Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesin verdiği kararı eleştirmesiyle ilgili olarak “Sayın Cumhurbaşkanı, anayasa ve yasa ihlali olduğu açık olan bir karar hakkında anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu insan hakları sözleşmelerine göre hareket etmesi gereken mahkemenin anayasa ihlali yaptığına inandığını ve o nedenle böyle bir açıklama yaptığını zaten ifade etti” dedi.
Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bir gazetecinin “CHP, Cumhurbaşkanı’nın AYM’nin verdiği kararla ilgili sözlerini geri alması halinde masaya döneceğini ifade etti. Ne diyorsunuz?” şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun AYM’yi veya kararlarını eleştirmesi nasıl bir demokratik haksa, Sayın Cumhurbaşkanı da AYM’nin verdiği kararları eleştirmesi o kadar doğrudur, o kadar demokratik haktır. Bundan Sayın Kılıçdaroğlu niye alınganlık gösteriyor, onu anlamak mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanı, anayasa ve yasa ihlali olduğu açık olan bir karar hakkında anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu insan hakları sözleşmelerine göre hareket etmesi gereken mahkemenin anayasa ihlali yaptığına inandığını ve o nedenle böyle bir açıklama yaptığını zaten ifade etti. Yani, bunu herkes gibi Sayın Cumhurbaşkanı’nın söylemesi kadar doğal bir şey olamaz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun böyle bir tepki göstermesini doğru bulmuyorum.”
“Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘uymuyorum’ demesini nasıl okumak lazım?” sorusuna Bekir Bozdağ, “Bu karar Sayın Cumhurbaşkanımıza uygulanacak bir karar mı? Bu karar bireysel bir karar. Sadece başvuranları ilgilendiren bir karardır. Kamuoyunda başkalarının uymakla zorunlu olduğu bir karar değildir” dedi.
“Yargılama sürerken AYM’nin, işin esasına girerek hak ihlali kararı vermesi ayrıca açık bir yetki ve görev gaspıdır”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesin verdiği kararı eleştirmesiyle ilgili yapılan tartışmalara ilişkin Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İlk derece mahkemesinde daha iddianamenin okunmadan, savunma dinlenmeden, deliller değerlendirilmeden ve …sanıkların mahkumiyetine beraatine karar verilmeden Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı vermesi Anayasa ihlalidir. Yargılama sürerken Anayasa Mahkemesi’nin, işin esasına girerek hak ihlali kararı vermesi, ayrıca açık bir yetki ve görev gaspıdır. Yargıya güven yargının prestiji, eleştiri veya alkışlara göre değil; ancak usulde, esasta doğru kararlarla tesis edilebilir” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesin verdiği kararı eleştirmesiyle ilgili Twitter hesabından Anayasa maddelerinin bir kısmını paylaşarak yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Anayasaya göre; Bireysel başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal…başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Bu anayasa ve yasa hükümlerine göre bireysel başvurularda: İdari ve yargısal başvuru yolları tüketilmemiş konuda Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruları kabul edemez, inceleyemez ve karara bağlayamaz. Yargılama sürerken yapılan bireysel başvuruları Anayasa Mahkemesi, ön incelemede kabul edilmezlik kararı verip usulden reddetmesi gerekir. Kabul kararıyla bireysel başvuruyu esastan ele alsa bile Anayasa Mahkemesi, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapamaz.
MUHTEMEL BİR BAŞVURU HAKKINDA İHSASI REYDE BULUNMUŞTUR
Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru incelemesinde ilk derece mahkemesinin yerine geçerek karar veremez. Aksi, yetki ve görev gaspı olur. Yargılama sürerken Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruyu incelemesi/ihlal kararı vermesi, ilk derece/temyiz mahkemelerine güveni azaltır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Anayasa Mahkemesi önceden verdiği bazı kararları gibi son hak ihlali kararı da anayasanın/yasanın bu hükümlerini açık ihlaldir. Çünkü: Kanun yolu tüketilmeden, hatta iddianame okunmadan ve yargılama başlamadan bireysel başvuruyu incelemiş ve ihlal kararı vermiştir. Başvuruyu karara bağlarken ilk derece mahkemesi gibi hareket etmiş ve ilk derece mahkemesinin gözetmesi gereken hususları gözetmiştir. Kanun yolları tüketildikten sonra önüne gelmesi muhtemel bir başvuru hakkında ihsası reyde bulunmuştur.
