Kentsel dönüşüm” numarasıyla “rantsal dönüşümün” zirve yaptığı Kadıköy koca bir şantiyeye döndü!..
Her sokakta iki-üç inşaat birden…
“Her sokak” derken, tabii rantı yüksek sokaklar…
Örneğin, Bağdat Caddesi’nin deniz tarafı ve üst tarafı…
Üst tarafta da fazla yukarılara, minibüs yoluna çıkmamak şartıyla…
Ve sonunda Kadıköy inşaat haydutlarının eline düştü!..
* * *
Çevreye saygılı, kurallara titizlikle uyan müteahhitleri tenzih ederim ama genellikle şımarık inşaatçıların elindeki Kadıköy’de bir furyadır gidiyor…
60’lı yıllarda Kadıköy daha çok Karadenizli yap-satçıların eline düşmüş, berbat bir yapılaşma ilçeyi çirkin ve çürük binalarla doldurmuştu…
Şimdi de 4-5 katlı bahçe içinde balkonlu binalar yıkılıyor, yerine sefertası gibi kuleler dikiliyor…
Aynı sokak, aynı alt yapı, fakat nüfus yoğunluğu yüzde 40-50 artıyor…
* * *
İşin haydutluk tarafı ise insana yapılan saygısızlık…
Herif inşaat gürültüsüne sabah saat 07.00’de başlıyor…
Hafriyat yapıyor, kaya çıkmış, makine saat 07.30’da kaya kırmaya başlıyor, insanların beynini deliyor ve delme işi tam 11 saat aralıksız devam ediyor…
10 katlı binanın tepesine vinçle kepçe çıkartıyor, yıkıma saat 07.00’de girişiyor…
Herif beton döküyor gece saat 21.00’de, 21.30’da…
Ya belediyenin umurunda değil;
Ya da “Kes cezayı ver makbuzu, al paranı yürü git” sistemi çalışıyor…
* * *
İnşaat haydudu, günün her saatinde istediği anda sokağın başına bir limon sandığı veya bir kalas parçası koyup sokağı trafiğe kapatabiliyor…
Karışanı görüşeni yok…
Sokak trafiğe kapalı, ya inşaata beton dökülüyor veya hafriyat kamyonları yükleniyor…
Temelden su çıkıyor, motopompla sokağa basılıyor, sokak dere yatağı oluyor, sular caddeye ulaşıp gölleniyor, kimsenin umurunda değil…
* * *
Kentsel dönüşümmüş!.
Peki bu kentsel dönüşüm örneğin neden Acıbadem sokaklarında, Hasanpaşa’da, Ayrılıkçeşme’de, Halitağa’da, Bahariye’de, Söğütlüçeme’de, Hasırcıbaşı’nda, Yoğurtuçu’da, Şifa’da değil de hep Bağdat Caddesi’nin iki yanındaki sokaklarda?..
Çünkü diğerleri istenen rantı getirmiyor, rantsal dönüşüm Bağdat Caddesi çevresinde…
Kadıköy’ün rant getiren bölgeleri genellikle inşaat haydutlarının elinde kaldı…
Kadıköylülere de bu kural tanımaz, insanlara saygısız şımarık inşaatçıların çilesini çekmek düştü!..
Bu arada inşaatı yarım bırakıp kaçan müteahhitler;
Noterden tasdikli taahhütleri yerine getirmeyen, toprak sahiplerine daireleri yarım yamalak teslim eden müteahhitler konusu da ayrı bir yazı…
Yazıklar olsun!..
Geçenlerde yolum uzun süredir geçmediğim Ataköy taraflarına düştü…
O da ne?.. Ataköy’den geçerken artık deniz görünmüyor…
Eskiden görünmez halde olan moteller, plaj binaları yıkılmış, yerine 20-25 katlı binalar tam denizin dibine dikilmiş…
Kara kara binalar…
Kendimi tutamadım yüksek sesle kocaman bir “yuhhh” çektim…
Bu projelere onay veren, göz yumanlara bu şehir hakkını helal etmeyecek…
Hele o reklam afişlerini, o afişlerde yazılı spor alanları, yeşil alanlar gibi reklamları görünce insanın çıldırmaması mümkün değil…
Recep Bey’in, geçenlerde “İstanbul’a yanlış yaptık” dedikleri bunlar ve benzerleri olsa gerek…
İstanbul’a yapılan yanlışlar pervasızca devam ediyor!..
Kadir Topbaş ve ilçe belediye başkanları iftihar etsin!..