Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda yaptığı konuşmasında, “İstanbul, Ankara, İzmir gibi nüfusu hızla artan şehirlerimizin çevrelerini saran imarsız yapılar, adeta bulduğu her boşlukta yayılan imarsız yapılar, dönemin plansızlığının, projesizliğinin, vizyonsuzluğunun bir ürünü olmuştur. Kimsenin bu imarsız yapıları yapan zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi veren insanları takdir edersiniz ki suçlamaya hakkı yoktur. Sorgulanması gereken, bu insanları sağlıklı konut hakkından mahrum bırakan, bunun için üzerlerine düşenleri yapmayan dönemin yöneticileridir. Bakınız ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğimde, şehrin neredeyse 4’te 3’ü imar tekniği anlamında kaçaktı. Çıktığım televizyon programlarında İstanbul’un gerçeklerini bir bir anlattım. Tabi kendi sırça köşklerinde milletin ne durumda yaşadığından, hangi sıkıntılarla mücadele ettiğinden bir haber olanlar için bunlar alışıldık ifadeler değildi” dedi.
İSTANBUL’UN NÜFUSU
Erdoğan, “Konut bakımında İstanbul, gerçekten çok farklı bir noktaya geldi. Zira göç alma noktasında önüne geçemiyorsunuz. Ben belediye başkanlığımda ‘nakil ilmuhaberi verilmesi gerekir’ dediğimde kıyamet kopardılar. Eğer biz o zaman nakil ilmuhaberini kabul ettirebilseydik, bugün İstanbul 15 milyona kesinlikle ulaşmazdı. O zaman nüfus 8 milyondu. Ama şimdi neredeyse katladı” ifadelerini kullandı.
ESENLER’DE ANAHTAR TESLİMİ
Erdoğan, “Kentsel dönüşüm için 5 Ekim 2012 tarihinde Esenler Havaalanı Mahallesi’nde ilk kazmayı vurmuştuk. İşte bu mahalledeki çalışmalar tamamlandı. İnşallah önümüzdeki ay hak sahiplerini anahtarları teslim edilecek” şeklinde konuştu.
“GÜVENLİK GÜÇLERİ GİRMESİN DİYE AÇILAN KANALLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz yapmak için mücadele ederken birileri de yıkmanın, tahrip etmenin peşinde. Bakıyorsunuz oda. İşi gücü aslında bunlarla uğraşmak. Nerede kentsel dönüşümle ilgili bir adım atacaksanız bu malum oda hemen işi yargıya götürür. Ya senin işin ne? Senin işin yakma mı, yıkmak mı? Senin işin bu şehri daha güzel hale getirmenin altyapısına katkıda bulunmak mı? Her yerde işi gücü bu. Netice alıyor mu? Almıyor. Ama ne yağıyor bize süre kaybettiriyor. Biz sıçramak, hızla mesafe almak durumundayız. Bu şehir dünyanın en güzellerinde bir tanesi. Bunun güzelliğine güzellik katmamız lazım. Aynı şekilde, kafa aynı ya; bölücü terör örgütü, Güneydoğu Anadolu’da çeşitli ilçelerimizde Temmuz ayından bu yana insanlık ve ahlak dışı yöntemlerle vatandaşlarımızı mağdur ediyor. Bölgedeki belediyelerde halka hizmet için kullanması gerek araç ve makineleri teröristlerin emrine vererek bu zulme destek oldu. Çukurlar, kanallar… Bunlar atık su kanalları değil, içme suyu kanalları, yağmur suyu kanalları değil, bunlar doğalgaz hatlarının döşenmesi için değil, bunlar elektrik şebekesi için değil, buraya güvenlik güçleri girmesin diye açılan kanallar. Sokaklara, binalara kazılan çukurlara döşenen bombalar ve yaşanan çatışmalar yüzünden, bölgede ciddi bir tahribat ortaya çıktı. Güvenlik güçlerimiz, teröristleri birer birer etkisiz hale getiriyor. İlçelerimizin böyle harap halde kalmasına rıza gösteremedik, gösteremezdik, göstermedik.”
