Ülkemizin kalbi olan Ankara’da, Genelkurmay’a 300 metre mesafede, askeri servis araçlarına yönelik bombalı saldırı yapıldı. Şu anki bilgiye göre 28 kişi hayatını kaybetti. 61 vatandaşımız da yaralı.
Daha önce Ulus’ta, Kızılay Kumrular sokakta, Gar’da bombalı saldırı yapıldı. Şimdi Genelkurmay Başkanlığı’na 300 metre mesafede ASKERİ hedef alan bombalı saldırı yapıldı. Patlamanın arkasındaki güç veya devlet açıkça askere meydan okuyarak bir mesaj veriyor. Ve diyor ki;
“BOP’un önünde engel olursan, seni evinde vururum.”
Anlaşılan o ki, BOP önünde tek engel Türk Ordusu görülüyor. Suriye’yi parçalamak için Suriye ile savaşmaya razı olmayan Türk Ordusu. PKK’yı onca silah ve yığınağa rağmen, el koydukları yerlerden kazıyan Türk Ordusu… PYD ile mücadele edip, BOP kovanına çomak sokan Türk Ordusu….
Böyle bir bombalama nasıl yapılabiliyor? Bu kadar büyük bir güvenlik açığı olur mu? Oldu.
Elektronik istihbarat GES Komutanlığı askerden alınıp, MİT’e devredildi. Asker istihbarat zafiyetine uğratıldı. GES Komutanlığı ABD’nin rahatsız olacağı şekilde bir başarı gösteriyordu. F-CİA’nın telkinleriyle kapatıldı. Kapatılmakla kalmadı, GES Komutanlığında üstün başarı gösteren askerler kumpas davalarda esir edildi.Dünyada Elektronik İstihbarat Komutanlığı olmayan tek ordu Türk Ordusudur.
MİT’mi? Üst kademesi birçok dönme-devşirmeyle doldurulmuş bir kurumdur. Bu ülkede aydınlar öldürüldü, MİT yoktu. Bu ülkede çok özel bir projede çalışan 7 bilim adamının altısı aynı uçağa bindi. MİT uyarmadı. Tedbir almadı. Uçak düştü. Bilim adamları öldü. Enkaz ABD’lilere, yani cellada incelettirildi. Özel projelerde çalışan ASELSAN Mühendisleri öldürüldü. MİT gene ortalarda yoktu.
Peki biz bu MİT’i nerede gördük?
Oslo’da PKK ile masada gördük. MİT Müsteşar Yardımcısı hatun, “PKK’nın metropolleri ağır silahlarla doldurduğunu” söylüyor, birlikte gülüşüyorlardı. Şimdi MİT’in başında bulunan şahıs da, bebek katili Öcalan’a övgüler düzüyor, uyuşturucu baronu-tecavüzcü bir bebek katilinden bir bilge çıkarmaya çalışıyordu. MİT’i sonra nerede gördük? Kandil ile bebek katili arasında postacılık yaparken gördük.
Dış basında MİT’in İŞİD canavarlarına İstanbul’dan hayat kadını götürdüğü bile yazıldı.
Sonra TIR’larını gördük. Türkmenlere yardım “TIR” ı dediler. Türkmenler; “yardım falan almadık” diye açıklama yaptı.
MİT’i gördüğümüz en son yerde bir bit; “Türkiye’ye Suriye’den füze fırlatıp, Türkiye ile Suriye arasında savaş çıkarabileceğini” söylüyordu.
Bir habere göre de, kaçak savcı Öz’ün kaldığı otel, MİT’çilerin de kaldığı otel(!)miş…
Yapılması Gereken Nedir?
Sorumlu makamlarda bulunan şahıslardan istifa edecek kadar onurlu bir davranış beklemiyorum. O kadar hayalci değilim. Çünkü hiçbir işgalci kendiliğinden işgal ettiği yerleri terk etmez!!.
