Katarlı zenginler, önce sabah-atv grubunun yüzde 25’ini aldılar.
2013’te Anadolu Grubu’nun sahip olduğu Alternatifbank’ın yüzde 71’ini alarak finans sektörüne girdiler.
Bunu bir başka Katarlı zenginin, Finansbank’ın yüzde 99.81 hissesini 2.94 milyar dolara alması izledi.
BMC’nin yüzde 50’sine 150 milyon lira ödeyerek ortak oldular.
Boyner’in yüzde 30.7’sini 885 milyon liraya portföylerine kattılar.
Milyarlarca dolarlık inşaat işlerine giriştiler!
Şimdi de TMSF’nin idaresinde olan Digiturk, Al-Jazeera’nin de sahibi olan Katarlı BeIN Media Grubu’na satıldı.
Hani; şu, Ulusal Kanal başta olmak üzere muhalif kanalları, ağına katmayı reddeden, 10 milyona yakın abonesi bulunan Digitürk…
***
Katar’a sadece büyük kuruluşlarımızı satmakla kalmadık; örneğin 3 bin kişilik ordu göndererek, ulusal güvenliklerini sağlamaya başladık.
A Milli Futbol Takımımız bile hazırlık maçı yapmak için 200 ülke arasında bula bula Katar’ı buldu.
İstinye Bayırı’na Katar’ın adını verdik!
***
Erdoğan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatlarıyla tam 11 kez gitti bu ülkeye…
Ahmet Davutoğlu 15 kez!
14 yıllık AKP iktidarında cumhurbaşkanı, başbakan ve bakan düzeyinde tam 62 “sefer” düzenledik…
Onların kaç kez geldiğini ise; bilen yok!
***
Katar dediğin küçücük bir Arap devleti!
Nüfusu 2 milyon 150 bin!
Yani, sadece Bursa’nın nüfusundan bile 500 bin eksik!
İşte; böyle bir ülke, Türkiye ekonomisini adım adım ele geçiriyor!
Eğer bunu sadece Katarlı zenginlerin gücüne bağlarsanız, hata edersiniz…
Türkiye’den birileri bu ülkeyi “Truva Atı” olarak kullanıyor ve
tüm önemli kuruluşları kelepir fiyatına topluyor!
***
Geleceğin yürekli cumhuriyet savcılarına, bugünden suç duyurumdur:
Birileri Katar aracılığıyla malı katar katar götürüyor!
Peki; neden mi “geleceğin savcıları”na suç duyurusunda bulunuyorum da bugünküleri görmezden geliyorum?
Çünkü ne yazık bugün böyle bir “cumhuriyet savcısı” göremiyorum!
Eğer varsa; şu “Katar”la yapılan ticareti biraz kurcalasın…
Ben de kendisinden özür dileyeyim!
DELİ Mİ?
Recep Tayyip Erdoğan, yanıt veremediği üniversite diploması konusunda köşeye sıkıştı…
Ya o konuşacak; ya da Yüksek Seçim Kurulu!
Tam bu ortamda; onu kurtaracak, “can simidi” AKP’lilerden değil CHP’li bir isimden geldi.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, cumhurbaşkanı seçilmek için gerekli “yükseköğrenim yapma” şartının “ortaöğrenim yapma” şeklinde değiştirilmesi için kanun teklifi verdi!
Bunun nedenini de “Cumhurbaşkanı’nı daha fazla yıpratmamak” olarak açıkladı!
İnanabiliyor musunuz; bu adam CHP’li…
Neymiş, Erdoğan daha fazla yıpranmasınmış!
Peki; ya halka yalan söylendiyse, sahte belgeyle cumhurbaşkanı seçildiyse, o yetkiye haiz değilse; bunların hiç mi önemi yok?
***
Murat Bey, söylesen de öğrensek:
Aklını mı yitirdin yoksa CHP’nin içindeki AKP ajanı mısın?
GÜNÜN SORUSU
Niğde’nin Çamardı İmam Hatip Lisesi Müdürü Abdülgani Özkan beyaz türban ve kara pardösü giydirdiği kız öğrencileri okulun bahçesinde toplayarak bu fotoğrafı çektirmiş… Sonra da fotoğrafın üzerine “Müminiz, askeriz; ölsek de imam hatipliyiz. Yolundayız Reis” yazıp Erdoğan’a göndermiş… Elbette o da bu yalakalığa duyarsız kalmamış ve Müdür Bey’le öğrencileri davet edip KaçAk Saray’da ağırlamış… Sorum bu Müdür’e:
“Askeriz” demesi kolay… Bir araştır bakalım; son bir yılda ölen 500’den fazla güvenlik görevlimizin arasında kaç tane imam hatipli var?
ALMANYA, KARARINI GERİ AL!
Alman Meclisi’nde Türkiye’yi “soykırımcı” olarak tanımlayan yasaya oy veren milletvekillerinin 11’ü Türk kökenliymiş… Hani, “Türk’ün Türk’ten başka düşmanı yok” diye bir söz vardır ya; ne kadar doğru!
Can yakan bu bilgiyi öğrenince aklıma meşhur fıkra geldi:
***
Adamın biri ölmüş; öbür dünyaya gitmiş… Hesap vermek için sırasını beklerken, büyük cehennem kazanlarını görmüş. Her millet için büyük bir kazan kaynıyormuş. Kazanların başında da birer zebani bekliyormuş… Ne zaman biri, kazandan başını çıkarıp kurtulmaya kalkışsa, zebani içeri itiyormuş. Sadece Türklerin kazanının başı boşmuş. Adam merak etmiş, meleklerden birine sormuş:
“Türklerin kazanının başında neden zebani yok?”
“Gerek yok da ondan… Onlardan biri ne zaman kazandan kurtulmaya çıkmaya çalışsa, diğerleri içeri çeker!”
***
Üzülmek çare değil; sözüm İstanbul’da yaşayan dostlara:
Hangi partinin seçmeni olursanız olun; ne yapın edin, bugün saat 12.30’da Gümüşsuyu’ndaki Almanya Başkonsolosluğu’nun önüne gelin…
Hep birlikte, gür bir sesle “Almanya, kararını geri al” diyelim…
156+326!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Eyşen Elmas’ta:
“Abdullah Bey…
Huber’i yedi ay üç hafta işgal ettiğiniz yetmedi; 20 aya yakın bir süredir bizim için çok değerli bu köşeyi de işgal ediyorsunuz. Eminim bu yazıları ‘reklamın iyisi kötüsü olmaz’ diye yorumluyorsunuz. Ancak halkın gözünde ne kadar düştüğünüzü bir bilseniz, böyle davranmazsınız!”
GÜNÜN İSYANI
CHP, Almanya’nın soykırım kararına tepki gösterirken, Ermeni asıllı CHP Milletvekili Selina Doğan hak vermiş ve “Türkiye kafasını kuma gömmekten vazgeçmeli” demiş… İsyanım Selina Hanım’ı kontenjandan milletvekili seçtiren Kemal Kılıçdaroğlu’na:
Eserinle gurur duyuyor musun?
Aydınlık