YARGILAMAYA BAŞLAMAMIŞ MAHKEMEYE VE YARGI GÖREVİ YAPANLARA BASKIDIR MÜDAHALEDİR
İptal kararını, gerekçesi yazılmadan açıklamıştır. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği son hak ihlali kararı, daha yargılamaya başlamamış mahkemeye ve yargı görevi yapanlara baskıdır/müdahaledir.
ANAYASA MAHKEMESİ’NİN HAK İHLALİ KARARI VERMESİ ANAYASA İHLALİDİR
İlk derece mahkemesinde daha iddianamenin okunmadan, savunma dinlenmeden, deliller değerlendirilmeden ve …sanıkların mahkumiyetine beraatine karar verilmeden Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı vermesi Anayasa ihlalidir. Yargılama sürerken Anayasa Mahkemesi’nin, işin esasına girerek hak ihlali kararı vermesi, ayrıca açık bir yetki ve görev gaspıdır. Yargıya güven/yargının prestiji, eleştiri veya alkışlara göre değil; ancak usulde/esasta doğru kararlarla tesis edilebilir.
Kılıçdaroğlu: ‘Mahkeme kararına uymayacağım’ demek narsist kişiliğin öne çıktığı bir olay, kabul etmiyoruz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına ilişkin açıklamalarını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, “Bir ülkenin cumhurbaşkanı yargıya saygı duyar. ‘Mahkeme kararına uymayacağım’ demek narsist kişiliğin çok öne çıktığı bir olay demektir ve bunu kabul etmiyoruz” dedi.
“BİR ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI YARGIYA SAYGI DUYAR”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, TÜRMOB’u ziyaret ederek burada basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AYM’nin Can Dündar ve Erdem Gül kararıyla ilgili ‘Karara uymuyorum saygı da duymuyorum’ açıklamasını nasıl değerlendirdiği sorulan Kılıçdaroğlu, hukuku mahkemelerin dağıttığını söyledi. Erdoğan’ın sözlerini kabul etmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Emin olun böyle bir soruya muhatap olmak benim için gerçekten son derece üzüntü verici. Bir ülkenin cumhurbaşkanı topluma örnek olur. Hukuka örnek olur. Hukuka saygı duyar. Yargıya saygı duyar. Kanunlara saygı duyar. Ama bir kişinin narsist özelliği öne çıkmışsa o hiçbir kuralı tanımaz. Çünkü onun söyledikleri kuraldır ona göre. Ne yasayı ne Anayasa’yı ne de diğer kuralların hiçbirine uymaz. Uymamayı da görev sayar. Dolayısıyla bu kişiyle sorumluluk hisseden bir siyasal partinin genel başkanının muhatap olmasını gerçekten üzüntüyle karşılıyorum. Onu bırakmamız lazım, kendisi ne söylerse söylesin. Hukuku, adaleti kim dağıtır? Mahkemeler dağıtır. ‘Ben mahkeme kararına saygı duymayacağım’, ‘Mahkeme kararına uymayacağım’ demek narsist kişiliğin çok öne çıktığı bir olay demektir ve bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu.
“‘SAYGI DUYMUYORUM VE UYGULAMAYACAĞIM’ DİYORSUNUZ, KİMSİN SEN?”
