Ülke iyi yönetilmiyordu. Çözüm hiçbir zaman darbe değildi. Sevindirici olan: “Halk getirdi, halk götürür demokratik çözümünü” hatırlatması oldu.
Demo: Halk.
Krasi: Gücü.
Demokrasi: Halkın gücü.
Halkın gücü, naylondan darbecilerin çağırısına uyup evine çekilmedi. Çekilseydi, darbeciler kazanacaktı. Ülkeyi kötü yönettiklerini gördüğü ve yaşadığı halde önce Başbakan sonra da Cumhurbaşkanı’nın çağrısına uydu.
Halkın gücü, sinmedi.
Tanklarının üstüne çıktı.
Demokrasi kazandı.
Sevindirici olan; bugün darbeci tankı önüne dikilen o sivil insanların yarın ülkeyi kötü yönetenleri sandıkta oylarıyla iktidardan indireceğidir. Ve gerçek demokrasi bayramı işte o gün kutlanacaktır.
* * *
Bu çağda bize sunulana bak: Sen gel Boğaziçi Köprüsü önünü tanklarla tıka… Sen gel hava meydanının kapısını tankla kes… Sen gel TRT binasının duvarına tankları daya… Sen gel Meclis girişine tankları sırala…
Görüntüsü bile çirkin.
Hangi yılda kalmışsın!
Bu tabloya en küçük bir yakınlık, sempati duymak bile mümkün değil. Bu çağda bir ordunun düşeceği en saçma manzara bu olmalı… Milletin parasıyla okumuş, milletin parasıyla altına tank, helikopter, uçak çekmiş. Gidip Karayılan’ı, Cemil Bayık’ı yakalayıp teslim alamıyor. Kendi Genelkurmay Başkanı’nı esir alıyor. Bu halk darbeciyi niçin dinlesin?
Seçimle gelen.
Seçimle gitsin.
Halk getirdi.
Halk götürsün.
Demokrasi bayramı işte o gün olsun.
* * *
Naylon darbeciler!
İktidarı devirmeye kalktılar.
Daha da güçlendirdiler.
Yoksa bu “tezgahlanmış bir darbe” miydi? Danışıklı dövüşten bir kalkışma mıydı? Sen kalk Cumhurbaşkanı’na karşı darbe yaptım diye TRT’de bildiri okut, git Genelkurmay Başkanı’nı tutukla!
Tankla TOMA’yı tokuştur.
Başarısız darbe yap.
Kabak gibi tutuklan.
Üstün çıplak!
Elin arkadan kelepçeli.
Yere yüzükoyun uzan.
Merak ediyorum: Bu darbecilerin tamamı, süzme saf Fethullahçı subaylar mıdır? Yoksa aralarına karışmış başkaları da var mıdır? Kutulardan dolar çıktığı o 17-25 Aralık gününden bu yana sürekli “Fethullahçı avı” yapıldı, çok sayıda Fethullahçı tutuklandı. Buna rağmen Ordu’da “Emir-Komuta Zinciri”ni kırıp darbe girişimine başvuracak bu kadar çok Fethullahçı subay nasıl gizli kaldı? Tayyip Erdoğan, “Fethullan Gülen bizi aldattı” demişti. Fethullahçı subaylar da kendilerini o kadar iyi gizlediler ki, Genelkurmay Başkanı’nı aldattılar.
Aldatılan iki oldu.
Biri:
Başkomutan.
İkinci:
Kurmay Komutan.
ABD’ye kaçmış aldatan!
* * *
Ordunun komuta kademesinden büyük bölümü bu naylondan darbe girişiminin içinde yer almadılar. Başbakan, “Koca ordu içinde bunlar küçük bir gurup” diyor. Tamam da bunlar kendilerini nasıl gizleyip, sakladılar? Kobra helikopterden sivil halkı tarayıp, F-16 savaş uçağı ile Meclis’e bomba yağdırdılar.
Ordu için acı oldu.
SÖYLEŞİ
AĞIZLARINDAN BAL AKIYOR!
Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, bazı gazetecilerin ağızlarından bal akıyor; “Darbeciler
halkın desteğiyle püskürtüldü, demokrasi kazandı…” diyerek demokrasi kahramanı kesildiler, umut pompalıyorlar. Demokrasi kazandıysa; bundan sonra Tayyip Erdoğan değişecek. Darbecilerin bombalayıp harabeye çevirdiği Meclis’te parlamenter demokrasiyi en iyi işletmenin yollarını bulacak. Bütün
güçleri tek elde toplamaktan vazgeçecek. Toplumu kutuplaştırmayı bir yana bırakıp, muhalefete de eşit davranan bir Cumhurbaşkanı olacak. Öyle mi? Göreceğiz.