Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Odatv gibi davalarda sanıklar hangi suçtan yargılandı?Ağırlıklı olarak hükümeti devirme girişiminden, tek kelimeyle “darbecilik”ten değil mi?
Bu süreç sona erer ve suçlamalar ortadan kalkarken, 17-25 Aralık soruşturmasından itibaren cemaat mensubu polisler, savcılar, hâkimler, gazeteciler ve iş adamları ne ile suçlanıyor?
Darbecilikle!
Peki AKP iktidarının başındaki genel başkan ve başbakanın istifaya mecbur edilmesini, darbe saymayalım da Suriye’de yaptıkları ne oluyor?
Suriye hükümeti aleyhine asker toplayıp eğiterek, bu ülkeye sürenler, darbe yapmaya çalışmıyor mu?
***
Suriye muhalefeti dedikleri silâhlı grupların, toplantılarını İstanbul’da yaptığı bir sır değil. Öyle ki bu örgütlerin listesini veren de devletin haber ajansıydı.
Son toplantılarını ise Bilecik’te yaptılar! “Suriye’deki Son Durum” konulu konferansta, “Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu” Başkanı Enes El-Abde, “Bu devrim başladığı zaman barışçıl olacağı düşünüldü ancak daha sonra askeri çatışmalar haline dönüşmek durumunda kaldı ve geçtiğimiz 5 yılı aşkın zaman içerisinde Suriye’de yarım milyondan fazla insan hayatını kaybetti” dedi..
AKP iktidarı, kendilerine “devrimci” diyen ve bana göre terör örgütü olan gruplara ev sahipliği yapıyor, her türlü lojistik desteği sağladığı gibi silâh da veriyor, eğitim de!
Dolayısıyla yarım milyon insanın ölümünün vebalini de taşıyorlar, evsiz, yurtsuz kalan milyonlarca Suriyelinin de..
Abde, ne için uğraştıklarını anlatırken AKP iktidarının nasıl bir projeyi desteklediğine dair de bilgiler vermiş oldu:
“Devrim sonucunda Orta Doğu için eski denge bozulup yeni bir denge oluşturulacaktı.” Yani Büyük Orta Doğu Projesi değil mi? Yoksa “Yeni Osmanlı” masallarına mı inanalım?
***
Peki süreç nasıl başlatıldı? Konuyla ilgili Doç. Dr. Sait Yılmaz, IŞİD’in nasıl oluşturulduğunu şöyle açıklamıştı:
“2012’de IŞİD’e Ebu Garip hapishanesinden 500 kişi katıldı. Guantanamo’dan 2012 yılında bırakılan ve beş tanesi Taliban’ın üst düzey komutanı olan 55 kişi de IŞİD’in lider kadrosuna katıldı. IŞİD teröristleri de 2012’de Ürdün’de CIA tarafından eğitildi ve Suriye’de özellikle Türkiye sınırına yakın bölgeleri ve petrol bölgelerini ele geçirmek üzere görevlendirildi. Mart 2013’te Amerikalılar özel askeri şirket üniforması içinde Ürdün’ün kuzey ve güneyindeki iki kampta Özgür Suriye Ordusu’nun eğitimine devam ediyordu. Bunlara ilave olarak Ürdün içlerinde CIA’nın eğitim kampları vardı. Batılılar bu eğitimi IŞİD elemanlarına vermeye başladı. Bu eğitimlerin hepsinin ortak adı ‘terörle savaş’ idi. Halen Suriye’nin kuzeyinde 30 bin, Irak’ın kuzeyinde 10 bin isyancı var ve bin kişi de Katar’da CIA tarafından eğitilmiş durumdadır. 3 bin savaşçı da Avrupa’dan IŞİD’e katılmıştı. Ankara, Özgür Suriye Ordusu’nun lider kadrosunu oluşturdu, yabancı savaşçıların Türkiye üzerinden geçişine izin verdi, direnişçilere eğitim ve lojistik desteği sağladı, Suriyeli göçmenleri sahiplendi. IŞİD, bu ülkeleri keyfince bombalamak için meşruiyet aracıdır. ABD, IŞİD’e karşı Suriye cephesinde bir şeyler yapıyor görünüyor ama asıl odak noktası Irak’tır. Irak’taki taraflar kukla IŞİD’ten kurtulma illüzyonu ile bölünmeye razı olacaktır.”
***
“Şimdi IŞİD ile kim savaşacak” sorusuna, Sait Yılmaz şu cevabı veriyor:
“IŞİD ile savaşacak gerçek güç bizzat Esad’ın kendi ordusudur. İran, Suudi Arabistan ve Türkiye bir an önce bir araya gelip, bölgede mezhep savaşlarına son verilmesi ve terör örgütlerinin kurutulması ile ilgili bir üst akıl oluşturup, kalıcı barış ve istikrara öncülük etmelidirler.”
yeniçağ