Cumhurbaşkanı Erdoğan 18. Muhtarlar buluşmasında konuşuyor… Erdoğan “Dünyanın hiçbir yerinde terör eylemlerini savunmanın adı siyaset değildir. Türkiye gereğinden fazla müsamahakar bir ülkedir ama bıçak kemiğe dayandı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İran-Suudi Arabistan gerilimiyle ilgili de açıklamalar geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kouşmasından satır başları:
Geçtiğimiz hafta Medine’de kaybettiğimiz HASAN Karakaya’ya bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.
3100 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Güvenlik kuvvetlerimiz yerleşim yerlerinde süren bu terör eylemlerine, bölgede yaşayan sivil halka zarar vermemek için azami bir dikkat ve hassasiyetle müdahale ediyor. Bu da aslında çok kısa sürede sonuçlanabilecek operasyonların nispeten uzun bir zaman dilimine yayılmasına sebep oluyor. Biz, tek bir masum Vatandaşımızın hayatını tehlikeye atmaktansa operasyonların uzamasını tercih ettik, tercih ediyoruz. Geçtiğimiz yıl yurt içi ve dışında gerçekleştirilen operasyonlarda 3 bin 100’ü aşkın terörist etkisiz hale getirildi. Aynı dönemde asker, polis, geçici köy korucusu ve sivil vatandaşlardan da 300 civarında kaybımız var. Şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.”Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Biz bu topraklarda yaşamanın bedelini ödemiş bir milletiz. Ne yapsalar boş. Son 200 yılda yaşadığımız kayıplara rağmen ayaktayız evelallah her daim ayakta olacağız.
Eski Türkiye’nin yolunu değiştirmek kolaydı. Ama yeni Türkiye’ye kimse operasyon yapamaz. 13 yılda yaşadığımız badireleri nasıl aştıysak bunları da aşacağız.
NE YAPSALAR BOŞ
Biri Moskova‘ya gider nasihat alır gelir. Onun arkasındaki terör örgütüne yardım edeceklermiş. Ne yapsalar boş.
Allah bize yeter o ne güzel bir vekildir. Çanakkale‘deki ruhla mücadele ediyoruz. Ne bu vatan toprağının bir karışını veririz ne de projelerimizden taviz veririz.
EY KAHPE RÜZGAR ARTIK NE YANDAN ESERSEN ES
Üstadın dediği gibi
Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es…
Türkiye sizin üst aklınızın size verdiği akıldan çok daha büyük ferasete sahibiz.
Çünkü biz inandığımız için üstün olduğumuzu biliyoruz.
KUKLA HALİNE GELDİLER
Bu oyun bin yıllık hesaplaşmanın yeni bir tezahüründen başka bir şey değildir. Terör örgütü de sırtını ona dayanan parti de bölgede hesabı ve çıkarı olan güçlerin oyuncağı haline dönüşmüş birer kukladan ibarettir
Bölücü örgüt tamamen etkisiz hale getirilecek.
hendek kazanları arkadaş olarak gören bir ana muhalefet var. Grup toplantılarında muğlak ifadelerle mektup okumakla güvenlik güçlerimizi töhmet altında bırakan bir genel başkan var.
O bölgede fazla oy alan partiye oy verenler de bundan rahatsız. O evleri yakılanlar Kürt değil mi? Bu zulmü yapan bölücü terör örgütü ve onları destekleyen partiler bunun hesabını ne bu dünyada ne öteki tarafta hesabını veremezsiniz.
Tükiye’de Kürt sorunu değil terör sorunu vardır. Kimse bunu bize yutturmaya kalkmasın.
EN BAŞTA KÜRT MİLLETİNE İHANET
Türkiyelileşmek iddiasıyla yola çıkıp varlıklarını hendeklere endeksleyenlerin, Kandil’in şamar oğlanına dönenlerin durumunu hep birlikte ibretle takip ediyoruz. Kürt kardeşlerimin adını istismar ederek bu ülkeye ve bu millete husumet besleyen kim varsa onun eteğinin altına girmenin adı siyaset değil, ihanettir. En başta Kürt kardeşlerime ihanettir. Kürt kardeşlerim bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır.
BU İSTİSMARA ARTIK PARLAMENTO İZİN VERMEMELİ
Tercihini siyasetin imkanlarından yana değil, terörden, terör örgütünün eylemlerinden yana koyanlar, bunun hesabını hukuk önünde vermelidir. Terör örgütünün diğer mensupları için hukuk neyi emrediyorsa bu kişiler için de aynı yöntemler işletilmelidir. Milletvekili dokunulmazlığı terör örgütüne perde olmak için değil, Meclis’te millete daha iyi hizmet vermek için getirilmiş bir imtiyazdır. Bu imtiyazın istismarına artık parlamentomuz izin vermemelidir.
Dünyanın hiçbir yerinde terör eylemlerini savunmanın adı siyaset değildir. Türkiye gereğinden fazla müsamahakar bir ülkedir ama bıçak kemiğe dayandı.
