Bugün… Sıcak haber yok. Son dakika yok. Kulis bilgisi yok. Aydınlatıcı,manidar bilgilendirmeler yok. Belgeli,araştırmacı ve de soruşturmacı gazetecilik/habercilik yok.
Pazar diye mi?.. Yoo, hayır!..
Tanırsınız bu fakiri. Yakaladım mı gerçek haberi,anında çakar geçerim. Öyle, gün -saat ayrımı yapmam…
Elimde malzeme tükendi,kazındım kazındım bir şey mi bulamadım?.. Yoo,hayır!.. Burası Türkiye, azıcık paçaları sıkarsan günde en az 3 köşe yazılık malzeme bulursun.
Anlayacağız, kıvırıp duruyorum. Neden mi? Hiç tasvip etmediğim bir işi yapacağımda ondan!.. İnsan bazen mecbur oluyor hiç benimsemediği şeyleri de yapmak zorunda kalabiliyor. Hayatın gerçeği bu!..
Kendi kendimi yazacağım bugün. Ne kadar da “ben demiştim”, “ben yazmıştım” demeyi sevmesem de… “Okuyucu iyi bilir ve mutlaka takdir eder” diyenlerden olsam da… Bilirsiniz; ADSIZ’ın üslubunu -çok gerekliyse- sadece o günkü olgunun daha da pekişmesi ve sağlam kaynaklara dayandığını göstermek için önceki yazılarından alıntı yapar. Önü -arkası daha net görünebilsin diye..
Bugün öyle değil!.. Yıllardır, birikti birikti,iyice şiştim artık. Patlayacağım yoksa!..
Gerçek gazetecilik ve haberciliğin peşinde koşanlar için mesleğimizin bir cilvesidir; “ne İsa’ya ne Musa’ya’ yaranamama” derler ya!.. Aynen öyledir. Ama işinizi hakkıyla yaptığınıza inanıyorsanız da,vız gelir tırıs gelir. Gerçeklerden ve doğru eleştirilerden canları yananlar devamlı bağırırlar. Dün “şu” cu derler bugün” bu” cu yarın daha başka bir kulp takarlar. Sizlerin haberdar olmadığı bir meslek cilvemiz(!) daha vardır. Kendi camiamız içinde dedikodular,hasetlikler,çekememezliklerde eklenir kervana…
Eee!…
Şu, önceki gün (Cuma), Ahmet Hoca’ya AKP MKYK’sında yetki tırpanı ile gerçekleştirilen saray darbesi. Gün içinde yakından takip ettikten sonra akşam saatlerinde kesin haberi de alınca önce dişlerimi daha da sıktım. Kendi kendimi telkin etmeye çalıştım. Başaramadım!.. Akşamın ilerleyen saatlerinde patlattım 2-3 tivit. Bir tanesi; “ne yazdıysak o” şeklindeydi. Sosyal medya özürlü olduğumu yakından bilen dostlarım hemen aramaya başladırlar “hayrola” diye . “Dayanamadım artık ” dedim.Kaynak: Dut mu yediniz Ak troller?.. – Ahmet TAKAN
Ankara gazetecisi olarak -sizinde yakından takip ettiğiniz şekilde- yıllardır herhangi bir ayırım yapmadan siyasi partileri içindeki tüm gerçekleri en çıplak şekilde yazmaya gayret ediyorum. Şükür Allah’a, bugüne kadar ne kaleme aldıysak sonraki gelişmeler hep bunları doğruladı ve haklı çıktık. Fakat,kimsenin yazmaya cesaret edemediği şeyleri sizlere iletmeye çalışırken çok yoğun,küfür,hakaret yedik.İftiraya ve fiziki saldırılara maruz kaldık!.. Yine de cevap vermedik. Çukurluğa, seviyesizlerle,ahlak yoksunları ile aynı hizaya düşmemeye azami gayret gösterdik. Karnı yemeyen meslektaşlarımıza gülüp geçtik. AKP’nin trolleri Allah’a havale ettik.
Bugün… Ben de etten kemiktenim. Koptum artık!..
Uzun zamandır,kaleme aldığım AKP’deki saltanat kapışmalarını tek tek sıralayacak değilim. En yakın zaman diliminden başlayacağım. Ahmet Hoca’nın yetkilerinin nasıl budanacağına,kendisine nasıl bir MKYK (saray) darbesinin hazırlandığına dair sağlam kaynaklardan Nisan ayı içinde 3 yazı kaleme aldım. İlki; 1 Nisan tarihinde,” Davutoğlu’nu kahreden Maltepe yemekleri”, ikincisi; 7 Nisan tarihinde, “Saray Hoca’nın parti içi yetkilerini de budayacak”, üçüncüsü; 24 Nisan tarihinde, ” Ahmet Hoca demlenebilecek mi?” başlıkları ile YENİÇAĞ okuyucularına sunuldu.
Adet olduğu üzere (!) en hafifinden ne fitneciliğimiz ne de hainliğimiz kaldı. Müderris kılıklı karabaşlar her zaman olduğu gibi kendilerine layık mekanlarda/mecralarda bol hakaret ve dedikodu ürettiler. Her türlü kışkırtmayı tezgahladılar. Fakaat!..O mübarek Cuma günü, Ahmet Hoca kafasına saray balyozunu yiyince,içinde bulundukları çukurluktan kafalarını kaldıramadılar. Dut yemiş bülbüle döndüler. Güneşin balçıkla sıvanamayacağı, mızrağın çuvalı deleceği gerçeği yine tecelli etti.. Gerçek gazetecilik,iliştirilmiş,taklacı,dalkavuk gazeteciliği yine yendi.
AKP Anonim Şirketi’nde ise durumlar bildiğiniz gibi. “Abi kardeşler” arasında ilişkiler sizlere aktardığımız şekilde devam ediyor.
Pazar yazısı kıvamında olmadı ama,okurlarımı ailem olarak kabullenirim. Sizlerle dertleşmek istedim.Yoksa yarılacaktım!..
Yazının başında “bugün haber yok” demiştim. İflah olmaz bir hastalık benim ki;R. Erdoğan, AKP Genel Müdürlüğüne yapacağı yeni atama için kesin kararını veremedi. En uygun ismi arıyor!..
yeniçağ