Elif Nur Bilgiç
Fevziye Mektepleri Vakfı ve Işık Üniversitesi, organ bağışı konusunda duyarlılık oluşturmak ve İngiltere, Kırgızistan, Macaristan, Norveç, Türkiye’den gelen organ nakilli çocukları buluşturmak amacıyla kamp düzenledi. Işık Üniversitesi Şile yerleşkesinde 5 Temmuz’a kadar sürecek kamp boyunca hem nakilli çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenlenecek hem de organ bağışı yapılacak.
Fevziye Mektepleri Vakfı ve Işık Üniversitesi, organ bağışı konusunda duyarlılık oluşturmak ve İngiltere, Kırgızistan, Macaristan, Norveç, Türkiye’den gelen organ nakilli çocukları buluşturmak amacıyla kamp düzenledi. Işık Üniversitesi Şile yerleşkesinde 5 Temmuz’a kadar sürecek kamp boyunca hem nakilli çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenlenecek hem de organ bağışı yapılacak.
Kampın ilk günü organ nakli konferansı gerçekleşti. Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman’ın açış konuşmasını yaptığı konferansta gazeteci Tuluhan Tekelioğlu’nun yönetmenliğini yaptığı “Yeni Hayat” isimli belgeseli de gösterildi. Atatürkçü Düşünce Derneği İstanbul Başkanı Zuhal Özenmanoğlu da nakilli çocuklara hediyeler verdi. Konferans çıkışında Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman, Mütevelli Heyeti üyesi Cem Yurtbay’ın da aralarında olduğu 70 kişi organ bağışında bulundu.
ÖNCE HABER SONRA HABERCİ OLDU
Konferansta, Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, Prof. Dr. Alper Demirbaş, Prof. Dr. Ahmet Nayır ve Doç. Dr. Asım Kutlu organ bağışının önemine dikkat çekti. Küçük yaşta böbrek hastalığı ile tanışıp nakil olan gazeteci Didem Balcı’nın konuşması konferans salonunu duygulandırdı. Hastalığının 2,5 yaşında başladığını ve 15 yaşına geldiğinde böbreklerini kaybettiğini söyleyen Balcı 21 yaşında organ nakli olduğunu belirtti. Tedavi sürecini anlatan Balcı şöyle konuştu: “Eve diyaliz makinesi alındı. Her gece 14 saat diyalize bağlandıktan sonra sabah kalkıp okuluma gittim. Makineme sevgilim diyordum. Her gece seanslarım boyunca onunla konuşuyorum, dertleşiyorum.”
Hayatını iki Alper’e borçlu olduğunu anlatan Balcı, “Bir tanesi hemen karşımda Prof. Dr. Alper Demirbaş, bir tanesi ise cennetten beni izleyen Alper Köse. Hasta olmak zordur. Çocuk hasta olmak çok daha zordur, bir çikolataya, bir şekere, bir bardak suya hasret büyümek… Herkes okul kantininde arkadaşlarıyla sohbet ederken sen makinede dakikaları sayarsın. Türkiye’de binlerce hastanın tek umudu organ bağışı. Ben de organlarımı bağışladığımı sizlerin huzurunda bir kez daha buradan vasiyet ediyorum” diye konuştu.
Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, son 5 senede beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların ailelerinden yaklaşık yüzde 25’inin organ nakli için onay verdiğini söyledi. Ailelerin yüzde 75’e yakını organları toprağa gömdüğünü belirten Kalayoğlu, “Şu an 60 bin hasta böbrek bekliyor. Aileleri organ bağışına ikna etmek için çok çaba sarfediyoruz” dedi.
Prof. Dr. Alper Demirbaş da “5 bininin üzerinde organ nakli gerçekleştirdim. Bunun verdiği, dünyadaki herhangi bir şeyin vereceği hazdan daha fazladır. İnsanlar ölmek üzereyken yaşama döndürüyorsunuz. Türkiye’de organ bağışı konusunda yeterli kültür yok. Her dört saatte bir, 1 hastamızı kaybediyoruz. Onlara kıyıyoruz çünkü onları kurtarabilecekken kurtarmıyoruz” dedi.
TEDAVİ İÇİN ABD’DEN HASTA GELİYOR
Türkiye’nin canlı karaciğer naklinde Avrupa’nın önünde olduğunu belirten Prof. Dr. Asım Kutlu da şunları söyledi: “Amerika’dan, Almanya’dan geliyor. Kendi hastanemizde yurtdışından gelen hastaların oranı yüzde 20. Türkiye’nin geleceği çok iyi. En fazla ihtiyacımız olan şey organ bağışı.”