Yine, “Dağ Fare Doğurdu” ve Çin’de yapılan G-20 Zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama arasında yapılan görüşmelerden dişe dokunur hiçbir şey çıkmadı.
Zaten, görüşmeler 45 dakika sürdü. Bu süreden, görüşmelerin başlangıcı ve bitişi sırasında söylenen nezaket cümlelerini ve tercümeleri de çıkarırsanız, 20 dakika görüşmüşler. Hatta fotoğraflara baktım; Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken, bir ara Obama kulaklığını takmamıştı. Obama Türkçe bilmediğine göre, burada “Boş konuşuyorsun, ben seni dinlemiyorum” anlamında mesaj vermek istiyordu. Bu, asla kabul edilemez!
Görüşmelerden anlaşılan o ki; Türkiye ve ABD arasında radikal görüş ayrılıkları var. Suriye, Fırat Kalkanı, terörle mücadele ve 15 Temmuz Darbe Girişiminin arkasında olduğu suçüstü yapılan Gülen’in iadesi konusunda keskin ayrılıklar artarak devam ediyor. Daha öncede yazdım, burada altını çiziyorum; ABD Gülen’i iade etmeyecek. AKP Hükümeti’nin; 14 yıl içinde yaptıkları, yapmadıkları hatta bu yapıya verdiği destek nedeniyle, böyle bir gücü yok. Bu talebi devamlı dillendirmelerinin nedeni; iç kamuoyunun gazını almaktır.
ABD, PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG ile müttefikliğe devam ediyor ve görüşmeler, bu müttefikliğe devam edileceğinin kanıtı. Çünkü ABD; Türkiye, Suriye, Irak ve İran’dan parça kopararak ve Hatay’dan Akdeniz’e çıkararak yaratılacak kukla bir Kürt Devleti peşindedir! İlk hamle; bu dört ülkede federalizmdir. Size, yani ülkenize ve bölgenize yönelik bir tecavüzü, tecavüzcü ile işbirliği yaparak engelleyemezsiniz.
Artık yapmamız gereken; ülkemizde birliği, beraberliği ve iç barışı bir an önce kurmaktır. Bunun arkası, sadece söylemlerle doldurulamaz. Türkiye, bir an önce bölge ülkeleri olan Suriye, Irak, İran ve Rusya ile karşılıklı güvene ve çıkara dayanan ilişkilerini geliştirmek zorundadır. Aksi, ülkemiz için hüsran olacaktır.
İLK KURŞUN