Türkiye, çoğu insanın birbirini ihbar ettiği, jurnalciliğin Abdülhamit devrine rahmet okuttuğu günlerden geçiyor…
Daha düne kadar Fethullah’ın elini eteğini öpen, bir yerlerini yalayanlar şimdi başkalarına “Fethullahçı” çamuru atarak kendilerini gizlemeye çalışıyorlar…
SÖZCÜ’ye yapılan da işte budur!..
SÖZCÜ’ye çamur atarak iktidara şirin görünmeye çalışmak, onların birer Fethullah ayakçısı, Fethullah yalaması olduğu gerçeğini değiştirmez…
* * *
SÖZCÜ’yü zan altında bırakmaya çalışan Fethullahçıların “Fethullahçı” iftiraları SÖZCÜ çalışanlarına, SÖZCÜ yazarlarına yapılabilecek en büyük hakarettir!..
İktidarın çanak yalayıcılarının, Fethullah ile koalisyon halindeyken ve Balyoz, Ergenekon gibi “Milli Ordu’ya kumpas” davaları sürerken nasıl bir alçaklık içinde olduklarını bizler de unutmadık, orada yargılananlar da unutmadı!.
Bunlar, o dönemdeki hukuk cinayetlerini Fethullah’ın polisleri, savcıları ve yargıçlarıyla birlikte işlediler, insanların hayatlarını kararttılar…
Şimdi kalkmışlar, FETÖ’den sıyrılmak için iktidar muhalifi gerçek demokratlara, Atatürkçülere, cumhuriyetçilere b.k atarak alçaklığın dibine iniyorlar…
* * *
Türkiye karanlık günlerden geçiyor…
İzinli olduğum sadece 20 gün içinde Türkiye’de meydana gelen olaylara bakınız:
– Gaziantep’teki sokak düğününe canlı bomba saldırısı 56 ölü!..
– Bombalı saldırı 11 polis şehit!..
– 48 saatte asker, polis korucu 20 şehit!..
– Dün iki şehit daha!..
– 20 günde şehit sayısı 50’yi aştı!..
– Anamuhalefet Lideri Kılıçdaroğlu’na suikast girişimi, bir asker şehit!..
– Türkiye Suriye’ye girdi!..
– Türkiye ikinci cepheden de Suriye’ye girdi!..
– Suriye’de 2 tankımız vuruldu ve orada ilk şehidimizi verdik, bir yarbay iki asker yaralı!..
– İçişleri Bakanı istifa etti veya azledildi!..
Başka bir ülkede 10 yılda yaşanmayacak olaylar sadece 20 günde yaşandı…
Türkiye tam bir Ortadoğu ülkesi haline geldi!.
* * *
Ayrıca, bu 20 günde ilkler de yaşandı…
Örneğin, ilk türbanlı polis gördük…
Emniyet Müdürü oluncaya kadar yıllarca başı açık görev yapan kadın polis, türban serbestisi gelince hiç vakit kaybetmeden başını örtüp üzerine şapkasını takarak Taksim’deki 30 Ağustos törenine gitti…
Örneğin, Recep Bey Adli Yıl’ın açılışına ev sahipliği yaparak, “Ben yürütmenin de, yasamanın da yargının da başıyım” dedi…
Örneğin, ilk defa yargı mensupları bir cumhurbaşkanı salona girince ayağa kalkıp alkışladı…
Örneğin, ilk defa Adli Yıl’ın açılışında Cumhurbaşkanı konuştu, ama asıl konuşma yapması gereken Barolar Birliği Başkanı yoktu…
Örneğin, ilk defa Anamuhalefet Partisi Lideri Adli Yıl’ın açılışına yargının tarafsızlığı zedelendiği için katılmadı ve…
Böylece “Yenikapı ruhu” dedikleri ruhun da naylondan olduğu ortaya çıktı…
* * *
Sonuç olarak…
Karanlık günlerdeyiz…
Aydınlık günlere hasret bir ülkede yaşıyoruz!..