Abant’taki toplantının düzenleyicisi Fethullahçı Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı.
Katılımcılardan bazıları şunlar:
PKK ya da HDP’den milletvekilleri Hüda Kaya, İmam Taşçı.
Cemaatten Mümtazer Türköne, Ali Bulaç, Şahin Alpay.
CHP’den Prof. İştar Gözaydın, Prof. Binnaz Toprak.
Cumhuriyet Gazetesinden Nuray Mert, Ahmet İnsel, Aydın Engin.
Önceki akşam biten toplantının bildirisinde isyana kalkışan PKK’yı hedef almak yerine sürdürülen terörle mücadele hedefe oturtuldu.
Güya demokrasi adına bir araya gelen bu güruh hiç kuşkunuz olmasın Amerikan Mandacılığının taşeronu olan yeni emperyal işbirlikçilerdir.
Bu net fotoğrafı hâlâ Kılıçdaroğlu diyen CHP’lilerle, hâlâ Cumhuriyet Gazetesi okuyan Atatürkçülerin dikkatine sunuyoruz…
Mahsun mu aydın?
Mesleğim adına bir kere daha utandım.
Abdullah Bazencir bir söz etti diye bunu Türkiye’nin Başbakanına yorumlatan sözde gazetecilerden utandım.
Abdullah Bazencir kim mi?
Sıfır eğitimine rağmen ülkemde büyük aydın olarak selamlanan ve PKK’lıları sahiplenen ifadesi Başbakan’a yorumlatılan, avazı çıktığı kadar bağıran türkücü Mahsun!
Bir ülkede Mahsun Kırmızıgül gibiler aydın ya da münevver olarak kabul görüyor ise işte o ülke için tehlike çanları gerçekten çalıyor demektir.
İşte büyük fatura
AKP’nin yanlış Suriye politikasının fatura dökümanı:
-350 bin Müslüman öldü.
-Kuzey Suriye’de fiili bir Kürdistan inşa edildi.
-2.5 milyon Suriyeli Türkiye’de ve büyük bölümü sokakta sefil durumda.
-Suriye sığınmacılarının yüzlercesi Avrupa’ya gitme uğruna denizde boğuldu.
-Türk Ekonomisinin direkt kaybı, ihracat-sığınmacılar ve ÖSÖ’ya destek vs. 30 milyar dolar.
-Rusya ile hasım olduk ve ilave 20 milyar dolar kayıp.
-İsrail’in kucağına düştük.
-Ambargonun kalktığı İran’a işadamlarımız vize alamadığı için gidemiyor.
Hulusi Paşa niçin Riyad’ta?
Kenan Evren’den Turgut Özal’a, Süleyman Demirel’den Bülent Ecevit’e, Mesut Yılmaz’dan Tansu Çiller’e geçmiş dönemlerin Cumhurbaşkanı ve Başbakanların onlarca dış gezisine katıldım.
Hiçbirinin resmi heyetinde Genelkurmay başkanı olmadı zira değil ülkemizde bütün dünyada böyle bir teamül yok.
Öyle ise şimdinin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar Paşa, Ahmet Davutoğlu ile Riyad’a niye gitti ve Suud kralı ile beraber neden fotoğraf verdi?
Belli ki özellikle Suriye-İran ve Suudluların oluşturmak istediği Sünni Ordu bağlamında Türk kamuoyundan gizlenen bazı şeyler var.
Spekülasyonların önüne geçilmesi ve laik Türk Ordusunun imajı için bu seyahate Komutanın niçin katıldığı Genelkurmay karargahı tarafından açıklanmalıdır.
Gerçek Lawrence kim?
Lawrence malum Osmanlı’nın yıkım mimarlarından biri olan ünlü İngiliz casusu.
İlginçtir iktidarın eski ortakları şimdi birbirini Lawrence olmakla suçluyor.
FETÖ’cüler Tayyip Erdoğan’a bu suçlamayı yaparken, AKP’liler aynı şeyi Fethullah Gülen için söylüyor.
Sadece onlar değil son olarak Bülent Arınç üç gün önce Tayyip Erdoğan’ı eleştirince Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan tarafında anında Manisalı Lawrence olarak itham edildi.
Diyeceksiniz ki gerçeği hangisi?
3.5 yıl önce Lawrence yazısı yazdım diye davaya muhatap olup hapis cezası aldığım için yorum yapmayacağım ama bu tartışmanın hangi cenahta olduğuna dikkatinizi çekerim.
Aydınlık