Eski bakanlar neyle suçlanıyor? Kritik gün yarın
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası görevden alınan 4 eski bakanla ilgili fezleke görüşmesi yarın Meclis’te yapılacak.
TÜRKİYE’nin son 3 aydır gündemi, 17 Aralık 2013’te başlayan yolsuzluk ve rüşvet soruşturması. 4 eski bakanın, çocuklarının, bürokratların ve işadamlarının adının karıştığı soruşturma ile ilgili gizlilik kararı var. Bugüne kadar adı geçenlerle ilgili birçok iddia ortaya atıldı.
İddiaların çoğu, rüşvet alındığı üzerinde yoğunlaştı. Ancak savcılığın bakanlarla ilgili suçlamaları, haklarındaki fezlekelerin Meclis’te okunması ile netleşecek.
17 ARALIK’TE NE OLMUŞTU?
17 Aralık sahaba karşı İstanbul Organize ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü polislerinin başlattığı operasyonda 89 kişi gözaltına alındı. Bunların arasında en dikkat çeken isimler; İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir oldu. İddiaya göre, üç ayrı konuda yürütülen soruşturmalar kapsamında bu isimler gözaltına alındı. Oğulları gözaltına alınan bakanlar dışında, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın da adı operasyon sırasında anıldı.
ÖRGÜT LİDERİ SARRAF İDDİASI
Soruşturmada, İran asıllı işadamı Rıza Sarraf’ın, bürokraside 4 bakanla geliştirdiği ilişkiler ve rüşvet çarkı sayesinde kara para aklama, altın kaçakçılığı gibi suçlar işlediği öne sürüldü.
İddilara göre, bakan Güler ve oğlu, Sarraf’a Türk vatandaşı olmayan kişilere vatandaşlık verilmesini sağladı ve bilgi sızdırdı. Bakan Çağlayan, Halkbank üzerinden İran’a belirsiz yüksek meblağlı para transferi ve altın kaçakçılığı yapılmasına aracı oldu. Bakan Bayraktar ve oğlu, bakanlık yetkilerini kullanarak imar usulsüzlükleri yapılmasını sağladı. İddialara göre, Bakan Bağış rüşvet karşılığı Sarraf’a çıkar sağladı. 21 Aralık 2013’te bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, “rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek”suçlamasıyla tutuklandı. Örgüt lideri olduğu iddia edilen Rıza Sarraf ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan tutuklanlar arasında yeraldı. Bakan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz ise serbest bırakıldı.
İLK FEZLEKELER
25 Aralık 2013’te bakanlar istifalarını açıkladı. Aynı gün kabine değişikliği yapıldı ve bu isimlerin yerlerine yenileri atandı.
Bu arada, 4 bakan hakkındaki fezlekeler savcılık tarafından Adalet Bakanlığı’na gönderildi. İddiaya göre, Güler, Çağlayan ve Bağış’ın dosyası için tek bir fezleke, Bayraktar’ın dosyası için ise ayrı bir fezleke olmak üzere toplam, 27 klasör ve 504 sayfadan oluştu.
Ancak Adalet Bakanlığı 6 Şubat 2014’de fezelekeleri usûl eksikliğinden iade etti. Usül eksikliğinin ‘fezkelerin Adalet Bakanlığı aracılığıyla değil doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderilmesi’ olduğu belirtildi.
TAHLİYE EDİLDİLER
Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan 14 Şubat, bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan ile işadamı Rıza Sarraf da 28 Şubat 2014’de tahliye edildi.
YARIN MECLİS’TE FEZLEKE GÜNÜ
Adalet Bakanlığı’nın savcılığa iade ettiği fezlekelerin 28 Şubat’ta Meclis’e gönderildiği ortaya çıktı. Ancak bu haber duyulduğunda Meclis 26 Mart’a kadar seçim tatiline girmişti. Muhalefet hem Meclis Başkanı Cemil Çiçek’i hem de iktidar partisini fezlekeleri kaçırmakla suçladı. Fezlekelerin milletvekillerinin incelemesine açılması istendi. MeclisBaşkanlığı’nın ve AKP’nin soruşturma komisyonu kurulmadan fezlekelerin incelenemeyeceği iddiası üzerine, muhalefet CHP’nin öncülüğünde harekete geçti. Yeterli imza bulunarak Meclis’in 19 Mart’ta olağanüstü toplanması sağlandı.
İLK İDDİANAME HAZIR
Bu arada 17 Aralık soruşturması ile ilgili ilk iddianame 14 Mart’ta mahkemeye sunuldu. Savcı Ekrem Aydıner’in hazırladığı iddianamede şüphelilere, ‘rüşvet alıp vermek’, ‘resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme’, ‘2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet’ suçlamaları yöneltildi. İddianame, örgütlü suçlarla yetkili başsavcı vekilliğine, ardından da 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme iddianameyi kabul ederse dava açılacak.