Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün ABD’ye gidiyor. Barack Obama’nın ev sahipliğini üstlendiği, “Nükleer Zirvesi”ne katılacak!
Dikkat ederseniz, yukarıdaki cümlenin sonuna “ünlem” koydum. Çünkü o zirve bahane…
Erdoğan’ın asıl gidiş gerekçesi, yapımı bir yıl önce tamamlanan Washington yakınlardaki Maryland eyaletindeki caminin 2 Nisan’daki resmi açılışını gerçekleştirmek.
***
Aslında Erdoğan bu açılışı Obama ile yapmak ve büyük bir şova dönüştürmek istiyordu.
Obama gelirse ABD ve dünya medyası da gelecekti…
Herkes günlerce Erdoğan’ı konuşacaktı!
Minare önünde çekilecek fotoğraflar, milyarlarca insanın hafızasına kazınacaktı.
Sırf bu yüzden 2015’in başından beri açılışı erteletip durdu.
Ancak Obama, camiyi birlikte hizmete sokma önerisini bir türlü kabul etmedi.
***
İki gerekçesi vardı Başkan’ın:
Birincisi; başkanlık seçimleri öncesinde partisine büyük bir zarar vermekten çekiniyordu.
İkincisi; adı ABD’de “diktatör” olarak anılmaya başlayan bir liderle, hele hele dini bir mekanda fotoğraf çektirmek istemiyordu.
***
Diyeceksiniz ki, “2 Nisan’da Erdoğan tarafından açılacak olan Maryland’deki bu cami işini biraz anlatsana…”
Anlatayım:
Aslında sadece bir “cami” değil; bizimkilerin deyişiyle “Amerika Diyanet Merkezi…”
Ya da Erdoğan’a göre yeni bir “külliye…”
Yapımına da Erdoğan’ın, ABD ile ilişkilerinin iyi olduğu yıllarda karar verildi.
Osmanlı-Selçuklu mimari tarzına sahip, iki minareli, görkemli sayılabilecek bir cami…
Tam 60 dönüm arazi üzerinde yaptırılan bu cami için 120 milyon liraya yakın bir para harcandı!
Paranın büyük bölümü Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kasasından, yani bizim cebimizden çıktı.
“Külliye”nin içinde spor ve kültür merkezi, misafirhane, yaşlılar bakımevi, geleneksel Türk evleri, kütüphane, sergi salonu, araştırma merkezi, İslam Eserleri Müzesi, Osmanlı tarzı çeşmeler ve Türk hamamı gibi birçok unsur bulunuyor.
***
Peki; yoksul Türk halkının vergilerinden ayrılan 120 milyon liralık bütçeyle ABD’ye kondurulan “külliye”nin gerçek amacı ne olabilir?
İslam dünyasına şov yapmak!
İyi de Müslümanlara yapılacak şovun, Müslüman olmayan ABD’liler üzerinde yaratacağı olumsuz etkiyi düşünen var mı?
Bence yok!
ABD’deki bazı lobi kuruluşları daha şimdiden bu yerleşkede “cihatçı kadrolar” yetiştirileceğini ve İslam’ı kullanan teröristlerin ABD’de de boy göstermeye başlayacağını iddia etmeye başladı.
***
Sonuçta Obama, bırakın cami açmayı, Erdoğan’la baş başa görüşmeyi bile reddetmiş…
Bizim diplomatlar, “Hiç olmazsa bir fotoğraf çekimi kadar, ayaküstü bir randevu” için didinip duruyormuş…
***
Yaş, gözdeyken anlamlıdır dostlar…
Düşünce kuruyup gider!
Bundan sonra ağzıyla kuş tutsa; nafile:
Erdoğan, artık ABD’nin gözünden düşen bir damla yaştır.
156+272!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Sıra Zafer N. Çapkın’da:
“Abdullah Bey…
Gazetelere yansıyan haberlere göre ABD, Erdoğan’ı devirip yerine sizi geçirmek istiyor. Biz ise ne onu, ne de sizi istiyoruz. Çünkü birbirinizden farkınız yok. Amacınız, yöntemleriniz aynı…
Sadece o yüksek perdeden konuşuyor, siz ise fısıldıyor hatta bazen hiç konuşmuyorsunuz. Bunca zamandır yanıtı çok basit olan sorulara bile yanıt vermeyerek bunu kanıtladınız.
ABD’nin yaptıracağı darbeyi de, Erdoğan’ı da, sizi de istemiyoruz. Bu ülkenin halkı olarak, hepinizin hakkından tamamen demokratik ve hukuki yollarla geleceğiz.”
GÜNÜN SORUSU
ABD’deki bazı Türk toplulukları, yüzlerce korumayla dolaşan Erdoğan’ı “Bayrakla protesto”ya hazırlanıyor. Sözüm Erdoğan’ın güvenlik müdürüne:
Washington Emniyeti’ne de talimat verip olası göstericileri Türkiye’deki gibi bir gece önceden gözaltına aldırabilecek misiniz?
ALIN SİZE DARBE…
AKP, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun dağılmasının ardından kendi anayasasını hazırlama kararı almış… Oluşturulacak komisyon, 50-60 maddelik bir anayasa teklifi hazırlamak için bu hafta mesaiye başlayacakmış.
Yasalar ve anayasa ortada:
“Anayasa, ilk dört maddesi dışında değiştirilebilir ama asla yeniden yapılamaz…”
Çünkü bu, mevcut rejimi ortadan kaldırıp yeni bir rejim kurma suçudur.
Diğer adıyla “darbe”dir…
Anayasa karşıtı eylemlere karşı görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu darbe girişimini de görmezden gelip soruşturma açmazsa… İşlenen suçun ortağı olur.
Benden, söylemesi…
KAYBIMIZ!
Dünkü yazımı yazamadım. Aile dostum, ağabeyim Av. Celal Ülgen’in kayınvalidesi, sevgili ablam Perihan Ülgen’in annesi Hatice Güntekin’i kaybettik ve son yolculuğuna uğurladık.
Kederli ailesine ve yakınlarına sabırlar diliyorum.
Yeri değil ama minicik bir not:
Son dönemde katıldığım bütün cenaze namazlarında imamlar merhumu ya da merhumeyi dakikalarca musalla taşında bekletip şeriat propagandası yapıyor.
Okmeydanı’ndaki bir cenaze töreninde dakikalarca kızların etek boyundan bahseden bir imama bile tanıklık ettim.
Hepsi bilmeli ki bu devir geçecek…
Bakalım o zaman ne yapacaklar?
GÜNÜN İSYANI!
Pakistan’ın Lahor kentindeki bir lunaparka düzenlenen bombalı saldırıda çoğu çocuk olmak üzere 70 kişi öldü. Pakistan’ın ünlü ses sanatçısı Basit Subhani, Twitter hesabından paylaştığı mesajında, “Pakistan’ın bir Atatürk’e ihtiyacı var” dedi. İsyanım Türkiye’deki Atatürk düşmanlarına:
Bu da size düdüklü tencere kapağı olsun!
Aydınlık