“Benim kod adım, Ahmet. İsmi onlar seçiyor. Çocuklarınızın isimlerini bile onlar seçiyor. Bakın; paralelcilerin çocuklarının iki ismi vardır. İsmin biri Pensilvanya’dan gelir, diğerini kendiniz koyarsınız. 42 yıllık hayatım yalanmış. İnsanlığımdan utanıyorum. Hayatımı bina ettiğim her şey yalanmış” diyor Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Emir Subayı, Yarbay Levent Türkkan.
Gülen Cemaati, kendi bakış açılarından doğrusunu yapıyordu. Adlandırma, anlamlandırma demekti! Kendi dünya görüşlerinin takipçisi olacak nesiller; isimlendirilerek başlatılır ve geliştirilirdi. Gülen Cemaati; emperyalizmin adlandırması ile “Ilımlı İslam”, gerçek anlamıyla “Siyasal İslamcı” ideolojisinin gereğini yapıyordu. Aklı yok edilerek, iradesi ipotek altına alınan müritlerin çocuklarına İslami isimler veriyormuş gibi yapılıyor, alanlar da öyle olduğunu sanıyorlardı!
İslamiyet Öncesi Pagan Kültüründen
Gerçekten bu isimler İslami miydi? Ben Deniz Harp Okulu’nda okurken, bizimle beraber eğitim ve öğretim gören Arap öğrenciler de vardı. Kültür üzerine yaptığımız bir sohbet sırasında, Arapların “Neden Türkçe’de çok fazla miktarda Arapça kelime ve özel isim var?” sorusuna, “ortak dinimiz ve aynı zamanda kültürümüzün bir parçası olan İslam nedeniyle” cevabını vermiştim. Bu yanıta karşılık Arap öğrenciler; “Abdullah, Recep, Ahmet, Hasan” gibi isimlerin Müslüman ismi değil, Arap ismi olduğunu ve Arap kültürünün bir ürünü olduğunu örnekleriyle anlattılar.
O gün için, gerçekten şok olmuştum. Ama peşini bırakmadım, bu konuda çok okudum ve öğrenmeye çalıştım. Arap öğrencilerin dediği doğruydu. Bu isimler; Arapların İslamiyet öncesi Pagan (Totemci) kültürünün bir ürünüydü. Çünkü bu isimler, İslamiyet’ten yüz yıllarca önce de kullanılıyordu. İslamiyet geldikten sonra da kullanılmaya devam edildiler.
Her İkisi de Siyasal İslamcı
Örneğin “Saniye” Arapça ikinci, “Rabia” Arapça dördüncü demek. Bu gibi kız isimleri; Arap kültürünün ürettiği adlardı. Güzel olmayan kızların kuma gömüldüğü, kadının seks objesi olarak görüldüğü, erkekleri eğlendirmek için dansöz olarak oynatıldığı, dövülmesinin hak olduğu, kadının numaralarla ifade edildiği ve erkeklerle eşit görülmeyen kültürel dönemin ürettiği Arap isimleriydi. Yani; ismin İslami olanı veya olmayanı söz konusu olamazdı.
Gerek 15 Temmuz Darbe Girişimini yapan, gerekse bu girişim sırasında iktidarı elinde tutanların dünya görüşleri tam tamına aynıydı. Her ikisi de “Siyasal İslamcı” idi, her ikisi de emperyalizm tarafından namütenahi olarak desteklendi ve projelerinde kullanıldı. Ama Cemaati hala desteklemeye devam ediyorlar. Her ikisi de Cumhuriyet’e ve demokrasiye inanmadı, Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisine düşmanlık yaptı. Özellikle; İslam ülkelerinde demokrasinin olmaz ise olmazı olan laikliğe, her ikisi de bodoslamadan karşıdır.
Yenikapı Ruhu Değil, Tuz Ruhu
15 Temmuz sonrası yapılanlar; demokrasi ve özgürlük mücadelesi değil, aynı dünya görüşünden başka bir darbenin vizyona konmasıdır. “Yenikapı Ruhu” denen; tuz ruhudur! Kusurlu da olsa mevcut demokrasimizi, özgürlüklerimiz ile Cumhuriyetimizi ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yapılan çağdaşlaşma devrimlerini eritmek ve yok etmek için kullanılmaktadır. Millet uyanmasın ve sokağa inmesin diye; bol bol takiye yapılmaktadır.
Evet, her ikisi de Türkçe; Atilla, Cengiz, Mete, Barış, Özden, Özge, İlker, Yalçın, İlke, Uğur, Deniz, Gündüz, Ertuğrul, Korhan, Orhan, Batıray ve Yıldıray gibi isimlere karşıydılar. Her ikisi de; İslam adı altında, toplumumuza Arap kültürünü enjekte etmeye çalışıyorlardı. Yoktu aslında birbirilerinden farkları.
Kemal Ata
Geçtiğimiz kış, eşimle birlikte, İstanbul’da bir klasik müzik konserine gitmiştik. Konser başlamadan yerimizi aldık ve konser sırasında icra edilecek eserlerin ve orkestradaki müzisyenlerin adlarını ihtiva eden broşürü incelerken dikkatimizi çekti. Tüm müzisyenlerin isimleri yukarıda belirttiğim türden isimlerdi! Aralarında, mesela hiç Abdürrezzak yoktu! Bu bir tesadüf olamazdı.
Yakın bir aile dostumuz, geçtiğimiz yıllarda doğan çocuklarına Kemal Ata adını verdiler. Daha doğrusu onu; çağdaşlıkla, Cumhuriyetimizle, devrimlerle ve bizi biz yapan değerlerle anlamlandırdılar. İstisna olabilir mi? Tabii ki olabilir ama, ben size yetişeceği aile iklimini de bildiğimden garanti veriyorum; Kemal Ata’dan terörist ve bombacı olmaz. Olsa olsa; yurtsever, Cumhuriyetçi, demokrat, üretken, çağdaş ve başarılı bir insan olabilir.
İLK KURŞUN