Kimse bu devletin ekmeğini yiyip bu devlete kılıç çalamaz.
PARTİ KAPATMAYA KARŞIYIM. ANCAK…
Prensip olarak ben siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım. Gereksiz görüyorum. Hiç düşünmeye bile gerek yok. Ancak herhangi bir siyasetçinin yaptığı suçun, hatanın bedelini kurumsal olarak partisi değil, şahıs olarak kendisi ödemelidir. Bu, genel başkan da, milletvekili de, belediye başkanı da, meclis üyesi de olabilir. Kim olursa olsun bunun bedelini ödemelidir.
YENİ ANAYASA
Türkiye, artık darbe dönemlerinin dışında, siyasetin imkanlarıyla, yeni anayasasını yapabilme iradesini ortaya koymalıdır. Darbe anayasaları ile yönetilen ülke utancından artık kurtulmalıyız. Daha ‘Bismillah’ demeden dayatılan ön şartlar, milletimizin arzu ettiği, beklediği Türkiye’nin yaşadığı değişimi kucaklayacak, önünü açacak bir anayasanın inşasını zorlaştırıyor. Referansımız mevcut anayasa ise niçin yeni anayasa peşinde koşuyoruz. Adı üstünde, yeni anayasa… Yeni bir anlayışla, yeni bir yaklaşımla oluşturulmalıdır.
Yeni anayasa konusunda toplumsal mutabakat sağlanmalı. Yeni anayasa çalışmaları kapsamında üzerinde durulması gereken hususlardan biri başkanlık sistemi. Muhalefet partileri bu konuda kendi geçmişleriyle çelişen tutumlarını anlamakta zorlanıyorum. Ötekiler ak diyorsda ben kara diyeyim şeklindeki siyaset kimseyi başarıya götürmez.
Parlamenter sistem diktatör üretmez diyenler var. Hitler örneğini vermiştim. Meselenin önünü arkasını görmeden şahsıma hücum etmeye kalktılar. Almanya parlamenter sistem ile yönetiliyordu. Bunu söyledim.
Başkanlık sisteminin altının nasıl doldurulacağına milletçe hep beraber karar vereceğiz.
TÜRK BİÇİMİ BAŞKANLIK DEDİM…
Ben ‘Türk biçimi veya Türkiye biçimi bir Başkanlık sistemi’ dedim, başladılar saldırmaya… Ya bunlar kendi ülkelerinin markasını da istemiyorlar. Mecbur muyuz illa Amerikan sistemi, Fransız sistemi veya şu sistemi bu sistemi söylemeye… Biz hepsinden alırız. Adeta bir arı gibi ondan da ondan da hepsinden toplarız. Balımızı yapar, milletimize sunarız.
MEZHEP FİTNESİ, BİR KEZ DAHA İSLAM DÜNYASINI SARSIYOR
Suudi Arabistan ve İran gerilimine ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Mezhep fitnesi, bir kez daha İslam dünyasını sarsıyor. Müslümanları karşı karşıya getiriyor. Bunu bir üst akıl aslında idare ediyor. Mesele İslam dünyasında bir mezhep çatışması olsun ve İslam dünyası kendi içinde paramparça olsun. Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’daki… görüntülerin en gerisinde mezhep fitnesi olduğunu biliyoruz. Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Ebuker’in, Hz. Osman’ın tahkirine asla razı olmayız. Bizde böyle bir şey yok. Mezhep görüntüsü altında sergilenen tavırların gerisinde bölgesel iktidar inşa etme çabası olduğunu gayet iyi biliyoruz.
TÜRKİYE’DE BİR İDAM MÜESSESİ YOK AMA SUUDİ ARABİSTAN’DA VAR
Suudi Arabistan’ın büyükelçiliğinin roket atarlarla yakılması, yıkılması aynı şekilde Irak’taki Suudi Arabistan’ın büyükelçiliğinin yakılıp yıkılması asla uluslararası münasebetler açısından kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Biz bunu tasvip etmiyoruz demek, o ülkelerin yönetimlerini de kurtarmaz. Niye sen gerekli tedbirleri aldın mı acaba? Atılmış bir adım vardır. 47 kişi idama mahkum edilmiştir. Türkiye’de bir idam müessesi yok. Doğrudur veya yanlıştır ayrı mesele. Ama Suudi Arabistan’da var. İran’da da bu müessese var. Amerika’da, Rusya’da var. Buralarda hala idam çalışıyor.
SUUDİ ARABİSTAN’DA ATILAN BİR İÇ HUKUK MESELESİDİR BANA GÖRE
Buralarda yapılan idamalar noktasında ses soluk çıkmıyor. Ama şu anda Suudi Arabistan’da atılan bir iç hukuk meselesidir bana göre. Almıştır böyle bir kararı bunların 46’sı Sünni’dir. El Kaide ile bağlantılı oldukları için idam edilmişlerdir. Bir tanesi de Şia bunun kararı da daha önceden verilmiş adımını da bu şekilde Suudi Arabistan atmıştır. Bunların kararıdır tasvip etmemek ayrı bir konu.”