Ahmet Davutoğlu, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde ‘master plan’ olarak isimlendirilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi için ‘Terörle Mücadele Eylem Planı’nı açıkladı
Hükümetin hazırladığı 303 maddelik eylem planı kapsamında ‘İstişare Süreci’ olarak adlandırılan yeni dönemde aralarında STK’lar, hukukçular, Kürt siyasiler, aydınlar ve iş adamlarının da bulunduğu birçok kesimle görüşmeler gerçekleştiriliyor.
Kardeşlik Buluşmaları Mardin Konferası’nda konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mardin’in, Türkiye’nin çeşitli kültürleri bünyesinde barındıran kadim bir şehir olduğunu söyledi. Hazreti Ömer’in fethettiği Mardin’in tarihi süreç içinde yaşadıklarını anlatan Davutoğlu, ilin barış ve kardeşlik abidesi bir şehir olarak bin yıldır ayakta olduğunu vurguladı.
Davutoğlu’nun açıkladığı 10 maddelik eylem planı şöyle:
PSİKOLOJİK UNSUR
Bu dönemde, geçmişte olduğu gibi millet vicdanı ve hikmetiyle devlet aklını birleştireceğiz. Millet ve devlet arasındaki farklar tümüyle ortadan kalkacak, parçalayıcı ulusçuluk anlayışı yerine birleştirici bütünleştirici millet anlayışı ve insan odaklı devlet anlayışını yerleştireceğiz. Meşru güç kullanma yetkisi sadece halktan yetki alanlardadır. Ama hesap verilir, her demokratik güç kullanan da hesap vermeye hazır olacak. Biz hesap makamıyız. Korkmuyoruz çekinmiyoruz, İşte ben burdayım. Her türlü hesabı vermeye hazırım. Ama milletten hesap sormak isteyenlere de hesap sormaya muktediriz..
KAMU DÜZENİ İNŞASI
Kamu düzenini kim tehdit ederse, hangi gerekçeyle olursa olsun. İster DAEŞ örneğinde olduğu gibi Sünni, dindar vatandaşlarımızın hislerini istismar etmek için, ister PKK bölücü terör örgütünde olduğu gibi Kürt vatandaşlarımızın, isterse DHKP-C’de olduğu gibi Alevi vatandaşlarımızın hisleri üzerinden terör yapmak isteyen kim olursa olsun mutlak surette durdurulacak ve engellenecektir. Bakınız kamu düzeni dedim, 12 Eylül devlet otoritesi diyordu. Ben kamu düzeni diyorum. Çünkü kamu hepimiziz, kamu hep beraber biziz. Sıradan bir devlet gücünden bahsetmiyorum, hepimizin özgürlüğünü, güvenliğini, hayatını, onurunu, teminat altına alan bir kamu düzeninden bahsediyorum. Hep beraber birlikte inşa ettiğimiz bir düzen. Birinin kurup diğerine dikte ettiği bir düzen değil, 12 Eylül’de olduğu gibi. Ya da bunların özyönetim iddiaları vs altında olduğu gibi kendisi dışında hiç kimseye hayat hakkı tanımayan bir takım modern feodal düzenler değil. Bunların istediği modern feodal düzen. Bir tek kendi asabiyesi etrafında insanların konuşabildiği bir düzen. Bunu Suriye’de gördük. Suriye’den ilk kaçanlar KDP yanlısı Kürtlerdi. Bunlara karşı biz kamu düzeni diyoruz. Herkesin eşit olarak pay sahip olduğu kamu düzeni. Eşit vatandaşlık ilkesi etrafında kullanılan bir düzen. Ve burada kesinlikle terörist ile halk birbirinden ayrılacak. Halka şefkat, teröriste kudret ile muamele edilecek. 12 Eylül’den 90′lı yıllardan bizi ayıran budur. Kimse 90’lı yıllara geri dönüleceği kanaatine saplanmasın. Kesinlikle 80’li 90’lı yıllara geri dönülmesine izin vermeyiz. Ama birilerinin Stalinist mantık içinde tek tipçi bir anlayışla buradaki halkı kendisine köle etmeye çalışmasına da asla izin vermeyiz.
KAPSAMLI BİR DEMOKRATİK REFORM SÜRECİ
Başta yeni anayasa olmak üzere gelin hep beraber Türkiye’nin bütün vesayet kurallarını değiştirelim diyoruz. Seçimden sonra bütün siyasi parti liderleriyle konuştum, HDP eş başkanlarında da randevu istemiştim. Cevap ne oldu: ‘gelir kaçak çay içer gider’ Ben ki bu millet adına Gazze’de bombalar altında istiskale izin vermemişim, Mavi Marmara bombalandığında BM Güvenlik Konseyi’nde o konseyin aktörlerine karşı zalim terör devleti diyerek İsrail’e sesimi yükselmişim, ben ki mazlum milletler söz koşunu olduğunda izole edilmiş Myanmar halkına gidip Essalamü Aleyküm demişim. Ki arkamda yüzde 85’lik katılımla yüzde 97,5 temsille yüzde 49,5 oyu bana 1 Kasım’da halk vermiş, bunlar beni istiskal edecekler. Yüzümdeki tebessümü yanlış anlamasınlar, her zaman kullandığım pozitif dili yanlış yorumlamasınlar. Biz izzeti mahviyetle birlikte gerçekleştirmiş bir geleneğin çocuklarıyız. Halk karşısında bir hiç olacak kadar mahviyetle davranırız, zalim karşısında en güçlü izzet ile muamele etmesini de biliriz. Şimdi gün bugündür, çukur kazacağınıza bakın anayasa komisyonu kurduk, bugün toplanıyor, anayasa komisyonu, bundan sonra da düzenli olarak toplanacak. Gelin oraya herşeyi söyleyin. Bilinsin ki öyle veya böyle 12 Eylül Anayasası da, vesayetçi zihniyet de bu vesayetçi zihniyetin ürünü olan tek tipçi terör örgütü de emellerine ulaşamayacak yeni bir Türkiye’yi demokratik bir anlayışla inşa edeceğiz. Ne istiyorsanız Ankara’da konuşacak zemin var. Cizre’de çukurların altında dibinde ya da barikatların arkasında gencecik çocukların beyinlerini yıkayarak bir şey iddia edemezsiniz, bir şey gösteremezsiniz. Üçüncü ayağı bu yeni dönemin yeni bir anayasa, kapsamlı demokratik reformlar ve kamu düzeni ile özgürlüğü birleştiren, kadim geleneğimizle kudret ve şefkati, modern demokratik gelenekte ise meşruiyet ile hesap verilebirliği birleştiren yeni bir dönem.
