CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığındaki heyet, Diyarbakır’da “acele kamulaştırma” kararı verilen yerlerde yaptığı incelemeler sonucunda bir rapor hazırladı…
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığındaki heyet, Diyarbakır’da “acele kamulaştırma” kararı verilen yerlerde yaptığı incelemeler sonucunda bir rapor hazırladı.
Ağbaba ile birlikte, Ankara Milletvekilleri Murat Emir ve Necati Yılmaz ile İstanbul Milletvekilleri Gülay Yedekçi, Didem Engin ve Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Saniye Barut’tan oluşan CHP heyeti, 14-15 Nisan tarihlerinde Diyarbakır genelinde çeşitli ziyaretler ve incelemelerde bulunarak, acele kamulaştırma kararının öncesi ve sonrası gelişmeleri değerlendirdi. Devlet kurumları, odalar, STK’lar ve halkla görüşmeler yapan heyet, görüşme ve izlenimlerinin yer aldığı bir rapor hazırladı.
“CHP BARIŞ SÖYLEMİNİ DAHA GÜÇLÜ BİÇİMDE DİLE GETİRMELİ”
Raporda, heyetin alan çalışması kapsamında bölge halkıyla bir araya geldiği belirtilerek, “Vatandaşlar sıklıkla ve belirgin biçimde CHP’nin süreçte daha etkin rol oynaması ve barış söylemini daha güçlü biçimde dile getirmesi gerektiğini ifade etmiştir. CHP’nin bundan sonraki süreçte bir şeyler yapması gerektiğini vurgulayan vatandaşlar, bölge halkının iki ateş arasında kaldığını, ilk yapılması gerekenin daha fazla can kaybı yaşanmasının önlenmesi olduğunu ısrarla dile getirmişlerdir” denildi.
“KAMUOYUNUN GÖZÜNDEN KAÇIRMAK İSTENİYOR”
Raporda, bölge halkının, Diyarbakır Valiliği’nin güvenlik gerekçesi ile gereğinden daha uzun süren bölgeye giriş-çıkış yasağı uygulamasının, bölgede yapılan yol açma ve hafriyat çalışmalarını kamuoyunun gözünden kaçırma amacını taşıdığını belirttikleri ifade edildi. Bu çalışmaların bir sonucunun da, imar durumunun geri dönülmez bir biçimde bozulması olduğunu ifade eden vatandaşların, “iktidara yakın kesimlere arsa verileceği” konusunda kaygı duydukları da aktarıldı. Raporda, “Bölge halkı evleri yıkılırken refakat etmek ve varsa kullanılır durumdaki eşyalarını almak istediklerinde bu olanağın kendilerine tanınmamasından şikayetçi olduklarını iletmiştir. Bölgedeki molozların taşınmasının da hukuka aykırı olduğu ve bu molozlar arasında olması muhtemel ceset parçalarının gizlenmek istendiğinin düşünüldüğü belirtilmiştir” denildi.
Raporun sonuç bölümünde ise “konut ve barınma ihtiyacı, eğitim ve sağlık hizmetlerinin tam olarak verilememesi, ticarethanelerin zarar görmesi, bölgede hijyenin sağlanamaması, sosyal yaşam alanları ve ibadethanelerin ortadan kalkması, zarar gören binaların ve altyapı sorunlarının tamiri, tarihi dokunun gördüğü zararın giderilmesi ve korunması”nın öne çıkan sorun alanları olduğu belirtildi.
Bölgenin tarihsel kültür mozaiği yapısnın korunması, tek tipleştirmeye gidilmemesi gerektiğini belirten raporda, “Sur, şu anda büyük bir belirsizlik içindedir ve bu durum bir an önce son bulmalıdır. Okula gidemeyen çocuklarla ilgili çalışma acilen başlatılmalıdır. Bölge halkı geçmişini ve anılarını kaybetme endişesi içindedir. Bu konuda bir an önce insan odaklı bir çalışma yapılmalıdır” denildi.
Halkın ciddi bir geçim sıkıntısı içinde olduğu, küçük esnaf, tüccar ve sanayicinin de ekonomik anlamda kötü durumda olduğu ifade edilen raporda, şöyle denildi:
“Yaşananlardan dolayı halkta psikolojik bir travma hali söz konusudur. Sur için çıkarılan acele kamulaştırma kararı nedeniyle herkes kaygılıdır. Yöre halkı mülkiyet haklarının zarar göreceği, evlerinin ellerinden alınacağı endişesini yaşamaktadır. Çatışmalar nedeniyle kentin kendine özgü kimliğini yansıtan tarihi ve kültürel doku büyük oranda zarar görmüştür. Diyarbakır, Selçuklu mimarisinin etkili olduğu dokuz ayrı medeniyetin izlerini taşıyan bir kentimizdir. Kentin kültürüne ve geçmişine saygılı olunmalı ve bu konuda adım atılırken sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve halkın görüşleri alınmalıdır. Bu çalışmaların sürekliliği, özellikle de bu çalışmalarda milletvekillerinin de bulunması önemli olmaktadır.”
Kamulaştırma öncesi ve sonrasına dair haritaların da yer aldığı rapor, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na da sunuldu.
Odatv.com