“SUÇUN VARSA YARGILANACAKSIN KARDEŞİM”
Erdoğan’ın konuşması sırasında salonda bulunanların bir kısmı, “Mecliste katil istemiyoruz” şekilde slogan attı. Erdoğan bunun üzerine, “Sevgili gençler işte onun için dokunulmazlıkların kaldırılmasını gündeme getiriyoruz” diyerek, “Ve şimdi dokunulmazlıkların kaldırılması deyince yani milletvekillerine dokunulmazlık kalksın gibi bir şey anlıyorlar. İşin aslı bu değil. Kimin fezlekesi varsa o fezlekeyle ilgili sürecin hemen yargıya taşınması anlamındadır. Suçun varsa yargılanacaksın kardeşim. Ben senin milletvekilliğinin bitmesini nasıl beklerim ya. Bu kadar olaylar olacak, sen terör örgütüne silah taşıyacaksın arabanla, tabutlarla silah taşıyacaksın… Hani ‘Kalksın diyordun’ da şimdi ne oldu. Niye geri vitese taktın. Ana muhalefet bakıyorsun şuan da ipe un seriyor. Diğerleri ipe un seriyor. Niye seriyorsunuz. Bakın 550 fezleke var. Herhalde burası parlamento fezlekeleri takip bürosu değil. Biran önce bu işin halledilmesi gerekiyor. Bu iş halledildikten sonra da suçlu olan bedelini öder. Ve burada siyaset bana göre bu fezlekelerin önünde bariyer oluşturmamalıdır. Bu işin önü açılmalıdır. Nereye? Yargıya, yargı gereğini yapsın” şeklinde konuştu.
“MİLLETE DÜŞMAN OLANLARIN ELİNE BİR FIRSAT OLARAK VERMEMELİYİZ”
Erdoğan, “Teröristlerden temizlenen ilçelerimizde hemen imar çalışmaları başlandı. Diyarbakır’da Sur için, benim başbakanlığım döneminde de bir hayalimdi. 2011 seçimlerinde hemen orası için o zaman bir proje yaptırdım. Sur için, Dicle onun içinde bir proje yaptırdım. Suruç için bir proje yaptırdım. Her iki projede gerçekten çok çok güzel, mükemmel bir proje. Belediye seçimlerini kazansak da kazanmasak da, biz bu iki projeye burada ama Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak bu iki projeyi burada uygulayalım ve dünya buraya geldiği zaman ‘burada nasıl bir medeniyet varmış, burada nasıl bir kültür altyapısı varmış bunu bir görsün, bunu bir gösterelim. Hani şimdi geliyor ya bazı batılı malum medya unsurları falan geldikleri zaman bakıyorsunuz sokak sokak dolaşıp nerede aykırı yerler varsa oraları çekelim, ondan sonra dünyaya bunun reklamını yapalım, dertleri bu. Bizim de bunun tersini yapmamız lazım. Algı operasyonunu bu millete düşman olanların eline bir fırsat olarak vermemeliyiz. Bunun çalışmasını yapmamız lazım” dedi.
“CİZRE’NİN YENİDEN ŞEHİR OLMASI LAZIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Arzum benim şudur, cumhurun başı olarak ben diyorum ki; burada ağır, orta, az hasarlı hiç bunu dinlemeden sadece tarihi eserleri bir kenara koyarak, diğerlerinin tamamını yıkmalıyız. Buraların bir defa altyapısı diye bir şey yok. Buralardaki belediyeler, malum anlayışın temsilcisi olan belediyeler, altyapı diye bir şey buralarda yapmadılar. Buraları bilen birisiyim, bütün pislik sokakta akar. Çünkü ne atık su kanalı buralarda bulursunuz, görürsünüz, ne yağmur suyu kanalı görürsünüz ne de diğer kanalları görürsünüz. Yok. Onun için akar. Biliyorsunuz bir teklifim vardı. Hakkari’yi biz artık yer değiştirelim, Hakkari şehri Yüksekova olarak değişsin. Çünkü Hakkari topoğrafik yapı olarak bir şehir yapısında değil. Orayı nasıl şehir yapmışlar anlamak mümkün değil. Fakat Yüksekova topoğrafik yapı olarak gerçekten şehir olmaya adaya, çok daha güzel bir yer. Bir defa Tümen orada, havalimanını da yaptık. Bu yapı itibariyle bir de kaçakçılığın en yoğun olduğu bölgede orası. Bütün bunları hem engelleme, hem de huzurlu bir şehir inşa etme noktasından Yüksekova çok isabetli bir adım olacaktır ve hükümetimizde de şu anda bu karar oluşmuştur. İkinci bir yer Cizre. Cizre zaten tarihi itibariyle şehir, aslında yeni kazanacağı bir hak değil. Cizre’nin bu hakkıydı, elinde alındı. Bu hakkının iadesi gerekli ve Cizre’nin yeniden şehir olması lazım. Şırnak’a gidenleriniz var mı bilmeme ama şehir demek mümkün değil. O da Hakkari’nin adeta değişik durumu. Fakat Cizre hakikaten şehir olarak, kültür, tarih medeniyet olarak ev sahipliği yapmış şehirdir” diye konuştu.
