AKP’nin yeni anayasa önerisi netleşmeye başladı. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Mustafa Şentop dinci bir gazeteye verdiği özel röportajda, yeni Anayasa’da “Türk vatandaşı” ifadesinin tamamen ortadan kaldırılacağını…
Bunun yerine “vatandaş” tanımının konulacağını söylemiş…
İyi de ne vatandaşı?
***
Yurtdışına çıkacaksanız, yeni tanıştığınız biri soracak:
“Nerelisin?”
“Vatandaşım!”
“İyi de ne vatandaşısın?”
“Söyleyemem, yasak…”
“Nasıl yasak? Kim yasakladı? Ben Almanım örneğin… Bunu söylememi kim, nasıl yasaklayabilir?”
“Anayasa…”
“Neden yasakladı?”
“ Irkçılık olurmuş, PKK incinirmiş!”
“Peki; devletinin ismi ne?”
“Bak onu söyleyebilirim; çünkü şimdilik yasak değil… Türkiye! Ama yine de sen yüksek sesle tekrarlama… PKK’lılar kızmasın!”
***
Böyle saçmalık mı olur?
Devletinin ismi, Türkiye Cumhuriyeti..
Yani Türklerin yaşadığı ve yönettiği yer…
Ancak “Türk” lafı her yerden kazınıyor!
***
Beni bilenler bilir; yurtsever sosyalistim…
Atatürkçüyüm.
Devrimciyim…
Kesinlikle “şövenist” ya da “ırkçı” değilim!
Ancak ne hikmettir ki yıllardır bana ve benim gibilere “komünist, vatan haini, millet düşmanı” diyen “sağcılar” yapıyor bu düzenlemeyi!
PKK kızmasın diye, “Türk vatandaşı”nı anayasadan çıkarıyorlar…
“Sağcı” olup bu anayasada payı olmayanlar da sessiz kalıyor!
***
Madem öyle Türkiye de demeyin lavuklar; devletin ismini de değiştirin!
Delikanlıysanız; toptan satın vatanı…
Toptan ihanet edin atalarınıza, dedelerinize, babalarınıza…
Türkçeyi de yasaklayın örneğin!
***
Bu anayasayı hazırlayan dallamalar, niye bu ihaneti yapıyor biliyor musunuz?
Sözüm ona “içeri tıktırmaya çalışır gibi” göründükleri HDP’lilerin “başkanlığa evet” demelerini sağlamak için!
“Türk”ten kolaylıkla vazgeçiyorlar; çünkü milli kimlikten çok, dini kimlik ilgilendiriyor onları…
***
Bir kez “lavuk” dedim, bir kez de “dallama…”
Açın bakın sözlüğe; ikisi de küfür değil!
Ama ben şu anda…
Avaz avaz küfür edebilmeyi o kadar çok istiyorum ki!
İŞGALCİYMİŞ!
Haber, dün bizim gazetenin dokuzuncu sayfasındaydı:
“Şekerinizi kullandık; helal edin!”
Diyarbakır Sur’da teröristlere karşı göğüslerini siper eden güvenlik güçleri, demledikleri çay için terör nedeniyle boşaltılan bir evden şeker almak zorunda kalmışlar.
Ev sahibine bir bantla duvara yapıştırdıkları on lira ve bir not bırakmışlar. Notta şunlar yazılıymış:
“Hakkınızı helal edin. Biraz şekerinizi kullandık. Gönül isterdi ki çayımızı rahatça beraber içelim… İnşallah olacak. Türkiye Cumhuriyeti…”
***
Pardon; HDP’liler, teröre karşı vatanını koruyan bu çocuklara “işgalci” mi diyordu?
Hadi canım oradan!
GÜNÜN SORUSU
Dün, foto muhabiri Metin Göktepe’nin izlediği bir cenaze töreninde gözaltına alınıp “Gazeteciye özel muamele” diyen polislerce dövülerek öldürülüşünün tam yirminci yıldönümüydü. Katil polisler sözüm ona yargılandı; birkaç yıl hapis cezasına çarptırıldı; sonra da Rahşan Affı’yla tahliye edildi. Sorum bugün hayatta olan o katil polislere:
Yirmi sekiz yaşında öldürdüğünüz Metin, hiç mi rüyalarınıza girmiyor?
CHP O VEKİLİ BULMALI
VE HESAP SORMALI…
Gündem o kadar yoğun ki, bazı konular resmen güme gidiyor. Yazamadığım için utandığım bu konulardan biri, Meclis’teki odasından Atatürk’ün fotoğrafını kaldıran milletvekili meselesi…
Hatırlarsınız, bu vekilin Aylin Nazlıaka olduğu öne sürülmüş ancak o, “bu olayı yaratan değil, tanık olan kişi” olduğunu açıklamıştı.
Aylin Hanım, bir vekil arkadaşının Atatürk’ün fotoğrafını indirdiğini görünce, “Neden” diye sormuş. Aldığı yanıt da, “Artık yeni şeyler söyleme zamanı” olmuş…
Sevgili Melih Aşık dün yazdı, CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın iddiasına göre bu vekil, “yetmez ama evet”çilerle kol kola dolaşan bir isimmiş…
Melih Aşık diyor ki:
“CHP, bu milletvekilini tespit ederek kulağından tuttuğu gibi kapının önüne koymak mecburiyetindedir.”
Haklı… Ama!
Atatürk’e küfreden adamı kadın kotasından seçtirip Genel Başkan Yardımcısı yapan zihniyet; bunu yapar mı? İşte; orasını bilmiyorum!
156+211!
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Almanya’dan yazan Mukaddes İnceparmak’ta… Sizin de Abdullah Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz…
“Abdullah Bey…
Mustafa Bey’in size soru sorduğu yazılarla ilgili olarak bir arkadaşımla geçen Mayıs ayında iddiaya girmiştik. Ben yılbaşına kadar bu sorulara mutlaka yanıt vereceğinizi ve Mustafa Bey’i susturacağınızı iddia etmiştim. Arkadaşım da tersini! O kazandı. Şimdi bir ‘Alman pabı’nda sarhoş olana kadar bira içeceğiz ve sizin yüzünüzden hesabı ben ödeyeceğim. Parayı ben ödeyeceğim ama günahımızı size havale ediyoruz. Bilginiz olsun!”
GÜNÜN İSYANI
Dinci görünümlü sapıkların rezillikleri bitmiyor! Şimdi de Diyanet’in sitesine girip “Öz kızını şehvetle (!) öpen bir babanın nikahının bozulup bozulmayacağı” konusunda fetva istemişler… İşin ilginci de koskoca Diyanet İşleri Başkanlığı, bu iğrenç soruyu yanıtlamış ve nikahın bozulmayacağını söylemiş. Sonra da gelen tepkiler üzerine bu soru ve yanıt siteden kaldırılmış. İsyanım dini sapıklıklarına alet eden herkese:
Allah belanızı… Neyse!
Aydınlık