7 Haziran 2015 tarihinden dün saat 14.30’a kadar şehit sayımızı araştırdığımızda kayıplarımızın hemen her gün arttığını görüyoruz. Geçen hafta 466 şehidimiz olduğunu belirtmiştik. Şimdi şehit sayımız 294 asker, 179 polis, 9 korucu olmak üzere 482’ye çıktı. Bunun anlamı “Takviyeli bir taburdan fazla güvenlik görevlisi”nin şehit edilmesidir.
Şehitlerden söz ediyoruz, bir de gazilerimiz var. Haberlerde “2 asker, 3 polis de yaralandı” denilir. Onların isimleri ne televizyon, ne de gazetede geçer ama biliniz ki “yaralandı” denilen askerimiz, polisimiz ya bacağını, ya kolunu, ya gözünü kaybetmiştir, ya da ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur.
HASTANEDE YER KALMADI
Bölücü örgüt ilçelerde hendek kazarken, barikat kurarken, silah, mühimmat yığınağı yaparken bunlara sessiz kalan hükümet, şimdi aylardır ilçeleri teröristlerden temizlemeye uğraşıyor.
Bu olayların ne zaman biteceği belli olmadığı için şehit ve gazi sayısının daha da artması sürpriz olmaz. Bugün, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde, rehabilitasyon merkezinde yer kalmadığını, bazı servislerin birleştirilip Güneydoğu gazilerine ayrıldığını öğreniyorum.
Vatandaşın evi-barkı yıkılmasın, zarar görmesin diye askerimiz-polisimiz patlayıcıları temizlerken, bu kez onlar hayatını kaybediyor, yaralanıyor. Bir yanda çatışmalar, bir yanda patlamalar, hain tuzaklar derken Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın gözde askerleri, jandarma ve polisin özel harekat timlerinden büyük kayıplar verildi.
Yaşanan olaylar, asker, jandarma ve polisin eksiğini de ortaya koydu. Meskun mahalde asker ve polisin gerekli eğitimi almadıkları, şehit ve gazi sayısının bu kadar fazla olmasında bu eksikliğin de önemli olduğu anlaşıldı. Şimdi yetiştirilen 4 bin 500 civarında özel harekat polisi için en ağırlıklı eğitimlerden biri “meskun mahalde çatışma” eğitimidir. Buna göre eğitim alanları oluşturuldu.
GAZİLERİ CHP’YE KİM GÖNDERDİ?
Söz gazilerden açılmışken, Türkiye Gaziler Vakfı’nın 15-20 üyesi CHP Genel Merkezi önünde toplanıp siyah çelenk koydu. CHP’nin Cizre raporunu beğenmedikleri için bunu yaptıklarını açıkladılar. İlginç olanı da şuydu: Önce raporu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, bir gün sonra oğlu Osman Gökçek eleştirdi, ertesi gün de Gaziler Vakfı üyeleri, belediyeye ait resmi plakalı araçla CHP önüne gelip siyah çelenk bıraktı.
Gazilerimizin ulusal konulardaki duyarlığının her şeyin üstünde olduğunu bilenlerdenim. Muhalefet partisinin hazırladığı rapora tepki de gösterilebilir ama CHP Genel Merkezi önüne siyah çelenk koyan gaziler, İmralı’da yapılan görüşmeler, Abdullah Öcalan’ın mektubunun Diyarbakır meydanında okunması, Dolmabahçe mutabakatı, askere operasyon izni verilmemesi, kahraman askerlerin kumpaslara uğradığı dönemde AKP Genel Merkezi önüne silah çelenk koymayı hiç düşündüler mi? Hayır. O yüzden, bu vakıfla ilgili haberlerde “AKP yanlısı Gaziler Vakfı” deniliyor.
Emekli General Veli Küçük aradı
Bölücü PKK terör örgütünün, silahlı sol terör örgütleriyle birlikte oluşturduğu “Birleşik Devrim Hareketi”nin, Karadeniz’e açılma planı kapsamında gerçekleştirdiği eylemlerin benzeri 1997 yılında da sahneye konulmuştu. Dün bunu anlatmış, teröristlerin etkisiz hale getirildiğini belirtmiştim. O dönemde görev yapanlardan biri de Tuğgeneral Veli Küçük’tü.
Emekli general Veli Küçük, “Benim adımı anmaya, yazmaya çekiniyorlar. Oysa benim Atatürk ilkelerinden, bayrak sevgim dışında başka bir düşüncem yok. Kimsenin de uşağı olmadım” diyor. “Türkiye’nin tapusu yok, Türkiye’yi satıyorlar” dediği için Ergenekon davası kapsamında 7 yıl cezaevinde yattığını söylüyor.
Giresun Jandarma Bölge Komutanlığı’na giderken, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fikret Özden Boztepe’ye “4 ay içinde Karadeniz’i teröristlerden temizleyemezsem görevden alın” diyor. Boztepe’nin “Nasıl temizleyeceksin?” diye sorması üzerine “Ben istihbaratçıyım. 12 yıl alay komutanlığı yapan tek kişiyim. Özel çalışma yöntemimle terörist bırakmam” karşılığını veriyor. Fazla jandarma da istemiyor. Çünkü o arazide askerin birbirini vurmasından endişe ediyor. Kısa sürede teröristler Karadeniz’den atıldı, lider kadro etkisiz hale getirildi, halk rahat nefes aldı. Aradan yıllar geçtikten sonra teröristler boşluk buldu ve “Karadeniz açılımı”nı kaldıkları yerden devam ettirme kararı aldı. Bakalım şimdi durum nasıl olacak, bekleyelim, görelim.