Cumhur’un Başı Erdoğan’ın, AKP Kadın Kolları gibi çalışan “Narkozcuları” vardır.
Toplumda, Saray’a-AKP’ye karşı bir kıpırdanma mı oldu, bunlar hemen vaziyet alırlar!
“Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımızın olduğu bu hassas dönemde, lütfen hepimiz birleştirici bir dil kullanalım, sakin olalım, yasalara riayet edelim ve yöneticilerimize güvenelim” diye başlarlar ve benzeri laflarla toplumu uyuşturmaya yani narkoza devam ederler…
Bu narkozcuların başını TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu çeker.
Saray’daki abisi, akademisyenlerin o salakça bildirisine yüklendi ya, TOBB Başkanına durmak yakışır mı? Hemen TESK-Kamu Sen-Türk İş-Hak İş-Memur Sen gibi Saray elemanlarını topladı ve bizlere derin ve ilmi nasihatler verdi…
-“Toplumun tüm kesimleri düşüncelerini ifade ederken birleştirici bir dil kullanmaya özen göstermeli” diye buyurdu TOBB Başkanı!
Emrin olur Rifat Aga! Şöyle bir birleştirici dil size uyar mı, sizi tatmin eder mi?
* “Eyy Aydın müsveddeleri denen güruh, siz karanlıksınız, karanlık. Aydın değilsiniz, alçaksınız!”
Yoksa daha da birleştirici olan bu dili mi kullanalım; “Bazı insanlar vardır ya, yüzüne tükürsen ‘yağmur yağıyor herhalde’ der. Pişkin bir tip! Serseri bir mayın gibi biri!”
-“Geldiğimiz noktada; vatandaşlarımızın birbirlerini anlamaları imkânsız hale geldi” dedi, STK’ların başı TOBB Başkanı!
Emrin olur Rifat Aga da, vatandaşlarımızı birbirlerini anlayamayacak hale kim getirdi?
“Onlar Alevi, şunlar Zerdüşt ateşe tapar onlar, bunlar Sünni değil, Türklüğü ayaklar altına aldık, ben Ergenekon Davasının Savcısıyım” diyenler vatandaşlarımız mı?
Bunları söyleyen senin abin değil mi? Bu bölücü sözler söylenirken niçin konuşmadınız? Korku dağları mı bekliyor?
Bak Rifat Aga,
1 milyon 300 bin üyem var diye övünüyorsun. Türkiye’nin her ilçesindeki olaylardan anında haberin olması gerekir. Özellikle Güneydoğu Bölgemizde, abinin Valilere verdirdiği emirlerle, meydan terör örgütüne bırakılırken niçin sustunuz?
Hepsi senin üyelerin olan işadamlarından PKK haraç toplarken sesini hiç duymadık!
Hepsi senin üyelerin olan işadamlarını, PKK kendi mahkemelerinde yargılarken niçin sessiz kaldın?
Bölge, bomba-silah deposu haline getirilirken hiç konuşmadın!
Hadi bunların hepsini geçtik!
Ülke, hepsi çok yakın dostun ve biri çok yakının olan Bakanlar tarafından soyulurken niçin görmezden geldin? Niçin o zaman nasihat etmedin?
Hâlbuki senin üslubun da oldukça yumuşaktır! Şöyle diyemedin mi;
“Sayın Hırsız Bakan Beyler, lütfen bu kadar açıkça yapmayın bu işleri, benim de başımı yakacaksınız! Artık doyalım lütfen. Bakın dünya kadar malımız oldu. Yetmemiş gibi Ankara’nın çevresinde binlerce dönüm arazimiz var.
Vallahi billahi yiyemeyiz bu kadar malı, abim duyarsa o da yedirmez, hemen üstüne çöker! Bakın, Sinan örneği size bir şeyler anlatmıyor mu? Adam alacağını vermeyen öz be öz dayısını bacağından vurdurttu, ama evdeki 2,5 milyon avronun üstüne bir bardak su içti!
Allah çarpacak bizi, yapmayın lütfen, rica ediyorum yani…”
Bak Rifat Aga,
Sen ve senin gibi Saray Demokratları, sivil olsanız ne olur resmi olsanız ne olur?
Toplum, iktidarın Saray’a endeksli ayak oyunlarından da, iktidar yalakalarından da bıktı. Hile ile ele geçirilen koltuğun kime hayrı dokunmuş ki, sana dokunsun
a üslubu yumuşak Rifat Aga…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Ocak 2016
İLK KURŞUN