CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Ugandalı mevkidaşı Yoweri Museveni ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyeyle dünyada adalet dağıtamayacağını söyleyerek, “Birinci Dünya Savaşı’nın şartları içerisinde oluşan bu yapının devam etmesi kabul edilemez. Bu daimi üyelerin içerisinde dikkat edilirse Afrika’dan bir ülke yoktur. Halkı Müslüman olan bir tane ülke yoktur ve kıtaların bu kadar dengesizce şekillendiği bir yapı dünyada adalet dağıtamaz. Geçici ülkeler var; diyemeyiz. Geçici üyelerin orada herhangi bir fonksiyonu yoktur. BM Genel Kurulu’nun bu konuda hassasiyet göstererek, bir dönüşümlü daimi üyeliği BM Genel Kurulu’ndan öte Güvenlik Konseyi’ne yerleştirmek gerekir. Orada yeri geldiği zaman Uganda da Türkiye de yer almalıdır” dedi.
“UGANDA EBOLA SALGINIYLA MÜCADELEDE ÖNCÜ ROL OYNADI”
Erdoğan, Uganda’nın Doğu Afrika ve kıtanın meseleleriyle çok yakından ilgilendiğini belirterek, “Uganda’nın geçtiğimiz yıllarda kıtadaki Ebola salgınıyla mücadelede oynadığı öncü rolü takdir ettiğimizi belirtmek isterim. Uganda sağlık alanında da önemli başarılara imza attı. Ülkemiz de bu süreçte Batı Afrika’nın Ebola ile mücadelesine tıbbi malzeme desteği sağlayarak 5 milyon Dolar katkıda bulundu” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN’DAN UGANDA ATASÖZÜ
Ortak gayretler neticesinde Somali’nin 5-6 yıl öncesine göre bambaşka bir seviyeye geldiğine değinen Erdoğan, Somali’nin ayağa kalkmasında bölge ülkeleriyle yapılan iş birliğine Uganda atasözü olduğunu belirttiği ‘Eti çiğneyebilen dişler, birlikte olan dişlerdir’ sözle dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Uganda atasözünü kullanması, Ugandalı mevkidaşı Museveni’yi gülümsetti.
TERÖRİZM, MEZHEPÇİLİK VE IRKÇILIK VURGUSU
Doğu Afrika’da istikrarı tehdit eden 3 başlık olduğunu vurgulayan Erdoğan, söz konusu başlıkları terörizm, mezhepçilik ve ırkçılık diye sıralayarak, şöyle konuştu: “Doğu Afrika’da istikrarı tehdit eden en önemli şey terörizmdir. Bu konuda 3 başlığı çok önemsiyorum. Bunun bir tanesi mezhepçilik unsurudur. Bir tanesi ırkçılık unsurudur. Bir diğeri de terörizm unsurudur. Örneğin 35 yıldır terörle mücadele eden ülkemizde biz bunun bedelini bölgede çok ağır ödedik, ödüyoruz. Bölgenin en önemli tehdit unsuru şu anda mezhepçiliktir. İkincisi ırkçılık unsurudur ve ne yazık ki ırkçılık unsuru da terörizme teşvik eden en önemli başlıklardan bir tanesidir. Aslında bizim değerlerimizde ne Arap’ın Arap olmayana ne Arap olmayanın Arap’a üstünlüğü yoktur. Üstünlük yaratıcıya yakın olmakla tanımlanır ve biz yaratılan yaratandan ötürü severiz. Bizim için asla makam, mevki, ırk bunların hiçbiri takdir sebebi değildir”
“TERÖR MAĞDURU OLANLARA DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Terör mağduru ülkelere Türkiye’nin desteğinin süreceğini belirten Erdoğan, “Üçüncüsü terörizm. Bölgenin terör ve teröristle mücadelesinde bizler bugüne kadar çok büyük bir mücadele ortaya koyduk. Sizler zaten bunu yaşadınız. Konulara hakimsiniz. Bizler de terör mağduru olanlara destek vermeye devam edeceğiz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN AFRİKA’DA HİÇBİR SÖMÜRGECİ GEÇMİŞİ OLMAMIŞTIR”
Türkiye’nin Afrika’da hiçbir sömürgeci geçmişinin olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin Afrika’da hiçbir sömürgeci geçmişi olmamıştır. Kıta ülkeleriyle kurmak istediğimiz ilişki de eşit ortaklık, karşılıklı saygı ve kazan kazan temelindedir. Tüm alanlarda savunma sanayiinde, turizmde, ekonomi, ticaret, tarım, bütün bu alanlarda ortak yatırımlar içerisine girebiliriz. Alt yapı, üst yapı bu tür yatırımlarda tecrübelerimizi Uganda ile paylaşmaya hazır olduğumuzu değerli dostuma ifade ettim. Biz Uganda’nın geleceğinin daha aydınlık olduğuna inanıyoruz. Bu düşüncelerle ziyaretim hayırlı vesile olmasını, Beyaz Nil kadar bereketli geçmesini temenni ediyorum”
“DÖNÜŞÜMLÜ DAİMİ ÜYELİĞİ GÜVENLİK KONSEYİ’NE YERLEŞTİRMEK GEREKİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ugandalı mevkidaşı Museveni, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını kabul etti. Birleşmiş Milletler (BM)’in Somali’ye desteğini azaltması durumunda ne olacağı sorusunu yanıtlayan Erdoğan, ‘Dünya beşten büyüktür’ vurgusu yaparak, şunları kaydetti: “BM’nin Somali’ye bu noktada kalkıp da bütçesini azaltmış olmasını ben doğru bulmam. Terörün tehdit ettiği böyle bir ülkeyi kendi başına bırakmak çok ciddi bir yanlış olur. Biz BM öyle veya böyle nasıl adım atarsa atsın Somali’yi bugüne kadar yalnız bırakmadık. Yalnız bırakmamakta yine kararlıyız. Burada atılması gerek adım şu. Hep söylüyorum. Dünya beşten büyüktür diyorum. Dünyanın en güçlü ülkeleri sayılan bu beş ülke, daimi üyedir. Bu beş daimi üye dünyanın kaderini belirlemektedir. Birinci Dünya Savaşı’nın şartları içerisinde oluşan bu yapının devam etmesi kabul edilemez. Bu daimi üyelerin içerisinde dikkat edilirse Afrika’dan bir ülke yoktur. Halkı Müslüman olan bir tane ülke yoktur ve kıtaların bu kadar dengesizce şekillendiği bir yapı dünyada adalet dağıtamaz. Efendim, geçici ülkeler var; diyemeyiz. Geçici üyelerin orada herhangi bir fonksiyonu yoktur. BM Genel Kurulu’nun bu konuda hassasiyet göstererek, bir dönüşümlü daimi üyeliği BM Genel Kurulu’ndan öte Güvenlik Konseyi’ne yerleştirmek gerekir. Çünkü dünya beşten büyüktür. Orada yeri geldiği zaman Uganda da Türkiye de yer almalıdır”