NERDE KALMIŞTIK…
ALPARSLAN BAŞEĞMEZ…
CİNGÖZÜM…
BİDENEM…
NERDESİN…?
De ki…
Demedi…
Taaaaaaa…
İşin başında…
Bana söylemedi..
Gayaya toslamadan…
Hayasuzlukları anlatıp
Dikkatimi çekmedi…
De hadi…
De…
Diyemezsiiiiiiin…
Sana yol haritanı verdim…
Başına gelecekleri bir bir söyledim…
Anlattım…
İzah ettim…
Ammaaaaaaa…
Sen aldırış etmedin…
Beni…
Görmezden gelip…
Hiç nevine aldın…
Gittin…
Gayaya tosladın…
Radyatörü patlattın..
Araba su kaynatıyor…
Radyatörde su kalmadı…
Motor soğumuyor…
Pistonlar…
Yatak saracak…
Hatta motoru delip…
Kol çıkartacak…
Haberin yok…
“Emekçi Köleler”…
Burnundan soluyor…
“Aşağı tükür sakal”…
“Yukarı tükür bıyık”…
Bırak sakal uzatmayı…
Emeğin Arslanları…
Ceplerinde beş bıçaklı permaşarp…
Günde beş posta traş oluyor…
Damat traşı gibi…
Sanki zannedersin…
İşe gitmiyorlar da…
Gerdeğe gireceklermiş gibi…
Hazırlık yapılıyor…
Yakında…
Tuttuklarını öpmeye başlarlarsa…
Hiç şaşırma…
Cingözüm…
Bidenem…
Yemek yemeycen mi…?
Arabaya binmeycen mi…?
Ayakgabusuz…
Ceketsiz…
Gömleksiz…
Yürüycen mi…?
La yavrum…
O Dövlet deydi…
Şimdi…
Şu an itibariyle…
Pavluka…
Armin Efendi ve yandaşlarında…
Umuru bile olmaz…
Tınmaz…
Tepki bilem vermez…
Ne yapar…
“Sağ olsunlar” der…
“Zaten masaruf çok du” der…
“Yemek yapmayın”…
“Arabaları iptal edin” der…
Bir teşekkür mesacı yayınlar…
“Kör istedi bir göz Allah verdi ikigöz”…
“Sağ olun argadaşlar” der…
Yolunu bulmaya devam eder…
Umuru bile olmaz…
Yavruuuuuuuuum…
Cingözüüüüüüüüüm…
Altın oyuluyo altın…
Haberin yok…
Hem İskenderun’da…
Hemi de Karabük’te…
Hani denmişdi ya…
“Geçleştirmek için biz ayrılıyoz” diye…
Bir türlü ayrılamıyolar…
Cingözüm…
Ne yardan…
Ne serden…
Ne de evden…
Yavruuuuuuuuum…
Cingözüm…
Ayrılamıyorlar…
Angara’da buluşmuşlar…
Gırım gırım gırıta gırıta…
Karabük günlerinde boy göstermişler…
Eski Abin…
Fıdıl Efendi…
Armin Ağa…
Ne gonuşmuşlardır dersin…
Her halde…
Kayahan’ın…
“Bizimki bir aşk hikayesi” şarkısını…
Söylemediler değil mi…?
Sahi eski Abin…
Niye dolaşır ki hala…
Anlaşılmaz bir durum…
Ağanın git abdesini al beş vakit namazını gıl…
Torunları sev…
Onlarla oyna değil mi…?
Ne işin olur bundan sonra…
Elin…
Üç koyunu ile…
Beş geçisiye…
Değil mi…?
Sahi…
Bu eski Abin niye dolaşıyo ki…?
Vay benim “CÜCEM” vay…
O da hareket halinde…
Sanki YHT…
Yavruuuuuuuuuuuum…
Hala eski günlerin özlemiyle…
Havasından geçilmiyor…
Yakında…
Balon gibi söndürecekler…
Hiç haberi yok…
Cingözüm…
Bir de Vakıf meselesi var ortada…
Vakıf meselesi ne oldu…
Adı…
Satılmış mı…?
Oldu…
Anasının adına…
Döndü mü kondu…
Bir türlü…
Vuzuhata kavuşamadı…
Peşkeş mi…?
Çekilmiş…
Armin Ağa’ya mı satılmış…
Bir sürü tevatür…
Ortada konuşulurken…
Bu gün işlevi layıkıyla icra edilseydi…
Yüz trilyonluk…
Bir işçi serveti olacak olan Vakıf…
“Gücük ve güçsüz bırakıldı”…
İddialarıyla ortalıkta çalkalanıyor…
Hey gidi RECAİ heeeeeeey…
Ne heyecanla…
Ne hayallerle…
Kurmuştu…
O “VAKFI”…
Şimdi…
Baykuş barınağı haline dönüştürüldüğü söyleniyor…
CİNGÖZÜM…
BİDENEM…
NERDESİN…
Yoksa…
“Dönülmez akşamın ufkunda” mısın…?
İşin başında…
Yüksek…
Yüksek…
Gofur…
Gofur…
Gonuştun…
Çıtayı yükselttin…
Olimpiyat…
Ve dünya rekoru…
Seviyesine çıkarttın…
Şimdi…
İnsen…
inemiyon…
Atlasan…
Atlayamıyon…
Bu saatten sonra…
Halin ne olacak…
Tosunum…
İşte bunu da ben bilemiyom…
CİNGÖZÜM…
BİDENEM…
NERDESİN…
GAYIPLARA KARIŞTIN…
GÖREMİYOM…
Saygılarımla…
Cep no: 0 505 522 67 25