SOSYAL SEFERBERLİK
Terör saldırıları nedeniyle oluşan bütün yaraları saracağız. Bütün yaralar sarılacak. Biz ki Somalinin, Gazze’nin Myanmar’ın, 2,5 milyon Suriyeli’nin yaralarını sarmışız. Allah’ın izniyle bu milletin ola ki yerinden göç etmek zorunda kalmış her bir ferdinin de yarasını sarar, gözyaşlarını dindirir, bağrımıza basar, geleceğe onları en iyi şekilde hazırlarız. Biz ki bütün diğer mazlum milletleri mağdur etmemişiz, namerde muhtaç etmemişiz. Sur’dan, Cizre’den Silopi’den çıkan vatandaşlarımızı bu zalimlerin eline bırakır mıyız? İlk andan itibaren gerekli hazırlıkları yapmıştık. Şimdi de Aile Sosyal Destek Programı’nı bölgeden başlatıyoruz. Tek tek her bir ailenin her türlü ihtiyacını karşılayacağız. Sur’dan çıkıp Sur’un dışındaki evlerde yada otellerde kalan Cizreli Diyarbakırlı kardeşlerime her ay düzenli olarak kira yardımı yapılacak. Öğrencilerimizi en iyi şartlarda eğitim yaptıracağız. Telafi eğitimi vereceğiz. Yakılıp yıkıan okullarımızı imar edeceğiz. Hastanelerimizi sağlık tesislerimizi en iyi şekilde şekilde tekrar imar edeceğiz. Bir tek vatandaşımız aç va açıkta kalırsa hesabını sorarız. Gençlik kampları kuracağız. Gençlik Spor Bakanlığımız Türkiye’nin her yerinde tesis kuracak.”
EKONOMİK DESTEK
13 yıl içinde ayağa kaldırdığımız bölge ekonomisini tahkim edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın terörden kayıplarını telafi edeceğiz. Bunlar yangın çıkardılar, biz yangın yerinde bir gülistan inşa edeceğiz. İş adamlarımızla tüm ihtiyaçları dinledim. Bana iletilen her talep yerine getirilecektir. Prim borçları ertelenecek. Esnaf ve sanatkarların kredi ödemeleri, çiftçilerimizin kredi ödemeleri ertelenecek. Kredi sağlanacak. İstihdam artışını sağlayacak hamle başlatılacak. Doğu ve Güneydoğu’ya 200 milyar TL yatırım yaptık. Yatırım olmuyor diye tehdit edenler, yatırım olunca bunları bahane ediyor. Onlar yıkmaya geliyor, biz yapmaya geliyoruz.
MEKANIN İHYASI
Diyarbakır’ın tarihi dokusu gibi bütün tarihi şehirlerimiz yeni bir yasal çerçeve ile şehir ihyası çabası içinde olacağız. Diyarbakır’a, Sur’a böyle bakıyoruz. Sur’u öyle bir inşa edeceğiz ki insanlık ihya olacak. Etkin bir iletişim birimi oluşturulacak. Olan bitenle ilgili bilgiler aktarılacak.
YASAL VE İDARİ DÜZENLEMELER
Büyükşehir yasası istismar edildi. Edinilen tecrübelerle yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek ancak istismar edilmesine izin verilmeyecek. Yatırım yapmak yerine teröre desteğe izin verilmeyecek. Terörü teşvik eden kim olursa olsun kamu hizmetini aksatılmasına izin verilmeyecek. Özel tedbirlerle idari tedbirleri alacağız. Türkiye’yi silahtan arındıracağız.
İSTİŞARE MECLİSLERİ
Yeni bir birliktelik ve kardeşlik dönemini başlatacağız. Muhatap milletin ta kendisidir. STK, kanaat önderlerinden istişare meclisleri kurulacak. Herkesi muhatap alacağız ama elinde silah olanı muhatap almayacağız. Zulmedenleri muhatap almayacağız.
KOMŞU ÜLKELERLE ORTAK RUH
Sadece Türkiye’de değil, Ortadoğu’da kardeşlik sürecinin başlaması için birleştirici ruh hareketi başlatacağız. Kut’ül Ammare’de birlikteydik, önümüzdeki dönemde de birlikte olacağız. Hiçbirinizi diğerinden ayırmadan kardeş bildik, kardeş kalacağız. Türkiye’nin, Mezopotamya, Balkanların birliğini, kardeşliğini tesis edeceğiz.”