Siyaset kazanı kaynıyor. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “sarayın baskısıyla”
görevinden ayrılıyor, Cumhurbaşkanı da “başkanlık sistemi”ne bir adım daha yaklaşıyor. Davutoğlu’nun bu şekilde gidişi de AKP karşıtlarını üzdü. Çünkü yerine gelecek olanın, sarayın sözünden hiç çıkmayacağının, baskı düzeninin artacağının farkındalar.
Cumhurbaşkanı, gücünü gösterirken tüm hesabının başkanlık üzerine kurulu olduğu da biliniyor. HDP’nin önemli güç kaybetmesi, MHP’nin enerjisini iç sorunlarına ayırması ve bir erken seçim durumunda AKP’nin milletvekili sayısını artırabileceği hesabı yapıldı.
TÜRKİYE SÜRÜKLENİYOR
Cumhurbaşkanı son dönemde hemen her gelişmenin ardından kamuoyu araştırmaları yaptırdı. Bu araştırmalar HDP’nin muhtemel bir seçim halinde yüzde 10 seçim barajını aşamayacağını ortaya koyuyor. Önceki seçimde HDP’ye giden oyların AKP’ye geleceği hesaplanıyor. Yalnız HDP değil MHP’nin oy oranında da azalma olacağı, hatta barajı aşmakta zorlanabileceği öne sürülüyor. Her ne kadar MHP yönetiminde “baraj sorunu yaşanmayacağı” belirtilmiş olsa da, bir sıkıntı yaşanabileceğini onlar da görüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret edeceği kişinin AKP Genel Başkanlığı’na getirilmesine parti içinde kimse açıkça karşı çıkamaz. Bu kadroların içinde sözünden çıkmayan, her istediğini yapacak başbakan bulması da zor değil.
Son seçimde, seçmenin yüzde 49.5’nin oyunu alan partinin genel başkanı, “saray darbesiyle” uzaklaştırılırken, AKP içinde bu gelişmeye karşı çıkan bir Allah’ın kulu çıkmıyor. Ülkede yaşayan herkes korkutulmuş, sindirilmiş. Bakan da olsanız, milletvekili de olsanız, gazeteci de olsanız durum ne yazık ki böyle…
HESAP MHP ÜZERİNE…
Davutoğlu, görevini hakkıyla yerine getirdiğini basın toplantısında açıkladı. Madem bu kadar başarılı işler yaptıysan, haklıysan niçin direnmedin, niçin bırakıp gittin? Davutoğ-
lu’nun bu şekilde gidişi, baskılarla, korkularla Türkiye’nin karanlığa doğru sürüklendiğini ortaya koyuyor.
MHP içindeki gelişmeleri AKP yakından izliyor. AKP’nin seçimden önce önceliği anayasa değişikliğini referanduma götürebilecek 330 milletvekilini bulmak… Eğer bu gerçekleştirilemezse AKP bazı riskleri alıp erken seçimi gündeme getirecektir. Bir AKP’li hesaplarını şöyle anlattı:
“- Ahmet Davutoğlu veya Abdullah Gül birlikte ya da ayrı parti kursalar bile alacakları oyun büyük önemi olmayacak. Bu durumda Meral Akşener’li bir MHP birinci parti olur. Eğer, MHP kongreye gitmezse, AKP oyları tavan yapar.
– Akşener, MHP’nin genel başkanı değil de kendisi bir siyasi parti kurarsa, yüzde 10 seçim barajını aşacağını değerlendiriyoruz. Gözlediğimiz kadarıyla 2002 yılında nasıl AKP rüzgarı varsa, bugün de AKP ve Tayyip karşıtlığı var.
– AKP’nin ömrünü uzatmanın iki yolu var. Birincisi Abdullah Gül’ün başbakanlığı, ikincisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partinin başına
dönmesidir.”
Açıkçası AKP, MHP’nin içinden elini çekmiyor, işte bu havayı yayıyor.
MHP’lilere verilen talimat
MHP, son dönemde muhalefet görevinden çok iç işleriyle meşgul… Bir zamanlar birlikte yürüyen MHP’lilerin son dönemlerde yolları ayrıldı. Parti teşkilatına gönderilen genelgeden okuyalım:
“- Halen olağanüstü kurultay ısrarında olanların, siyasi partiler kanunu ile tüzük hükümlerine aykırı söz ve faaliyetleri bir bir takip edilip not alınacak ve mutlaka gerekli girişimlerde bulunulacaktır. Parti tüzüğünün disiplin hükümlerine göre suç teşkil eden iş, işlem, ilişki ağı ve açıklamalar detaylarıyla değerlendirilecektir.
– İl ve ilçe başkanlıklarımız MHP mensuplarına, siyasi ilkelerine ve politikalarına aykırı davranışları mahallinde tespitle ve genel merkeze bildirmekle yükümlü olacaklardır.
– MHP’yi hedef alan iftira, çirkin yakıştırma, asılsız suçlamalar başta olmak üzere; hakaret eden, itibar suikastına tevessül eden kim olursa olsun haklarında lazım gelen tedbirler alınacaktır.
– Bizden görünüp bizimle alakası olmayan müfterilere, suyu ekmeği nifak olan içimize sızmış görevli provokatörlere aradıkları zemin kesinlikle verilmeyecektir.
– Şehit yadigarı kutlu davayı hiçbir maceracı, bağımlı ve başkalarının hesabına çalışan hiçbir gafil ele geçiremeyecek, buna da güçleri yetmeyecektir. Malum kesim ve mihraklar tarafından sürekli övülen, önleri açılan proje elemanlarına fırsat verilmeyecektir.”
Bu genelge bile MHP’de müthiş bir gerilimin olduğunu ortaya koyuyor.