NATO’nun mevcut olduğu tüm ülkelerde, az ya da çok gladyo vardır. Bu durumu bize, geçtiğimiz elli yıl, hem ülkemiz nezdinde hem de, diğer NATO ülkeleri nezdinde gösterdi.
Hatta bazı stratejistler, gizli NATO’dan yola çıkarak, Avrupa’yı Amerika’nın kolonisi olarak tanımladılar. Keza Türkiye’yi…
Bildiğiniz gibi, PKK terörüne karşı verdiğimiz savaş, başta Amerika olmak üzere, tüm Batı devletlerini rahatsız ediyor.
PKK terörünü kullanarak, ülkeyi destabilize etmek, istikrarsızlaştırmak istiyorlar. Devletin ve bilhassa da, Türk ordusunun, Büyük Kürdistan kuruluşuna karşı kararlı duruşu, PKK’nın içine düştüğü zor durum, onları yeni arayışlara sevk etti.
PKK terörüne paralel, siyasal İslam ile laikler arasında bir savaş cephesi daha açmanın peşindedirler. Hem PKK, hem de laik, anti laik çatışması aynı anda olursa, ülkeyi daha kalay istikrarsızlaştırırız diye planlıyorlar.
Gerek AKP’nin içindeki gladyo, gerekse elli yıldır yerleşik gladyo hareketlendi.
Nereden anlıyorsunuz derseniz? Erdoğan’ın laiklik tartışmasına son noktayı koymuş olmasına karşın, galadyonun, dindar çevrelerde örgütlediği çeşitli odaklardan, İsmail Kahraman’a destekler yağıyor.
Başta AKİT olmak üzere, Devletin Dini İslam’dır manşetleri ve benzer sloganlar her yeri kapladı.
Türkiye’de DAEŞ elemanlarını eğitip, Suriye’ye gönderen bir Emekli Tuğgeneral, Devletin Dini İslam’dır diye ortaya çıktı.
Bildiğiniz gibi, gladyo, hep dindar kesim üzerinden provokasyonlarını ve suikastlarını sürdürmüştür. İktidarlar hep sağ ve dindar cenahın elinde olması, gladyonun bu kesimde daha fazla örgütlenmesini sağlamıştır.
“Anayasa’da laiklik olmasın” çıkışını yapan Meclis Başkanın gençliğinde hangi görevler üslenmiş, Amerikan 6. Filosunun Dolmabahçe kıyılarındayken, Amerika adına verdiği mücadele neymiş arşivlerde duruyor.
AKP kendi içinde ki gladyoyu frenleyemezse, AKP’yi de aşacak bir yeni savaş cephesi açılacaktır.
Utangaç gladyo da, ceberut laiklikten söz ederek, Siyasal İslam ile gladyonun arasını yapmaya çalışıyor.
İslam ve İslam olmayan diye bir cephe daha açılırsa, her iki kesim de rijitleşecek, keskinleşecek ve ülke yaşanmaz hale gelecektir.
Dışımızda meydana gelen mezhep ve etnik çatışmaların ülkeleri ne hale getirdiğinden ders almalıyız.
Bu savaşın kazananı olmaz.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr