İzmir’e dün gece gelip Başbakan Binali Yıldırım ile Adnan Menderes Havalimanı’nda miting düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün ise Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen Efes 2016 Tatbikatı’nı izledi. Tatbikatın sona ermesinin ardından alandan ayrılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, Ege Ordusu Komutanlığı’na geçti. Bu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım Adnan Menderes Havalimanı’na geldi. Daha sonra, yemek yiyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler havalimanına geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uganda ve Kenya’ya yapacağı resmi ziyaretin öncesinde havalimanında basın toplantısı düzenledi. Toplantı nedeniyle havalimanı ve salon çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Toplantının yapılacağı salonun da bulunduğu VIP bölümüne akredite olmayanlar alınmadı. Özel eğitimli köpeklerle canlı yayın araçlarının da bulunduğu noktada bomba araması yapıldı. Afrika ziyaretiyle ilgili bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah biraz sonra doğu Afrika ülkelerinden Uganda, Kenya ve Somali’yle devam edecek üç ülkeyi kapsayan bir ziyaretimiz var. Bu ziyaretimiz mart ayında Batı Afrika’nın 4 ülkesine yaptığımız ziyaretin ardından Afrika kıtasına ikinci ziyaretimiz olacak. Bakanlarımız, milletvekillerimiz, özel sektör temsilcileri ve bürokratlarımız eşlik edecekler. İlk etapta Uganda’ya geçecek, çarşamba günü Cumhurbaşkanı ile bir araya gelerek heyetlerimiz arasında resmi görüşmelere başkanlık edeceğiz. Uganda ziyareti Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyaret olacak. Uganda’da ayrıca Makerere Üniversitesi’nde fahri doktora unvanını kabul edip öğrenci ve hocalarıyla bir araya geleceğim. Uganda ziyaretimizi tamamladıktan sonra heyetimizle inşallah Kenya’ya geçeceğiz. Kenya tarihi, siyasi konumu ve bölgesel ilişkileri bağlamında doğu Afrika’nın en kilit ülkelerinden biri. Perşembe günü Cumhurbaşkanı ile görüşüp bölgeyle ilgili meseleleri istişare edeceğiz. Ziyaretimiz vesilesiyle TİKA tarafından hibe edilen traktörler ve ambulansın teslim töreni yapılacak. Her iki ülkede düzenlenecek iş forumları çerçevesinde işadamlarımız yerel muhataplarıyla sektörel bazda ilişki ilişkileri nasıl geliştireceklerini görüşecekler. Bu ivmeyi devam ettirmemiz gerekiyor. Her zaman söylediğimiz gibi gitmediğiniz yer sizin değildir. 2023 hedeflerimiz için çalmadık kapı keşfedilmemiş bir yer bırakmamalıyız. Devlet ve özel sektör ele ele vererek ülkemizin önünü açacak yeni işbirliği projelerini bulup hayata geçirmeliyiz. İş dünyamızın yapacakları görüşmeler bu noktada çok önemli. Şu an Türkiye’nin Afrika’da 39 büyükelçiliği bulunuyor. Afrika ülkelerinin de Ankara’da 32 büyükelçiliği var. Göreve geldiğimizde ilk başbakan olduğumda bu sayı 12 idi. Daha 10 yıl öncesine kıtada çok sınırlı varlığı olan ülkemiz, bugün ticaret temsilcilikleri, TİKA ofisleri, diplomatik misyonları ve sivil toplum kuruluşlarıyla Afrika’nın her ülkesinde çok ciddi çalışmalar yürütüyor. Kalkınma odaklı insani yardım politikamızla bir taraftan Afrikalı dostlarımızın kanayan yaralarına şifa olmaya çalışıyoruz, diğer taraftan da uzun vadede hizmet üretecek kalıcı eserler bırakmaya gayret gösteriyoruz. Artık tüm dünya kıtaya yönelik ilgisinin geçici bir heves olmadığını net bir şekilde anlamıştır. Ayrıca ülkemiz sömüren sömürülen kalıplarının dışında her iki tarafın da kazandığı karşılıklı saygıyı esas alan bir işbirliği modelinin de mümkün olduğunu göstermiştir. İlkini 2008 yılında İstanbul’da ikincisini de 2014 Kasım ayında Managola’da düzenlediğimiz Türkiye- Afrika ortaklık zirveleri kıta ile işbirliğine verdiğimiz önemin en açık ifadesidir. Kıtanın stratejik ortağı, kader ortağı olarak inşallah Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizi gelecekte de sürdüreceğiz. Uganda ve Kenya’da, bölgelerinde barış ve istikrara ciddi katkı sağlıyor. Bu ülkeler ayrıca ciddi sayıda mülteciye ev sahipliği yapıyor. 3 milyon insana kapılarını açan ülke olarak bu dostlarımızın yaşadığı sıkıntıları çok iyi biliyoruz” diye konuştu.
“BOTLARINI BATIRIYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Geçen hafta düzenlediğimiz Dünya İnsani Zirvesi’nde bir kez daha gördüğümüz gibi dünyadaki mülteci sorunun asıl yükünü fakir ülkeler çekmektedir. Zengin ve gelişmiş ülkeler ise tel örgüler, katı vize rejimleri, duvarlar botta botları batırmak suretiyle bu soru sınırlarının dışında tutmaya gayret gösteriyorlar. Bu çifte standardı devam ettirmek mümkün değildir. Yaz aylarının başlamasıyla Akdeniz’de yüzlerce umut yolcusunun boğulma haberlerini alıyoruz. Bu manzaraların önüne geçilmelidir. Türkiye olarak bu adaletsizliği gündeme getirmeye, uluslararası toplumlara sorumluluklarını hatırlatmaya Uganda ve Kenya gibi mülteciler konusunda elini taşın altına koyan ülkelere destek olmaya devam edeceğiz. Afrikalı dostlarımızla yürüttüğümüz ilişkileri kazan kazan formülüyle devam ettireceğiz. Bu iki ülke arasındaki ziyaretin ardından fırsat bulabilirsek Somali’yi de ziyaret etmeyi planlamış durumundayız.”
“BİRAZ ÖNCE ŞANSÖLYE MERKEL İLE GÖRÜŞTÜM”
Almanya Parlamentosu’nda sözde Ermeni Soykırımı’nı destekleyen karar tasarısının Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri nasıl etkileyeceği yönündeki bir soru üzerine Cumhurbayşkanı Erdoğan, “Dün sayın Başbakan, Şansöyle Merkelle görüşme yaptı. Bir iki saat kadar önce ben de bir görüşme yaptım. Kendileri ‘Elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz’ gibi ifadeler kullanıyor. Önce şuna inanacağız. Bizim sözde Ermeni soykırımı gibi bir problemimiz yok. Biz bu konuda rahatız. Bize bu şekilde yaklaşım gösterenler, aslında iki ülke arasında, ki Almanya şu ada 3 milyonu aşkın Türk’ün yaşadığı bir ülke ve ilişkilerimiz üst düzeyde böyle bir oyuna gelecek olursa bu bizim geleceğimize yönelik iki ülke arasındaki diplomatik, siyasi, ekonomik, askeri, bütün bunları zedeler. Öyle zannediyorum ki bunların hepsi düşünülecektir. Biz şu anda, çıkmamış bir kararı değerlendirmeyi doğru bulmam. Bir karar çıkar bunun gerekçeleri nelerdir ondan sonra değerlendirmesini yaparız. Ama bunun uluslararası hukukta bağlayıcı bir yanı yoktur” diye konuştu.
“SİYASETİ ÖĞRENEMEMİŞLER”
Muhalefetin, yüksek yargı mensuplarının kendisinin Rize ziyaretinde bulunmasına tepki göstermesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargı mensuplarını istifaya davet etmesiyle ilgili Erdoğan şunları söyledi:
“Ben bir siyasi partinin genel başkanı değilim. Halkının yüzde 52 oyunu olarak seçilmiş bir Cumhurbaşkanıyım. Yargı organının da yürütmenin de yasama organının da Cumhurbaşkanıyım. Böyle bir yaklaşımın içine giren bu muhalefet hala siyaseti öğrenememiş. Önce öğrenmeleri lazım. Yani bunlar Tayyip Erdoğan birine selam verse ‘Neden selam verdi’ diye hesabını soracaklar. Veya Tayyip Erdoğan’a birisi selam verse ‘Niye selam verdi’ diye soracaklar. Bunlar boşuna yoruluyorlar. Biz yargının başkanlarıyla temsil noktasında olanlarla bu tür seyahatleri rahatlıkla yaparız. Bunun yasal ahlaki teamül olarak hiçbir yanlış yanı yoktur. Bunlar bunlara alışmadılar bugüne kadar ama alışacaklar. Daha çok devletin milletle kaynaştığı anları görecekler. Biz yargının en üst temsilcileriyle orada halkımızla ‘çay tamiları’nın başında çay topladık. Tamiları da soracaklar, tabi onu da öğrenecekler. Ondan önce Balıkesir’de böyle bir seyahati aynı şekilde Yargıtay Başkanımız’ın daveti üzerine onu da yaptık. Her halde Rize’ye gittik diye rahatsız olmuş olabilirler.”
