…
İşte o zihniyet; kendi ikbali ve güvenliği için yasayı değiştirmişti, komutan kim olmuştu haberiniz var mı?..
İlin badem bıyıklı valisi komutan…
*
Keşke herkes o gün “Defol git“ diyebilseydi…
İneklik bizde kaldı…
*
Hâlâ uyanmıyorsun millet…
Uyan…
Uyan…
Uyan…