Nereye gitsem aynı soru:
– “Erdoğan üniversite mezunu mu?”
– “Erdoğan’ın diploması var mı?”
Umutları şu:
“Diplomasız olduğunu ispat edersek Erdoğan’dan kurtulacağız!”
Hacivat’ın dediği gibi, “Vah benim köse sakalım…”
14 yıldır yaşanan “kural-yasa tanımazlıktan” hiç mi ders çıkarmadık?
Demek diploması olmadığı ortaya çıkınca Erdoğan’dan kurtulacağız öyle mi?
Bakın sizlere ne anlatacağım:
AKP, 14 Ağustos 2001‘de kuruldu.
Kurucu üye Erdoğan genel başkan seçildi. Ancak…
Erdoğan 6 Temmuz 1997’de suç işlediğinden TCK’nın 312/2 ve 59. maddelerine göre 10 aya mahkum olmuş ve hapse girmişti. Bu hükümlülük kendisinin kurucu üye olmasına engeldi. (Hürriyet gazetesi bu nedenle, “Muhtar bile olamaz” manşeti atmıştı.)
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hukuka aykırı bu eylemi 21 Ağustos 2001‘de Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Anayasa Mahkemesi 4.5 ay sesini çıkarmadı. Erdoğan’ın kurucu üyelikten çıkartılması için 9 Ocak 2002‘de, AKP’ye 6 ay süre verdi. Fakat…
Sekiz sayfa tutan kararın metnini yazmak da 3 ay 10 günsürdü!
Yani, toplam 8 ay 20 gün geçmişti!
Sonunda Anayasa Mahkemesi kararını 19 Nisan 2002‘de AKP’ye bildirdi.
Bu tarih itibarıyla 6 ay içinde Erdoğan’ın kurucu üyelikten ayrılması yasal zorunluluktu.
AKP kurnazlığa başvurdu; Erdoğan’ın kurucu üyeliğini düşürdü. Ama…
Hukuksuz olduğunu bile bile genel başkanlığına dokunmadı!
Peki…
AKP, kapatılmasına sebep olacak bu kurnazlığa neden başvurdu?
İşte tam o günlerde…
Türkiye’nin gündemine Başbakan Ecevit‘in hastalığı getirildi.
Ecevit hastaneye yatırılınca; Devlet Bakanı Kemal Derviş‘in oyununa gelen Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli 10 Mayıs 2002‘de yaptığı basın toplantısıyla erken seçim istedi. Meclis, 3 Kasım 2002’de seçim yapılmasına karar verdi!
Yani… AKP, erken seçime Erdoğan’ın liderliğinde girmek istiyordu; ve bu nedenle zaman kazanmak için kurnazlığa başvuruyordu…
Bitmedi…
ERDOĞAN NASIL SEÇİLDİ
AKP’nin bu hukuk tanımaz kurnazlığını Yargıtay Başsavcılığı yutmadı; ve 23 Ekim 2002‘de AKP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Peki…
Anayasa Mahkemesi’ne kapatma başvuru varken…
Yasalar Erdoğan’ın genel başkanlığına engelken…
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ne yaptı? Oy pusulasının genel başkanlık bölümünde Erdoğan’ın adının olmasına ses çıkarmadı!
Bu arada…
Anayasa Mahkemesi, -parti kapatma iddiası nedeniyle- 1 Kasım 2002‘de AKP’ye savunma yapması için 15 gün süre verdi. (O günlerde, Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye Komünist Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili prosedürde buna uymamasını nasıl değerlendirmek gerekiyor?)
Sonra ne olduğunu biliyorsunuz:
3 Kasım’da seçimler oldu.
AKP hükümet oldu.
Erdoğan milletvekili olamadığı için başbakan olamadı. Çok geçmedi….
AKP, Erdoğan’ın seçilememesine neden olan yasanın değişikliğini –Deniz Baykal’ın desteğiyle– yaptı.
Sırada Erdoğan’ın milletvekili olmasını sağlamak vardı.
Siirt’in Pervari ilçesi Doğan Köyü’nde –seçim sonuçlarına etki etmeyecek– üç sandık sonucu “doğru sayılmadığı” içinYSK, Siirt seçimini iptal etti!
Erdoğan Siirt’ten aday gösterildi.
Olacak şey değildi!
Danıştay Başkanı Nuri Alan, “iptal nedeni oylamaya ilişkin yapılmışsa, artık adaylara dokunamazsınız” açıklaması yaptı. Oy pusulasında parti sırası gibi aday sırası da değiştirilemezdi.
Yine… Yasaya göre, ölüm ve istifa gibi nedenlerle boşalan seçim listesine yeni aday konulamazdı; ancak alttaki isim yukarı çıkarılırdı.
Bu nedenledir ki, 3 Kasım 2002 seçimine katılan bağımsız aday dışında yeni bağımsız aday başvurusu da mümkün değildi.
Evet. Yasaya göre Erdoğan, ne AKP’den, ne de bağımsız listesinden aday olabilirdi!
Sonuçta ne oldu?..
Göz göre göre hukuk ihlal edildi. Erdoğan aday oldu; ve 9 Mart 2003 Siirt seçimi sonucu milletvekili ve ardından başbakan oldu!
YSK tüm bu olanları seyrediyordu?
İŞTE CHP
Bugün…
Bana soruyorlar:
– “Erdoğan’ın üniversite diploması var mı?”
– “Diploması yoksa Cumhurbaşkanlığı düşer!”
Hadi yaa! Çocuk musunuz siz?
Erdoğan’ın “yasa tanımazlığını” daha kaç kez yaşayıp göreceksiniz?
Demek…
Diploması olmadığı ortaya çıkacak ve Erdoğan Sarayı’ndan ayrılacak öyle mi?
Saf mısınız? Bir suni gündemin peşine takılıp gidiyorsunuz?
İşin özünde:
Çağdaş bir hukuk devletinde Erdoğan’ın siyaset yapması mümkün değildir. Hürriyet‘in manşeti gibi Erdoğan “muhtar bile olamazdı.”
Ancak. Meselenin özü şudur:
Erdoğan uluslararası güç sahipleri tarafından “seçilmişti”; ve bu nedenle 2001 ve 2002 yılında yolunun önündeki tüm yasal engeller tek tek kaldırıldı.
Erken seçim havası oluşturuldu. Vs. Sonra arkası geldi.
Şimdi.
Bana hâlâ sürekli “diploması var mı, yok mu” diye sormayınız.
Hukuk yoluyla Erdoğan’ı iktidardan düşürmek hikayedir. 17-25 Aralık sürecini yaşamadınız mı?
Erdoğan güçle yenilir.
Erdoğan mücadeleyle yenilir.
Bu da klavyede üç beş cümle yazarak olmaz.
İşte…
CHP nihayet sokağa çıkıyor.
“Diploması var mı yok mu” diye gücünüzü harcayacağınıza, bu büyük direnişe destek verin! Gerisi kolay…