Silivri kumpas sürecinde;
“Bülent Arınç’a suikast düzenleyeceklerdi ama suikastçı yakalanacağını anlayınca suikastın belgesini yuttu” demişlerdi; hakkında yakalama kararı çıkarılan hakim ve savcıların oturduğu lojmanların kanalizasyonu yok edilmek istenen belgeler yüzünden tıkandı!
İktidar zaten korkutulmuştu, muhalefeti de bu korkuyla hizaya getirebilmek için “sadece Erdoğan değil bütün siyasi liderleri toplayacaklardı” dediler; Cumhurbaşkanı’nın ailesiyle tatil yaptığı otele suikast timi yolladılar,
Başbakan’ın ailesiyle olduğu özel konutun üzerinde savaş uçakları uçurdular,
MHP Genel Başkanı’na “manüpilasyon” mesajı yolladılar…”Milletin camilerini bombalayacaklardı, cemaati katledeceklerdi” dediler, “milletin egemenlik kalesi” olan TBMM’yi bombaladılar, tanklarla, sniperla, cobra helikopterleriyle çoluk çocuk demeden bütün unsurlarıyla milleti katlettiler…
Saraçoğlu stadyumu üzerinde uçurulacak jetlerle ilgili dehşet senaryoları yazdılar; darbecileri taşıyan helikopterleri Vodafone Arena’ya indirdiler…
Şöyle bir bakıyorum da;
“Balyoz Planı” dedikleri, bu psikopatların “fantezi manzumesi”ymiş meğer!
+++++
Nutuk suç delili olduğunda nerelerdeydiniz!
Fethullah Gülen darbe girişiminden sonra verdiği röportajda, sırf ev ve iş yeri baskınlarında cemaat yayınları ele geçirildiği için insanların yaftalanmalarından, suçlanmalarından yakınarak “Benim kütüphanemde de Marx kitapları var Marksist miyim, Engels var, eski ve yeni Ahit var, Tevrat var” diyor…
Daha önceleri nerelerdeydiniz?
Ev ve iş yeri baskınlarında ele geçirilen Nutuk yüzlerce insanın -nasıl diyordunuz- “ETÖ” üyesi olduğuna delil sayılırken neden bu itirazı dile getirmediniz?
+++++
Şimdi sıra, milletin, uğruna tank altına yattıklarında
İşler Bursa Barosu’ndan avukatların iddia ettiği gibiyse sapla saman karışır mı diye endişelenmekte haklıyız demektir. Diyorlar ki;”Herhangi bir hukuksuzluk yaşanmaması için hakim ve savcı sorgulamalarına gittik…
Burada gözaltına alınanlar arasında Cumhuriyetçi, milliyetçi, Alevi, dinsiz farklı muhalif kesimlerden de çok sayıda insan var…
Avukatlar engelleniyor; sorguya sokulmuyor…”Bu millet darbecilere karşı “seçilmiş Cumhurbaşkanı” Tayyip Erdoğan’ın, “seçilmiş hükümet”in, TBMM’nin ve siyaset kurumunun yanında durdu; canı pahasına…
Umarım onlar da bu zemini bir “karşı darbe”ye çevirmeye çalışanlara karşı bu milletin yanında durur, kurunun yanında yaşın da yanmasına, hak ve hukuk gaspına engel olur!
++++
İçimdeki Mete Yarar susmak bilmiyor; her an “kahraman” sandıklarımız “hain”, “hain” sandıklarımız “kahraman”, “dost” bildiklerimiz “düşman”, “düşman” bildiklerimiz dost çıkacak sanki… Bir, nesli tükenmedi şu kriptoların!
++++
Herkes bir darbeliğine ülkücü olacak(!)
15 Temmuz gecesinden beri darbe ve darbecilere karşı sokağa çıkan farklı görüşlerden vatandaşların arabalarında bangır bangır Mustafa Yıldızdoğan’ın Türkiyem’i çalıyor; keza meydanlarda. Bilenler bilir; bu şarkı “ülkücülerin marşı” gibidir.
Arkadaşım anlattı; İstanbul Bağcılar’da iki genç üzerinde AKP amblemi de bulunan “İdam istiyoruz” pankartı taşırken bir yandan da “bozkurt”la selamlıyorlarmış insanları…
Geçen sabah sair zamanda Türkçe konuşana pek az rastlanan bir hatta dolmuşa bindim Genç Atsızlar’ın Vatan Marşı çalıyordu;
– Doğacak Türkçü Türkiye!..
Akşam üzeri yine dolmuşta Atilla Yılmaz çalıyor bu defa;
– Noyanlar nerede, Tarkanlar hani… Neyleyim yurt için akmayan kanı… ”
Mağdur” olduğunu iddia eden bir Tümgeneral anlatıyor:
– Dini hassasiyetler konusundaki farklılığı bir yana bırakın Türk Ordusu millî meselelerde ülkücüdür, her “Türk subayı” ülkücüdür!
Velhasıl-ı kelam…
Bu içgüdüsel refleks üzerinden, ihtimal dahilindeki bir kaosun, çatışmanın “taraf”larından birinin ihdasının kurgulanmıyor olması temennisiyle…
Ve şu gergin ortamda az biraz tebessüm ettirir ümidiyle ortama cuk oturan bir latifeyle bitireyim:
Bir gün herkes bir darbeliğine de olsa ülkücü olacak (demek ki)!
yeniçağ