İSRAİLLE İLİŞKİLER
İsrail’le ilişkilerin hangi noktada olduğu yönündeki bir soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail ile ilgili olumlu gelişmeler noktasında şu anda yine aynı noktadayız. Temennimiz odur ki bizim söylediğimiz özürdü, tamam, tazminattı bu da tamam gibi görünüyor. Üçüncüsü ambargonun kaldırılması ki bu ambargonun içeriğinde bir Filistin’de ciddi bir enerji sıkıntısı var. Elektrik sıkıntısı var. Bunun giderilmesi için bazı teklifler yaptık, su sıkıntı var ciddi manada. Bu konuda tekliflerimiz oldu. Denizden arıtma ya da sondaj olabilir bu konuda desteklenmesi istendi. Gelişmeler olumlu gibi görünüyor. Bir diğer konu da okul ve hastane gibi biliyorsunuz Birleşmiş Milletler’in bile yaptırdığı okul bombalandı, okul ve hastane yapımı konusunda müsaade edilirse biz Türkiye olarak enerji ve suda bütün şebekelerin yapılmasıyla ilgili gerekenleri yapacağız. Diğer konularda Türkiye üzerinden yapılacak olursa bunu kabul ederiz diyorlar bunların da çalışmalarını yapıyoruz” dedi.
“BENZER TATBİKATLARI İZMİR’DE GÖRECEĞİZ”
Efes 2016 Tatbikatı’nı da değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu son tatbikata kadar çoklu bir katılım olmamıştı. İlk defa oluyor. Ben de Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım dönemlerinde neredeyse tümüne katıldım. Bu katılımın çoklu olması aynı zamanda gerek savunma sanayinde, dünyadaki savunma teknolojileri konusunda bir dayanışmanın, bunların içinde NATO ülkesi olanlar ve olmayanlar da vardı, bu aynı zamanda bir yardımlaşmanın da en güzel ifadesiydi. Bu karşılıklı olarak Türkiye ile birlikte 9 ülkenin müşterek yaptığı bir tatbikat oldu. Bu tatbikat bana göre çok çok verimli oldu genelkurmay başkanlarıyla sonunda bir değerlendirme yaptık. Misafir genelkurmay başkanlarımız da bu tatbikattan memnun kaldıklarını ifade ettiler. Bundan sonraki süreçte de benzer Efes Tatbikatlarını İzmirimiz de göreceğiz” diye konuştu.
BİR PİLOTUN HATASI
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Atina ziyaretinde Türkiye’nin adım atması gerektiği yönünde açıklamaları sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beni meraklandıran konu o, acaba bizden nasıl bir ilk adım bekleniyor onu ben anlamakta zorlanıyorum. Yoksa biz Türkiye olarak suçlu sandalyesinde oturan bir ülke değiliz. Biz kesinlikle Rusya ile münasebetlerimizi bozmak isteyen değil geliştirmeyi arzu eden bir ülkeyiz. Sayın Putin ile bizim ilişkilerimiz çok farklı bir noktadayken, iki iyi dost noktasındayken böyle bir konuma gelmesi veya bir piloton yaptığı bir hata ya da yanlış sebebiyle (Rus pilotu kastediyor) koskoca Türkiye’yi feda etmesi gerçekten düşündürücü. Biz burada Rusya ile münasebetlerimizi kesinlikle yeniden geliştirmenin yeniden çok daha farklı bir konuma taşımanın gayreti içinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. Temenni ederim ki biran önce bu sıkıntı aşılır ve Türkiye ile Rusya şu son 10 yıl içinde attıkları adımları yeniden atarlar” diye konuştu.
Basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; Başbakan Binali Yıldırım, İzmir Valisi Mustafa Toprak, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, milletvekilleri, belediye başkanları yolcu etti. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik etti. Erdoğan ve beraberindekiler uçakla İzmir’den ayrıldı.