“KANAL İSTANBUL OLACAK, KANAL İSTANBUL’U YAPACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kanal İstanbul yapıldığı anda her iki tarafında gerçekten İstanbul’un şanına yakışır konutlarla farklılık arz etmesi gerekiyor. Buna da hep olur mu canım diyenler çıktı. Kanal İstanbul olacak, Kanal İstanbul’u yapacağız. Kim ne derse desin” dedi.
“TÜKETİCİ KREDİLERİNDEKİ FAİZİ LÜTFEN BANKALARIMIZ DAHA DA DÜŞÜRSÜNLER”
Erdoğan, “Tüketici kredilerindeki faizi lütfen bankalarımız daha da düşürsünler. Birbirilerine bakarak değil. Katılımcı kuruluşlar, bankaları baz alarak değil, onlarda lütfen bu oranları düşürsünler ki, tüketici yani konut kredisi alacak olan vatandaşlarımız rahatlıkla oradan ödeyebileceği krediyi almış olsun” diye konuştu.
MAHALLELERE OTOPARK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakın belediyeler otopark için ücret alıyorlar. Ama otopark yapımına gelince hiçbir projede otopark var mı, yok mu? Bunu kontrol etmezler. Ondan sonra araçlar nerede? Sokak içinde, sokağın sağında, solunda park edilirler. Allah göstermesin sık sık rastlarız. Bir yangın olduğu zaman itfaiye aracı o yangını söndüreceği yere dahi ulaşamaz. Geçenlerde yanılmıyorsam Bomonti’de öyle bir olay oldu. İtfaiye araçları aşağıda bir yerde kaldılar, oradan ulaşabilmek için, hortumu oraya uzatabilmek için itfaiye erleri can siper hane bir mücadele değil, savaş verdiler. Olmaz. Buralarda da belediyelerimizin Türkiye genelinde buna dikkat etmesi lazım. Bu projelere onay verirken, evlerin altındaki eğer bitişik nizamsa ona göre, yarık nizamsa ona göre bütün otoparkların yapımını teminat altına almaları lazım. Artık refah ülkesi bir Türkiye var” ifadesini kullandı.
Erdoğan ayrıca şunları kaydetti:
“Eğer evin altına sığdıramıyorsan, belediye başkanı kardeşlerime sesleniyorum, o mahallenin kat otoparklarının olması lazım. Biraz kendi arazilerinden feragat edeceksin, oralarda kat otoparkı yapmak suretiyle mahalleli aracını gidecek oraya… Güvence noktasında bu tür otoparkların olması da fayda var. Geçenlerde Kağıthane de 25 tane araç kundaklandı. Bunlar sokaklarda değil eğer otoparklarda olsaydı bunun riski minimize olurdu.”
“KESİNLİKLE DİKEY MİMARİYE KANAL İSTANBUL ÇEVRESİNDE MÜSAADE EDİLMEMELİDİR”
Erdoğan son olarak “Artık dikey yapılaşmadan, yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir. Mesela Kanal İstanbul’un çevresinde ben arkadaşlarıma da söyledim, kesinlikle dikey mimariye Kanal İstanbul çevresinde müsaade edilmemelidir diyorum. Bunu şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanı da burada, bunu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ile de ayrıca konuştum. O kanal İstanbul’a ayrı bir hava, ayrı bir güzellik katacaktır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.