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un Bakanlar Kurulu toplantısının ardından dün yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AYM kararına ilişkin açıklamasını ‘Sayın Cumhurbaşkanımız AYM’nin kararıyla ilgili kendi kişisel konumunu ortaya koymuştur’ sözleriyle değerlendirdiği hatırlatılan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Hiçbir şey eleştirinin dışında tutulamaz. Yargı da eleştirilebilir parlamento da eleştirilebilir siyasi partiler de iktidar da sivil toplum kuruluşları da eleştirilebilir. Ama siz eleştirmenin ötesine geçiyorsunuz. ‘Saygı duymuyorum ve uygulamayacağım’ diyorsunuz. Kimsin sen? Sen çıktın TBMM’nin önüne Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağına, kurumların uyum içinde çalışacağına namusun ve şerefin üzerine yemin ettin. Şimdi namus ve şeref kavramlarının içini boşalttılar. Namus ve şeref kavramı bitti onun için. Şimdi hukuk da bitecek. Hukukun da içini boşaltacaklar. Kurallar da bitecek. Narsist kişiler kural tanımazlar. Yasa tanımazlar. Anayasa tanımazlar. Bunlar kendi söylediklerinin kural olduğunu ve herkesin ona uyması gerektiğine inanırlar. Bunların sağlıklı bir ruh yapıları yoktur. Bütün bu söylemlere baktığınızda karşınıza bir kişi çıkar zaten o kişiyi siz de tanıyorsunuz ben de tanıyorum”
“MAHKEME KARARI OLMADAN BU TÜR UYGULAMALARI DOĞRU BULMUYORUZ”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 24 Şubat’ta Türksat’a gönderdiği yazıda terör örgütü PKK/KCK’nın propagandasını yaptığı iddiasıyla İMC TV’nin TÜRKSAT’taki yayınının kesilmesi hakkında görüşü sorulan Kılıçdaroğlu, “Mahkeme kararı olmadan bu tür uygulamaları doğru bulmuyoruz. Asla. Yargının bağımsızlığı üzerinde nasıl titriyorsak medyanın özgürlüğü üzerinde de siyasi görüşümüz ne olursa olsun medyanın özgürlüğü üzerinde de aynı titizliği göstermek zorundayız” dedi.
“İLK MEKTUPTA SÖYLEDİKLERİMİZİ YİNE TEKRAR KENDİSİNE BİLDİRECEĞİZ”
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’yla ilgili TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın kendisine gönderdiği mektuba yönelik cevabının ne olduğu sorulan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Kahraman’a yanıt mektubunu yarın göndereceğini açıklayarak “Meclis Başkanı’mıza yanıtı yarın göndereceğim. İlk mektuptaki görüşümüz neyse aynı görüşümüz devam ediyor. Dolayısıyla bizim bir görüş farklılığımız söz konusu değil. İlk mektupta hangi gerekçelerle biz masaya oturacağımızı gayet net, gayet açık şekilde ifade etmiştik. Onları dikkate alarak bizi davet ettiler. Biz hiçbir zaman masayı devirmedik. Bu da bir başka yanlış söylem. Tamamen toplantıyı bitiren TBMM Başkanı. Neden başkan toplantıyı bitirdikten, artık bundan sonra böyle bir komisyon olmayacaktır; dedikten sonra ikinci kez neden böyle bir davet yapıyor? Gerekçesini pek anlamış değiliz. İlk mektupta söylediklerimizi yine tekrar kendisine bildireceğiz” diye yanıt verdi.
“BİR YARGICIN TİTİZLİĞİ İÇİNDE DÜŞÜNCELERİNİ AKTARIYOR”
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın ‘Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Konferansı’ndaki açıklamalarını nasıl değerlendirdiği sorulan Kılıçdaroğlu, “Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın söylemlerini ben de arabada gelirken dinledim. Bir yargıcın titizliği içinde düşüncelerini aktarıyor. Elbette ki eleştiri olabilir, diyor. Eleştiriden ötürü herhangi bir kırgınlık ifade etmiyor ama kendilerine yönelik haksız bazı suçlamaların da karşısında. Bu da gayet doğaldır zaten” ifadelerini kullandı.
“‘NİYE ELEŞTİRİYORSUN, CEZA VERELİM’ DEMEK DOĞRU DEĞİL”
Deniz Baykal’ın CHP’deki yönetime yönelik eleştirileri olduğu belirtilerek bu eleştirileri nasıl değerlendirdiği sorulan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Her makam her kurum eleştirilebilir. Bu eleştirileri de saygıyla karşılayacaksınız. Niye eleştiriyorsun, hemen oturalım ceza verelim; demek doğru değil. Hamasetle dış politika yürütülemez, doğru. hamasetle dış politika yürütülmez. Dış politika, iç politikanın asla ve asla malzemesi olmamalıdır. Daha dikkatli, ülkenin ve bölgenin çıkarlarını düşünerek bir dış politikanın sürdürülmesi gerekir. Ama böyle bir tablo maalesef Türkiye’de yok”