Yapılması Gerekenler;
-Kamu Müsteşarlığı dahil, çalışmalarına izin verilen yabancı istihbarat elemanlarının çalıştığı kurumlardaki işine derhal son verilmelidir.
-ABD İncirlik Üstünden çıkartılmalıdır.
-İkiz Yasalar adı verilen (bölünmeye yasal kılıf) ihanet yasası derhal kaldırılmalıdır.
-Bütün istihbaratın tek elde toplanarak istihbarat zaafının oluşmasına neden olunduğu açıktır. BİT’e devredilen GES acilen Türk Ordusu’na iade edilmelidir. Nasıl devlet gibi olan bütün ülkelerin Ordularında Elektronik İstihbarat Komutanlığı varsa, Türk Ordusu da Elektronik İstihbarat Komutanlığı kurmalıdır.
Şerefini Kurtaracak Birkaç Vekil Arıyorum
İblisin çocukları Türkiye’yi cehenneme çevirdi. Ülke yanıyor. Ülke hergün çok daha derin bir karanlığa sürükleniyor. İblisin çocukları bütün kararları; “arkamızı nasıl kurtarırız” diye düşünerek alıyor. “Ülkeyi soktuğumuz bu bataklıktan nasıl çıkartırız” diye bir düşünceleri yok. Bu meclisten bu ülkeyi düze çıkarabilecek bir aklın çıkmayacağı açıktır. PKK meclistedir. Kimi vekil sıfatıyla, kimi danışman-sekreter sıfatıyla… Bu ne demektir? PKK mecliste de bir patlama gerçekleştirebilir demektir.
Bugün şerefini kurtaracak birkaç vekil arıyorum. Şerefli demiyorum. Çünkü böyle bir mecliste oturup kimse bu millete şereften bahsetmesin. Şerefini kurtarmayı düşünen, bir veya birkaç vekil varsa şunları yapsın;
1-İkiz yasaların kaldırılması için bir önerge versin.
2-Mecliste bulunan PKK’lıların dokunulmazlıklarının kaldırılıp yargılanması için bir önerge versin.
3-PKK’yı besleyen 100 yıllık düşman ABD’nin İncirlik Üssü’nü terk etmesi için bir önerge versin.
4-Egemenlik hakkımızı gasp ederek Egemenlik Hakkını ABD ile paylaşan, hava sahamızın korunmasını ABD’ye bırakan AK Çete hakkında bir önerge versin.
Bu önergeler dikkate alınmaz demeyin. Siz verin önergeyi. Sonrasını takip edin.
Aldıkları kararları ülkeyi düşünerek değil, kendi geleceklerini düşünerek alan, son derece cahil, ülkece doyuramadığımız, açgözlü bir güruh ülkenin başına çöreklendiğine göre,
Ülkenin kaptan köşkü bu güruhtan geri alınmaz, milli kuvvetler bir araya gelmezse, çok daha ağır olaylar yaşayacağımız açıktır.
Ankara’nın göbeğinde patlatılan bu bomba; askere, Türk Milletine bir gözdağı mesajıdır. Bomba yüklü aracı patlatan canlı bombanın hangi terör örgüt elemanı olduğu önemli değildir. Önemli olan, o örgütü kimin, hangi devlet veya devletlerin kullandığıdır. BOP’ni planlayanlar, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi. Üçüncü paylaşım savaşı turuncu devrimlerle başladı. Arap Baharı ile hız kazandı. Suriye’de oyuncular değişti. Daha doğrusu, yeni oyuncular eklendi.
AK Çetenin en büyük başarısı, iki düşman ülke olan Rusya ve ABD’yi PYD konusunda birleştirip, Türkiye düşmanlığına güç kazandırmaktır…
Muhalefetin en büyük başarısı;
AK Çete bütün uyarı levhalarını yok edip, ülkeyi uçuruma sürüklerken, trene bakar gibi bakmalarıdır… Muhalif kesimi oyalayarak kendi mallıklarına tabanı da ortak etmeleridir…
Zahide UÇAR
İLK KURŞUN