Bölücü örgüt PKK ile yıllarca mücadele etmeyecek, onların ilçelerde kamyon kamyon silah dağıtmasına göz yumacaksınız, patlayıcı yerleştirmelerine, hendekler açmalarına, barikatlar kurmalarına, kimlik kontrolleri yapmalarına seyirci kalacaksınız, yol kontrollerini ortadan kaldıracaksınız sonra “terör azdı” deyip yeniden mücadeleye başlayacaksınız. Bunlar yetmedi bir de bir dönem silah gönderildiği yabancı basında geniş yer alan dinci terör örgütü IŞİD belasını ülkemizin başına sardılar.
İki örgüt de, yalnız ülkemizden değil diğer ülkelerden de militan bulmakta zorlanmıyor. Çünkü birisi ırkçı, birisi dinci… Bunların gizlenmeleri, barınmaları ve örgütsel faaliyetlerde bulunmaları da zor olmuyor. Açıkçası ülkemizi tam anlamıyla örgütlerin faaliyet alanı haline getirdiler.
BU TABLO SİZİN ESERİNİZ
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında gerçekten terör bitirilmişti. Olay sayısı sıfırlanmış, şehit sayımız 7’ye kadar indirilmişti. AKP’li yıllarla birlikte şehit sayımız da yıldan yıla yeniden arttı. 2016 yılının 31 Mayıs tarihi itibariyle 315 asker ve polisimiz, korucumuz şehit edildi. Bu sayı, AKP’li yıllarda en yüksek rakamdır. Olayların yoğunlaşmaya başladığı 7 Haziran 2015 tarihinden yine 31 Mayıs’a kadar şehit sayımıza baktığımızda 535’e ulaştı. Ancak son bir hafta içindeki şehitlerimizle sayı 550’ye yaklaştı.
Yalnız askerimiz, jandarmamız, polisimiz, korucumuz şehit edilmiyor. Bir de gazilerimiz var. Hani haberlerde “yaralandı” denilen, isimleri bile geçmeyenler. “Yaralandı” dediklerimizin bir kısmının ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum edildiğini, kolunu, bacağını, gözünü kaybettiğini de hep göz ardı ediyoruz. Şehidin geride kalanlarına, gazilerine acaba bu ülke sahip çıkıyor mu?
O AYRICALIKLARI BİLE YOK
Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı, Asayiş Kolordu Komutanlığı gibi görevlerde bulunan emekli Korgeneral Altay Tokat’tan, gazilerimizin nasıl görüldüğünü dinliyorum:
“Bir gözlükçüye gittim ve reçeteyi göstererek gözlük almak istedim. Gözlükçüye SGK’lı ve gazi olduğumu söyledim. Gözlükçü ‘SGK’lılara çok az miktarda indirim var ama gazilere indirim yok’ dedi. Bunun üzerine merak ettim ve gözlükçüye ‘Şehitlerin eş ve çalışmayan çocuklarına ilave indirim yapılıyor mu?’ diye sordum. ‘Hayır’ dedi. İlave indirim yapılanlar olup olmadığını sorduğumda ise bilgisayarından da baktı milletvekili, yakınları ve TBMM çalışan ve emeklilerine indirim yapıldığını söyledi.
O an ‘Şehidine, gazisine sahip çıkmayan, saygı ve ilgi göstermeyen devletten, milletten ve insandan hayır gelmez’ sözlerini hatırladım. Vatan, millet uğruna hayatını vermiş ve şehit olmuş. Yani dinimize göre en yüce makama çıkmış. Fakat bizim Müslüman geçinenler bunu anlamamış. Allah’a inanıyorsak ilahi adalet er geç tecelli edecek ve gereği yapılacaktır. Ama iş işten geçmiş olabilir.”
Altay paşa, “Bu anlayışla hiçbir sorunumuzun çözülemeyeceğini bilelim. Çünkü bu çarpık anlayışa sahip olanlara Allah bile yardım etmez” diyor.
ÜLKEYİ ÖLÜM TARLASINA ÇEVİRDİLER
7 Haziran seçimlerinden sonra neredeyse iki tabura yakın askerimiz, polisimiz, jandarmamız şehit edilirken, bir de “canlı bomba”, “patlayıcı yüklü araçların patlatılması” sonucu hayatını kaybeden siviller var. Bölücü ve dinci hainler ülkemizi adeta “ölüm tarlasına” çevirdiler. İstanbul’da meydana gelen son eylem de zaten moralsiz olan ülke insanını daha kötü yaptı.
20 Temmuz 2015’te Suruç’ta 34 vatandaşımız “canlı bomba” eylemi sonucu hayatını kaybetti. Sonrasını yine hatırlatalım:
n 10 Ekim 2015: Ankara Garı önünde 105 vatandaşımız öldü.
n 10 Ocak 2016: İstanbul-Sultanahmet’te 11 vatandaşımız öldü
n 17 Şubat 2016: Ankara-Merasim Sokak’ta 29 sivil memur öldü.
n 13 Mart 2016: Kızılay’da 37 vatandaşımız öldü.
n Değişik tarih ve yerlerdeki patlamalarda 190 kişi öldü.
Tabloyu incelediğimizde tam 432 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini görüyoruz. Şehit edilen güvenlik görevlileri, patlamalarda hayatını yitiren sivillerin sayısı bine yaklaşmış durumda… İlçelerdeki çatışmalarda öldürülen teröristlerle ilgili aramamıza rağmen Genelkurmay’dan bilgi alamadık.
KİM YAPTIYSA YAPTI
İstanbul’da polisimizi hedef alan patlamanın bilançosu da ağır oldu. Kuşkusuz yine birileri “istihbarat zafiyeti vardı, yoktu” tartışmasına girecektir. Zafiyet olmasa böyle bir olay yaşanır mıydı?
Yetkililer yine açıklayacaktır, “eylemi falanca örgütten, filanca yaptı” diye… Bana ne kardeşim kim yaptıysa yaptı. Devlet olarak senin görevin bu eylemleri olmadan önlemektir. Bunca can gittikten sonra şu yapmış, bu yapmış kime ne? Sonuçta teröristler “biz istediğimiz yerde eylem yapabiliriz” mesajı verdi.
Terörle mücadeleyi yapmazsanız, işte bugünkü tablo ortaya çıkar. Bu eser de, AKP hükümetinin eseridir.