NERDE KALMIŞTIK…?
ALPARSLAN BAŞEĞMEZ…
“BOZKURT”UN BOYNUNA…
KEMENT VURULMAZ!!!
Duydum ki…
“Yiğit Boğa”m böğründen vurulmaya çalışılmış…
“İp kimin elinde” olursa olsun…
Hangi makam ve mevki, ipi elinde bulundurursa bulundursun…
“Bozkurt”un boynuna …
Kement vurulmaz!!!
Hiç kimse…
Ama hiç kimse…
“Bozkurt”un boynuna…
Kement vuramaz!!!
Bu iyi bellene…
Öyle…
“Ceket”lerle…
“Gece Fahişeleri”yle…
“Kumbara”larla…
Her devirde oturacak “kucak” bulan, “Lumbara”larla…
Ahla…
Vahla…
Eyvallahla…
Bu işler yürümez…
“Hedeflenen kervan” ne ise, ki onu şu an da biz bilmiyoruz, asla yolda düzülmez…
Duydum ki…
“Yiğit Boğa”m böğründen vurulmaya çalışılmış…
Yiğit düştüğü yerden kalkar!!!
“Dal” sarkar…
“Kartal” kalkar…
“Gabak” her daim “gabak”lığını yapar…
“Acemce”yi az buçuk bilenler…
Lafın ardını, önünü gayet iyi anlar…
“Gabağın” nasıl gullanıldığından tecrübesi olanlar…
“Bozkurt”la, “gabağı” gayet iyi ayırtlarlar…
Nankörlük “parayla pulla” öğrenilmez…
“Nankör”…
Attığı adımla…
Sattığı çalımla…
Naturasındaki “Hamur”la belli olur…
Şimdilerde…
O na “DNA” diyorlar…
Ulu Allah’a (c.c) şükürler olsun ki…
“Adam”ın “DE NE A”sını biz de az buçuk ölçeriz…
Naturasındaki hamurun “kaç buçuk” olduğunu da…
Az buçuk zamanda, çözeriz…
Kendisini “Bulunmamış Acem Kumaşı” sananlar, şunu çok iyi bellemeli…
Köpeğe vurulan tasma…
“Bozkurt”a asla takılamaz!!!
Çünküüüüüüüü…
“Bozkurt”un boynuna…
Kement vurulmaz!!!
Duydum ki…
“Yiğit Boğa”m böğründen vurulmaya çalışılmış…
Bedeli bir küçük yara…
Bir lira da bir, bin lira da…
Verilen on kuruş, yüz para…
“Yiğidi” düşürmez dara…
O yara küçük de olsa, keşke alınmasaydı…
“Yiğit Boğa”m o yarayı alıp da bir tecrübe daha kazanmasaydı…
“Nankör”e, nankörlük yakışır amma…
Keşke…
Zamanında…
Nankörün, nankörlüğünü hissedebilseydi de…
O na desdek verip…
Kazanması için gayret göstererek…
Tüm aile fertleriyle birlikte…
Kendini parçalar bir şekilde çalışmasaydı…
“Namerde muhtaç etme Allah’ım(c.c)”diye dua ederiz her daim…
“Yiğit Boğa”m da…
Namert”in namertliğini, zamanında anlayıp…
Keşke “Namert”le bu kadar hem hal olarak…
Kendini ortaya atacak kadar…
”Namert”e yürekten bağlanıp…
Konuşmasaydı…
Amaaaaaa…
“Zararın neresinden dönersen kârdır” denilen bir atasözümüz var…
Başka yerde kolay, kolay bulunmaz…
“Bozkurt”un boynuna…
Kement vurulmaz!!!
Duydum ki…
“Yiğit Boğa”m böğründen vurulmaya çalışılmış…
Bilenler bilir…
“Kalk ayağa Sakarya” diye haykırmış şair, bir zamanlar…
Onun misali…
“KALK AYAĞA YİĞİT BOĞA”m…
Kalk ayağa…
Bir tarafta “NANKÖR”…
Bir tarafta “DNA”…
Bir tarafta…
“Dalkavuklar”, “yağdanlıklar”, “ceketler”, “Gece Fahişeleri”, “kumbaralar”…
Kargalar, kuzgunlar…
Kendisini “atmaca” sanan…
Çaylaklar…
Diğer tarafta…
Yüreği saf…
Üstü başı üryan…
Gönlü püryan…
Bozkurt’lar!!!
Dedik ya…
Yiğit düştüğü yerden kalkar!!!
Çamura düşse pul olmaz…
“Bozkurt”un boynuna…
Kement vurulmaz!!!
Keser döner, sap döner…
Bir gün gelir bu hesap da döner…
Hiç kimse tasalanmasın…
“Rabbimin verdiği işaretleri” algılayamayanlar…
Bedelini, Ulu Allah’ın(c.c) katında, ziyadesi ile çok ağır öderler…
Saygılarımla
Cep No: 0 505 522 67 25