İsmail Kahraman bu sefer de“Cumhuriyet’in temelinde herhangi bir altı ilke mevzubahis değildir” demiş. Soralım kendisi gibi düşünenlere:
1) Tarihsel önem verdiğiniz padişahlarınız, Tekke ve Zaviyeleriniz emperyalizme karşı vatanı savundu da“Milliyetçilik” ilkesi süs olsun diye mi kondu?
Milliyetçilik vatanın bağımsızlığının savunulması, kendi ülkemizi kendimizi yönetmek değil de emperyalizmle işbirliği halinde padişahın koltuğunu garantiye alması,Kuvvacılara “Halife” orduları yollanması mıdır?
Kuvayi Milliyeciler elde silah savaşırken sizin önderleriniz “asi” deyip Mustafa Kemal’i görevinden azletmedi mi?
2) Kapitülasyonlarla ülkeyi ekonomik bağımlı hale getirmediniz de Cumhuriyet’i kuranlar mı “Devletçilik” ilkesini uydurdu?
Devletçi ekonomi, sanayileşmeyi sağlamak, yurdu demir ağlarla örmek üzere emperyalizme karşı bağımsızlığın ekonomik ayağı olarak öne çıkmadı mı?
3) Halkı şeyhin, ağanın yanaşması, kadını erkeğin kölesi olmaktan kurtaran “Halkçılık”, “Laiklik” ilkeleri değil miydi?
Her Tekke’nin kendisine göre din yorumu getirerek diğerini “dinden çıkmakla” suçladığı, toplumsal huzurun kalmadığı, bağnaz din yorumuyla bilimin gelişmesinin engellendiği, şeyhin kulu olunduğu ortamın son bulması için eleştirel aklın yönetimde, yaşayışta esas alınması, herkesin birbirinin inancına saygı duyması yani Laiklik gerekmiyor muydu?
4) İstanbul’u işgal edenlere selam dururken, Cumhuriyet kurarak kökten çözümle “Devrimcilik” ilkesini uygulayan, egemenliği emperyalizmden, tek kişiden millete veren “Cumhuriyetlik” ilkesinin neresi dokunuyor?
6 ilkeye tutarlılıkla sahip çıkmadığımız için sizin temelleriniz yeniden hortladı. Hata sende değil. Sizin bu kadar rahat konuşmanızı sağlarken “fikir hürriyeti” diyen biz laik Cumhuriyet’e sahip çıkanlarda. Kızma değil, görev zamanı. Devrim karşıtlarına kızılmaz, bunlarla mücadele edilir.
29 Ekim’de hastalanırsınız, 23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı yasaklarsınız ama İstanbul’un fethi olunca her metro, otobüs durağını afişler, protokoldeki yerinizi aylar öncesinden hazırlarsınız. Gerçekten Fatih Sultan Mehmet’e önem verseniz İstanbul’un fethi dışında yaptıklarını da araştırırsınız. O, 2016-2017 ders yılından başlamak üzere liselerde okutmayı düşündüğünüz ortaöğretim Tarih dersi programlarında “Hristiyan Batı dünyasının zorlamaları sonucu batılı ıslahatlar” diye küçümsediğiniz “Hristiyan Batı dünyası”ndaki bilim adamlarıyla, sanatçılarla dostluk kurdu. Felsefeyle ilgilendi, Platon’u, Aristoteles’i, okudu.
Siz bugün “heykel yaptırmak günahtır” derken O İtalyan ressam Bellini’ye portresini yaptırdı. Siz“gayrimüslimlerle dostluk kuranın katli vaciptir” veya” günahtır” diye fetvalar veren IŞİD gibileri desteklerken, Fatih Sultan Mehmet “gavur” denmeyi göze alarak kilisede ayin izledi. Hristiyanlarla dostluk kurdu.
Derdiniz “Türk milleti” kavramını silip ümmet olmak. Halife-padişah olarak nitelenebilecek Başkanlığınızı meşrulaştırmak için Fatih Sultan Mehmet’i araç olarak kullanıyorsunuz.
Mustafa Solak
İLK KURŞUN