Duygusal konuşmak kolaydır…
Hamaset edebiyatı yapmak kolaydır…
Biz inadına soğukkanlılıkla gerçeği savunacağız. Yoksa kaybederiz.
Kaybetmeyi hem Türkler hem Kürtler için söylüyorum.
Peki gerçek ne?..
Şöyle anlatayım…
ASALA’yı bilirsiniz; “Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu” adlı şiddet yanlısı radikal solcu örgüttü.
Batı’nın “şımarık çocuğu” idi; Türk diplomatlarını şehit etmesini; Türk Hava Yolları’nın büroları gibi yerleri bombalamasını sessizce onaylıyorlardı.
Tarih: 15 Temmuz 1983.
Paris Orly Havalima’nındaki Türk Hava Yolları’nın bürosunda patlayan vesekiz kişinin ölümüne, 55 kişinin yaralanmasına yol açan bomba ASALA’nın kaderini belirledi.
İşin korkunç yönü daha sonra ortaya çıktı; Paris’ten İstanbul’a giden THY uçağı havada iken patlayacak bomba zamanından önce havaalanında bagaj rampasında patlamıştı.
Batı, ASALA’nın sivillere yönelik terör eylemine ilk kez büyük tepki gösterdi.
ASALA, Orly Katliamı ile psikolojik savaşı kaybetti. Ermeni Diasporası’nın güçlü olduğu Paris’te bile terör eylemine yönelik sert çıkışlar yapıldı.
ASALA, artık mağdur edilmiş Ermenilerin hakkını savunan örgüt olmaktan çıkıverdi. Artık sivilleri hedef alan bir terör örgütüydü ASALA…
Ardından… ASALA parçalandı ve yok olup gitti.
Demem şu ki:
Ankara katliamı, PKK’nın Orly katliamı’dır.
Artık IŞİD’e dönüşen PKK, psikolojik savaşı kaybetmiştir.
İşte gerçek budur; ve ısrarla bunun üzerinde durulmalıdır.
Artık…
Ermeniler nasıl ASALA’ya karşı sesini çıkardı ise, Kürtler de PKK’ya tavrını koymalıdır.
Bakınız…
Yalancı bahar
Ayrılmak mı istiyorsunuz?
İsteyebilirsiniz…
Özerklik mi istiyorsunuz?
İsteyebilirsiniz…
Ama teröre başvuramazsınız; başkentin göbeğinde canlı bomba patlatarak masum insanları öldüremezsiniz.
Peki… Bunu dile getirecek Kürt yok mu?
Herkes mi dilini yuttu! Yoksa… Bu kan başka türlü nasıl durdurulabilir?
İsim vermek istemiyorum; HDP’nin önde gelen ismi cumartesi günü Ankara’da kimi sol çevreler ile toplantı yapıyor; “bahar’da PKK büyük saldırıya geçecek” diye destek istiyor. “Bunun bizimle ne ilgisi var, bizi niye çağırdınız” diye sorulunca, “bunun yansıması herkese olacak” diye tehdit ediyor!
Kimileri aklını bu derece mi kaybetti?
TBMM’de üçüncü parti olarak, sivil siyaset görevini yapması gerekenler hâlâ terörden medet umuyor! O halde, HDP’ye ne gerek vardı?
Sürekli futbolcu Arda konuşuluyor. Gidin Barcelona’ya bakın…
Kentin neredeyse balkonlarının yarısında Madrid’den ayrılmak isteyen Katalanların bayrağı asılı. Referandum yapıyorlar; kazanıyorlar; ama Madrid kabul etmiyor. Ancak kimse de silaha-bombaya sarılmıyor. Daha önce şiddeti denediler ama çıkmaz yol olduğunu gördüler/ kavradılar. Sivil mücadeleye ısrarla devam ediyorlar.
Bizde ne oluyor?..
Hâlâ bahar’da akacak kan umutla bekleniyor! Kanla moral kazanmak istiyorlar!
Sebebi belli… Sur-Cizre’de denediler. Kaybettiler. Ve kaybettikleri sadece bir savaş değildi; işinden-evinden olan Kürt’ü de kaybettiler.
Bölgeyi ziyaret eden CHP milletvekillerine halkın fısıldamaları hep bu yöndeydi. Dün devlet nedeniyle yurtlarından olduklarını söyleyenler, şimdiPKK yüzünden iflas ettiklerini anlatıyorlardı.
Hep yazıyorum, PKK kaybediyor…
Kelle fotoğrafı
Biliyorum, herkes kaygılı…
Görüyorum, herkes
ümitsiz…
Ortada büyük bir katliam var ve haklı olarak herkes sorumluyu arıyor.
Sorumlular belli:
Katliam yapan PKK.
Katliamı önleyemeyen AKP.
Fakat. Bu tespiti yapmak halk olarak hepimizin sorumluluğumuzu hafifletmez. Evet, biz de sorumluyuz.
Demek yeteri kadar
yazmamışız…
Demek yeteri kadar
konuşmamışız…
Demek yeteri kadar
mücadele etmemişiz…
Terör, salt güvenlikçi politikalarla yok edilemez.
Sorunu; belli bir zaman aralığı içine sokup, salt kişilere indirgeyerek de çözemeyiz. Öyle olsa, Öcalan İmralı’ya atıldığında PKK biterdi. Kişisel hesaplaşmaları bırakıp artık dersler çıkarmalıyız…
Bu aşamada ilk yapılması gereken halkın moralini yüksek tutarak, PKK’ya karşı sadece askeri değil, topyekun psikolojik harbi de başlatmaktır.
Hep yazıyorum; maalesef iktidarlar psikolojik savaşı bilmiyor. Örneğin…
Canlı bombanın taziye çadırına giden HDP milletvekili hakkındaki fezleke yanlıştır. Dünyaya bu hoyrat desteği anlatmak yerine, yine mazlum-mağdur yaratıyoruz. Sur’daki bodrum katı yalanları tutmadı; şimdi ellerine fezleke kozu veriliyor! Bakınız…
Balkanlar’da ayaklananlar sivil Türkleri de katlediyordu. Bu vahşeti anlatmak için Avrupa’ya giden İttihatçıların karşısına hep bir fotoğraf çıkarıldı: Osmanlı Avcı Taburları’nın kestiği isyancıların kelleleriyle çektirdikleri fotoğraf!
Psikolojik savaş budur. Osmanlı gibi Türkiye de hep böyle kaybediyor.
Bilmem anlatabiliyor muyum?..
Terörle mücadele akılsız
yapılamaz…
Terörle mücadele halksız
yapılamaz…
Türk ve Kürt olarak hepimiz teröre karşı büyük bir seferberlik hareketinebaşlamalıyız.
Başka Türkiye yok…
Ne Türk ne Kürt artık ölecek tek bir insanımız yok…