Sayenizde biz birbirimizi daha çok sevdik…
Aradık, bulduk…
Birimizin canı yansa koştuk…
Kenetlendik adeta, bunu kimse yapamazdı…
Sağ ol molla…
*
Hiçbir zaman Cumhuriyetimize sevdamız bu denli ateşli, güçlü değildi… Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllardaki kadar kara sevdamız…
Onuncu Yıl Marşını Cumhuriyet’i kuranlar dahi bu kadar içten söylememişlerdi…
Sarılıyoruz birbirimize…
Tanı, tanıma, fark etmiyor…
Mesafeler engellemiyor bizi…
Teşekkür ederiz imam…
*
Bak hepimiz ağaç sever olduk…
Hepimiz dereciyiz…
Hepimiz yaylacı…
Hepimiz hayvansever…
Kaz Dağları’nı, Urla Koyu’nu, Fırtına Deresi’ni, Belgrad Ormanları’nı, Tarihi Yarım Ada’nın atmosfer çizgisini, İstinye’yi, Taksim Gezi Parkı’nı, Kurtköy’ü, avucumuzun içi gibi biliyoruz, gidip görsek de ömrümüzde hiç görmesek de…
*
Hepimiz rakıcıyız…
İçsek de, içmesek de…
Kız, erkek ayırt etmeyiz, hepimiz özgür, hepimiz eşit, hepimiz Atatürk’ün askerleriyiz…
Vals bizim işimiz, kör kötürüm ol, yatalak hasta, hatta iki ayağın olmasa da pistteyiz alayımız, vals yaparız…
Teşekkürler hoca…
*
O geri zekalı bizim parti yönetimi yüzünden, hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştık, bu yüzden birbirimizi sahiplenmeyi öğrendik…
Bir tekimiz hapse girse, tümümüz hücrelerdeyiz…
Birimiz yargılansak, hepimiz asılmaya hazırız…
Birimiz üzülse, alayımız yanarız…
Minnettarız; badem…
*
Sen bunu anlayamazsın…
Bak; yeni çağlara doğru, yeni yıla eğlene oynaya girdik…
Sen de Orta Çağ karanlığından çıksan bari…