Okurlarım merak etmiş, soruyor:
“Önceki Başbakan Ahmet Davutoğlu mu daha tutarlı idi, yoksa şimdiki Başbakan Binali Yıldırım mı daha tutarlı?”
Önce, halef ve selef başbakanların ikisinin de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın etkisinde olduğunu ve onun talimatları dışına çıkamadığını belirteyim. Bunu sizler de biliyorsunuz.
Buna noktayı koyduktan sonra, iki başbakanın analizini yaptığımızda şimdiki Başbakan Binali Yıldırım’ın ağır bastığını, işleri sakin, soğukkanlı bir şekilde yürüttüğünü, önemli falsolar yapmadığını görürüz.
Davutoğlu’nun, kaybedilmeye mahkûm hayalci Suriye politikasının yanında, Binali Yıldırım’ın sınır ötesi harekât düzenleyerek daha gerçekçi bir politika izlediğini söyleyebiliriz.
Binali Yıldırım, 65’inci Hükümet’in ilk 100 gününü değerlendirirken PKK terörü konusunda “Çözüm-mözüm yok kardeşim. Çözüm vatandaşta. O fırsatı kaçırdılar” demesi, önceki yıllarda teröristlerle yapılan müzakerelerin yanlışlığını kabul ettiği anlamı taşıyor.
Başbakan’a göre: “Kürt vatandaşlarımızın PKK terör sorunu var. Bu sorunu kentlerde büyük ölçüde kontrol altına aldık. Şimdi, kırsalda güvenlik güçlerimiz bütün gücüyle üzerine gidiyor. Bu konuda asla zafiyet kabul etmiyoruz.”
Belediye mi, aile şirketi mi?
Zonguldak Pusula Gazetesi’nde, AKP’li bir Belediye Başkanı hakkında çıkan haberi nakledeceğim. Yorum sizin……
“Son dönemin en çok tartışılan isimlerinden biri Kozlu Belediye Başkanı Ertan Şahin… Gerek yönetim şekli, gerek halkla ilişkileri, gerekse eleştirilere karşı takındığı üslûp ve tavırla, temsil ettiği Ak Parti içinde de tepki çekiyor.
Tepkilere neden olan uygulamalardan biri de belediyedeki görev dağılımı. Buna göre Kozlu Belediyesi’nin en kritik yerlerinde Başkan Ertan Şahin’in birinci derece yakınlarının olması dikkati çekiyor. Ak Parti yönetimi içinde de “Bunu halka anlatamayız. Belediye Ertan’ın ‘Aile şirketi’ olmuş. Partimiz yıpranıyor” eleştirilerine neden olan şablon aynen şöyle:
Ertan Şahin (Belediye Başkanı)
Türker Baykan (Belediye Başkan Yardımcısı-FETÖ/PYD soruşturması kapsamında açığa alındı)
Mustafa Baykan (Fen İşleri Müdürü-Türker Baykan’ın kardeşi)
Özlem Baykan (Ruhsat işlerinden sorumlu tekniker- Türker Baykan’ın eşi)
Şahizer Şahin (İhale işlerinden sorumlu tekniker- Ertan Şahin’in eşi)
Özdemir Yılmaz (Yazı İşleri Müdürü- Ertan Şahin’in halasının oğlu)
Yalçın Uçar (İmar Müdürlüğünde mühendis- Ertan Şahin’in amcasının damadı)
Kanada ve Türkiye
Kanada’dan ilginç bir haber… Sağlık Bakanı Dr. Jane Philport, Toronto-Hamilton bölgesinde bazı denetimler yapıyor ve toplantılara katılıyor.
Bakan hanım, bu gezi için özel arabasını yollamaktansa, gittiği yerdeki bir taksi firmasından hizmet alıyor. Mart ve temmuz aylarındaki denetim gezileri sonunda bu şirkete “3700 dolar” masraf ödüyor.
Kanada’da tüm muhalefet ayağa kalkıyor “Devletin parası böyle çarçur edilir mi? Bu ne savurganlık? Böyle rezalet olmaz!” diye ortalığı karıştırıyor.
Kanada Vergi Mükellefleri Federasyonu da (Canadian Taxpayers Federation) 3700 dolar masrafı çok bularak Sağlık Bakanı hakkında soruşturma açılmasını istiyor.
Bu arada taksi şirketinin de Bakan’ın Liberal Partisi’ni destekleyen yandaş bir firma olduğu iddiaları ortaya atılıyor.
Sonuç:
Kanada hükümeti zor duruma düşünce Sağlık Bakanı Jane Philport, yapılan aşırı harcamaları devlete kendi cebinden geri ödeyeceğini açıklıyor.
Kanada’dan haberi yollayan okurum Tarık Karslı:
“Aynen bizim Türkiye’deki gibi, değil mi?” diye dalga geçiyor!
TEBESSÜM
“Vatanımın toprağı”
Atatürk, davetlisi olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan İngiltere Kralı 8’inci Edward’ı, akşam yemeği için Dolmabahçe Sarayı’nın rıhtımında beklemektedir…
Saray açıklarında demirli olan yattan motorla gelmekte olan Kral Edward’ın, rıhtıma çıkmasına yardım etmek için, Atatürk elini uzatır… Ancak o sırada, denizin çırpıntısından motor sallanınca Kral hafif tökezler ve eli rıhtıma değer!..
Edward geri çekilir ve Atatürk’ün eli kirlenmesin diye, cebinden çıkarttığı mendille elini silmeye çalışır.
Atatürk hemen atılıp Kral’ın elini tutarak şöyle der:
“Hayır! Hayır Majesteleri! Vatanımın toprağı benim elimi asla kirletmez!”
Günün Sözü
Ölümü gören sıtmaya, depremi gören de yangına razı olur!