Diktatör davası açıldı. Cumhurbaşkanı kendisine “diktatör” diyen CHP Genel Başkanı’na Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 100 bin TL tazminat davası açtı.
Asliye hakimi zor durumda.
Kim diktatör?
Kim değil?
Nasıl karar verecek?
Hakim, hukuk okumuş.
İçimizden biri.
Çoğumuzdan bilgili.
Yaşananı görüyor:
Yasama gücü, yürütme gücü, yargı gücü, parti gücü, gazete gücü, TV gücü, radyo gücü, camilerin gücü, Bediuzzaman gücü, çikolata kutularından dolarlar çıkmazdan önce Fethullah Hoca gücü, Nakşibendi gücü, Beştepe’ye “Saraylı Külliye” yaptırma gücü, partiye delege seçtirme gücü, kendi seçtiği delegelerle kongre toplayıp kendini genel başkan seçtirme gücü, kimin bakan olacağına karar verme gücü, kimlerin milletvekili olacağına karar verme gücü, milletvekillerini yüksek maaşla, kıyak emeklilikle, VIP hacı yapma imkanıyla donatma; hem yüksek milletvekili emekli aylığına ve hem yüksek milletvekili aylığına birlikte kavuşturma gücü. Yani milletvekillerini “çıplak çıkarlarından esir alıp” Meclis’ten istediği yasayı geçirtme gücü.
* * *
Polis gücü, ordu gücü, “Benim Genelkurmay Başkanım” deme gücü, “Benim Valim” diye kabarma gücü, “Benim Kaymakamım” diye hava basma gücü, kimin hangi ile vali olacağına ve kimin hangi ilçeye kaymakam olacağına karar verme gücü, halkın vekillerini seçip gönderdiği Meclis’e sormadan “Vatan toprağına Patriot Füzesi yerleştirme” ve füzeler yerleştikten sonra da doğru olmadığı halde “Patriot’un tetiği bizde” diye topluma yalan yutturma gücü, kimin belediye başkanı olacağına karar verme gücü, kimin Belediye Meclisi’nde “imar komisyonu başkanı” olacağına işaret etme gücü, gazeteleri havuzlama gücü, gazete yazarlarını borazan yapma gücü, oteline imar izni isteyen gazete sahibini korkutarak hüngür hüngür ağlatma gücü, devletten ihale almış TV sahibinin ödünü patlatarak; “dizi oyuncusu sarışın bomba Hürrem kıza türban giydirme” gücü, devletin üst kadrolarını partidaşı, davadaşı, arkadaşı, yoldaşı ile doldurma gücü, Deniz Feneri yardım paralarını yiyenleri hapisten kurtarma gücü, nikahında şahitlik yaptığı damadın babasını “Ombudsman seçtirme” gücü, gizlice “Oslo ile görüşme” ve saklıca “Apo ile söyleşme” gücü, polis sorgusundan kurtarmak için Meclis’i toplayıp “1 saatte MİT Başkanını Kurtarma Kanunu çıkartma” gücü, devlet arazisini özel vakfa tahsis gücü, belediyelerden ihale alan şirketlerin bağış yapacakları “gıda bankalarının hangisi olacağını işaret etme” gücü, yoksul aile çocukları şehit olurken zengin çocuklarını parayla askere gitmekten kurtaran “bedelli kanunu çıkarma” gücü, bütün bunlar yetmiyormuş ve sanki elini tutan varmış gibi bir de “başkanlık getirelim” diye tutturma gücü…
* * *
Asliye hakimi de insan.
Gözleri var, görüyor.
Aklı var, tartıyor.
Hukuk kitabı var, okuyor.
Kitapta ne yazıyor?
Güçler tek eldeyse:
Olur diktatörlük.
Güçler ayrı ellere dağılırsa:
Olur demokrasi.
“Diktatör Davası” açıldı. Asliye hakimi zor durumda. Bir kitaba bakacak bir de dönüp Türkiye’de yaşananlara ve yaşatılanlara…
Milli damat Berat!
Doğalgazı da anlat!
Okurlarım bana Enerji Bakanlığı koltuğuna oturan bakanımıza iletmem için “Milli Damat Berat! Doğal gazı da anlat!” başlıklı mektup yazıp gönderiyorlar. Kış bastırdı, hava soğuk. Kaloriferler doğal gaz yakıyor. Vatandaşa fatura gelmiş. Oturmuş hesaplamış. Doğalgazın 1 metreküpüne (yüzde 18 KDV hariç) 1 lira 6 kuruş ödemiş. Dolara çevirip 35 Cent bulmuş. Aynı vatandaş dünyada doğal gaz fiyatının metreküpünün 11 Cent’ e kadar indiğini de okumuş. 11 Cent’lik doğal gaza neden 35 Cent ödüyorum diye soruyor. Milli Damat Berat! 11 Cent’lik doğal gaz vatandaşa neden 35 Cent, anlat!